07.09.2021 - 01:16 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Afganistan'da 15 Ağustos tarihinde Kabil'e girerek fay hatlarını yerinden oynatan Taliban yönetimi, kontrol edemediği son vilayetin de bu sabah ele geçirildiğini resmen duyurdu.
Yerel medya, Taliban'ın Pencşir'i ele geçirebilmek için birçok şehirdeki kontrol noktalarını boş bıraktığını ve bütün gücünü bölgeye yığdığını aktardı. Pazar günü şiddetlenen çatışmalarda direnişçilerin sözcüsü öldürüldü.
Direnişçiler sosyal medyadan yaptıkları paylaşımda Fehim Daşti'nin Taliban tarafından öldürüldüğünü doğruladı. Ahmed Mesud ise akşam saatlerinde Taliban ile barış görüşmelerine müzakereye hazır olduklarını açıkladı.
Buna rağmen Taliban militanlarının ilerleyişi durmadı ve bu sabah Pencşir vilayetinin merkezi Bazarak da dahil tüm bölge el değiştirmiş oldu. Uluslararası haber ajansları gelişmeyi 07.18'de son dakika koduyla duyurdu.
Ulusal Direniş Hareketi içerisinde yer alan eski cumhurbaşkanı yardımcısı Emrullah Salih'in Pencşir'den kaçıp Tacikistan'a sığındığı gelen bilgiler arasında. Taliban sözcüsü, Salih'in Tacikistan'a kaçtığını söyledi.
Taliban'a yakın sosyal medya hesapları, Pencşir Valiliği'ne dikilen örgüt bayrağının fotoğraflarını paylaşıyor. Videoda, Taliban militanlarının tekbir getirdiği görüldü. Direnişçilerin lideri Ahmed Mesud ise, paylaştığı Twitter mesajında güvende olduğunu açıkladı.
Çin'in kendilerini tanımasını beklediğini açıklayan Taliban'a Afganistan'ın batı komşusu İran'dan sürpriz bir yaylım ateşi geldi. Tahran yönetimi, Taliban'ı Pencşir'deki operasyon nedeniyle sert bir dille kınadı.
Dışişleri Bakanı Said Hatibzade, "Pencşir’den gelen haberler gerçekten endişe verici. Saldırı şiddetle kınanmaktadır" ifadesini kullandı. Tahran, Kabil’i ele geçirdiği 15 Ağustos tarihinden bu yana Taliban’ı eleştiren açıklamalar yapmaktan kaçınmıştı.
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hatibzade "Pencşir sorununda bunun tüm önde gelen Afgan (aşiret) büyüklerinin içinde olduğu bir diyalog yoluyla çözülmesinde ısrarcı oldum" deyip ekledi:
"Taliban uluslararası hukuk bakımından yükümlüklerine eşit bir biçimde riayet etmek zorunda. İran, Afgan halkının acılarının tüm Afganları temsil edebilen bir hükümetin kurulmasıyla sona erdirilmesi için çalışmalarını sürdürecek."
Sözcü, Pakistan’ı da ima ederek, İran’ın Afganistan iç işlerine yönelik 'tüm yabancı müdahaleleri' kınadığını belirtti. "Dostlarımızı ve Afganistan'a farklı niyetlerle girme hatasını yapanları bilgilendirmek isteriz. Afganistan (toprağında) düşmanı ya da saldırganı kabul edecek bir ülke değildir."
Tahran yaklaşık 900 kilometrelik sınırı bulunan Afganistan’da Taliban’ın 1996-2001 yılları arasındaki iktidarını tanımamıştı. Yaklaşık 3,5 milyon Afgana evsahipliği yapan Tahran, Kabil’i ele geçirmesi sonrasında Taliban ile yakınlaşma sinyalleri vermişti.
Binlerce militanını sarp vadilerle çevrili Pencşir'e sevk eden Taliban örgütü ile Ulusal Direniş Hareketi'ni organize eden Ahmed Mesud liderliğindeki yerel güçler günlerdir çarpışıyordu.
Taliban'ın sosyal medya hesaplarından Pencşir'deki çatışmaları gösteren ve vilayetin düştüğünü ileri süren yüzlerce video paylaşıldı, başkent Kabil'de ise militanlar silahlarını ateşleyerek kutlama yaptı.
Ancak kısa süre içinde Pencşir'de kontrolün sağlanamadığı ortaya çıktı, kutlamalar boşa gitti. Reuters haber ajansı, kutlamalarda kurşun isabet eden en az 17 kişinin öldüğünü ve onlarca insanın da yaralandığını bildirdi.
CNN International, Pencşir Vadisi'nin İngiliz İmparatorluğu'ndan Sovyetler Birliği'nin işgaline ve Taliban'a kadar Afganistan'daki gerilla savaşının merkez üssü olduğunu hatırlatıyor. 'Pencşir Aslanı' lakaplı efsanevi komutan Ahmed Şah Mesud, 2001'deki ölümüne dek Sovyet-Afgan savaşında ve daha sonra Taliban'a karşı iç savaşta bölgeyi başarıyla savunmuştu. Ahmed Mesud da Ahmed Şah Mesud'un oğlu.
Tüm dünya, Taliban'ın ikinci döneminde okulların nasıl olacağını merak ediyordu. Bugün örgütün sosyal medya hesapları tarafından paylaşılan görüntü, soruya yanıt verdi.
Başkent Kabil'deki İbn-i Sina Üniversitesi'ndeki bir sınıfta kız ve erkek öğrencilerin arasına perde çekildiği görüldü. Büyük ses getiren fotoğraflar anında sosyal medyada yayıldı.
Taliban örgütü, daha önce kız çocuklarının dini kurallaar uygun olmak koşuluyla okullara gidebileceğini duyurmuştu. 1996-2001 arasındaki dönemde kızların okula gitmesi yasaklanmıştı.
Tolo News'a konuşan gazeteci Azita Nazimi, "25 yıl önce Taliban geldiğinde okula gitmeme engel olmuştu. Beş yıllık iktidarlarının ardından 25 yıl eğitim gördüm ve çok çalıştım. Geleceğimiz için buna izin vermeyeceğiz" dedi.
Afganistan'da Taliban militanlarının hamile bir polis memurunu silahla vurarak öldürdüğü bildiriliyor. Yerel basında ismi Banu Nigar olarak geçen kadın polisin, Gur vilayetinin merkezi olan Firuz Koh kentindeki evinde akrabalarının önünde katledildiği aktarılıyor.
Firuz Koh kentinde birçok kişinin cezalandırılmaktan korkarak konuşmayı reddetmesi nedeniyle olayın ayrıntıları hala netleşmiş değil. Ancak BBC'ye konuşan üç kaynak, Cumartesi günü Taliban'ın Nigar'ı dövdükten sonra kocası ve çocuklarının önünde vurarak öldürdüğünü kaydetti.
Nigar'ın akrabaları, yüz bölgesi tamamen bozulmuş cansız bir bedenin ve duvara sıçramış kan izlerinin görüldüğü fotoğrafları da ulaştırdı. Ailesi, yerel bir cezaevinde çalışan Nigar'ın sekiz aylık hamile olduğunu aktardı.
Akrabalarının anlattığına göre, üç silahlı adam Cumartesi günü Nigar'ın evine gelerek aile üyelerinin ellerini bağladı ve evde arama yaptı. Bir tanık, eve zorla giren bu kişilerin Arapça konuştuğunu ileri sürdü.
Taliban'dan BBC'ye yapılan açıklamada ise, Nigar'ın ölümüyle ilgilerinin olmadığı iddia edildi. Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahid, "Olayla ilgili bilgimiz var, inceleme sürüyor" dedi. Örgütün geçmiş yönetimle çalışan kişileri affettiğini ekleyen Mücahid, Nigar'ın ölümünü 'kişisel husumet ya da başka bir konu' olarak niteledi.
Kadın polis Banu Negar'ın öldürülmesi, Afganistan'da kadınlara yönelik baskının arttığına ilişkin haberlerin yoğunlaştığı bir sırada geldi. Taliban kendisini geçmişteki uygulamalardan daha ılımlı gösterme arayışında olsa da, baskı ve şiddetin sıklıkla yaşandığına dair haberler medyaya yansımaya devam ediyor.
İnsan hakları grupları intikam amaçlı öldürmelerin, tutuklamaların ve bazı dini azınlıklara, kadınlara ve çeşitli kimliklere yönelik baskının sürdüğünü aktarıyor. Taliban yetkilileri ise geçmiş dönemde hükümetle çalışmış kişilere yönelik intikam arayışlarının olmayacağını savunuyor.
BBC Diplomasi Muhabiri Lyse Doucet, Taliban'ın iktidarı aldıktan sonraki ilk basın toplantısında "Hınç ve intikam yok" mesajını verdiğini hatırlatarak, "Taliban'ın açıklamalarıyla, her bir militanın silahıyla kendi alanını kontrol ettiği sokaklardan gelen sinyaller arasında makas açılıyor. Ülke genelinde, özellikle de kadınlara yönelik istismar ve tacizin boyutunu kestirmek zor" diyor.
Doucet, "Kabil'de konuştuğum herkes kaygılı. Bunlar arasında eski hükümetin danışmanları, havayolunun kabin ekibi, öğretmenler, kuaförler var. Bazıları açıkça korktuğunu söylüyor. Bazıları evlerinde gizleniyor" diye ekliyor.
Taliban, Pazar günü de Kabil'de onlarca kadının hak talebiyle yaptığı gösteriyi dağıttı. Gösterici kadınlar, cumhurbaşkanlığı sarayına yürümeye çalışırken Taliban'ın biber gazı kullandığını söyledi.
Afgan medyası Tolo News'a göre ise Taliban protestonun kontrolden çıktığını ileri sürdü. Afgan kadınlar, çalışma hakkı ve hükümette yer alma talebiyle son günlerde Kabil ve Herat'ta benzer gösteriler düzenledi.
Taliban'ın kısa süre içerisinde hükümeti açıklaması bekleniyor. Taliban, hükümette kadınların da yer alacağını ancak bakanlık görevi verilmeyeceğini söyledi. Pek çok kadın, Taliban'ın 1996-2001 yıllarında iktidarda olduğu dönemde kadınlara uyguladığı baskı ve cezalandırma yöntemlerini yeniden uygulamasından korkuyor. Reuters haber ajansına konuşan başka bir gösterici, Soraya ise gösteriye Taliban'ın müdahalesini "Silah şarjörüyle kadınların kafalarına vurup kanattılar" diye anlattı.
ABD'nin 20 yıllık Afganistan sürecinin öne çıkan detayları şöyle oldu: 7 Ekim 2001: ABD öncülüğündeki koalisyon Afganistan'daki Taliban ve El-Kaide mevzilerini bombaladı. Kabil, Kandahar ve Celalabad şehirleri hedef alındı. Taliban, El Kaide lideri Usame Bin Ladin'i teslim etmeyi reddetti.
13 Kasım 2001: Afganistan'da Taliban rejimine karşı savaşan silahlı örgüt olan Kuzey İttifakı, Kabil'i ele geçirdi. 7 Şubat 2009: Dönemin ABD Başkanı Barack Obama, Afganistan'a gönderilecek askeri birliklerin sayısını artırmayı onayladı. Böylelikle asker sayısı zirveye, 140 bin dolaylarına ulaştı.
28 Aralık 2014: NATO, Afganistan'daki muharebe operasyonlarını sonlandırdı. ABD binlerce askerini geri çekmeye başladı. Kalan askerler Afgan güvenlik güçlerini eğitmek ve desteklemek için kaldı. 29 Şubat 2020: ABD ve Taliban arasında Katar'ın başkenti Doha'da barış anlaşması imzalandı. ABD ve NATO müteffikleri Taliban'ın anlaşmayı bozmaması durumunda 14 ay içerisinde Afganistan'ı terk etmeyi kabul etti.
13 Nisan 2021: ABD Başkanı Joe Biden tüm ABD birliklerinin 11 Eylül'de Afganistan'ı terk edeceklerini duyurdu. 16 Ağustos 2021: Bir aydan biraz daha uzun bir süre içinde, Taliban Kabil de dahil olmak üzere Afganistan'ın dört bir yanındaki kasaba ve şehirlerin kontrolünü ele geçirdi. Afgan güvenlik güçleri Taliban ilerleyişi karşısında çöktü. 31 Ağustos 2021: ABD, Afganistan'dan çekilme sürecini tamamladı.