29.11.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:
Türkiye’nin en büyük ihraç pazarlarından biri olan Avrupa Birliği, 2026 başında dört sektörde sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasına (SKDM) geçmeye, yani ihraç ettiği ürünler belirlediği karbon ayak izinin üzerindeyse onlara daha yüksek gümrük vergisi uygulamaya hazırlanırken yeşil dönüşümün aciliyeti arttı. Konu, dün gerçekleştirilen 16. Rekabet Kongresi’nde de etraflıca dile getirildi.
Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından düzenlenen 16. Rekabet Kongresi’nin açılışında konuşan SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, içinde bulunulan dönemi ‘hiper rekabet çağı’ olarak tanımladı. Erdem, “Rekabet artık bir liderlik mücadelesidir. Bu küresel yarışta yalnızca kaynaklara sahip olanlar değil, yenilikçi düşünen, cesur adımlar atan ve eğitimden teknolojik altyapıya kadar her alanda bütüncül bir yaklaşımla ilerleyenler kazanacak” dedi.
Bütüncül yaklaşım
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez, Rekabet Kurulu Üyesi Ayşe Ergezen, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ile SEDEFED çatısı altında bulunan 34 ana sektörden 50 derneğin temsilcileri ve iş insanlarının katıldığı kongrede konuşan Emine Erdem şunları söyledi:
“Türkiye’nin İsviçre merkezli Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü’nün (IMD) 2024 Dünya Rekabet Gücü Sıralaması’nda 67 ülke arasında 53’üncü sırada yer alıyor. Singapur, İsviçre ve Danimarka gibi küresel rekabette lider olan ülkeler, yapay zeka, karbonsuzlaşma, Ar-Ge ve inovasyona odaklanıyor. Bu ülkeler, eğitimden teknolojik altyapıya kadar her alanda bütüncül bir yaklaşımla ilerliyor. İşte bu yaklaşım, bizim için de hedefimize ulaşmada artık bir zorunluluk olmalı. Özellikle dijitalleşme ve yeşil dönüşümde kaybedecek bir günümüz dahi bulunmuyor.”
‘Memleketin esas büyük meselesi’
“Rekabet, Eğitim ve Teknoloji” temasıyla gerçekleştirilen kongrenin açılış konuşmasını yapan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez, ülkelerin rekabetçiliği öne çıkaran unsurların başında eğitim ve teknolojinin geldiğini söyleyerek, “Teknolojik ürünleri üretmek dışında o ürünleri yapan teknolojilere sahip olmak da çok önemli. Bakanlık olarak bu konuda özellikle çalışıyoruz. Bunları olabildiğince yerli ve milli imkanlarla üretmek insan kaynağımızı daha nitelikli hale getirmek baş hedeflerimiz arasında. Bu alanda atılacak adımlar, ülkemize ve insanımıza çok daha refah getirecek” dedi. Dönmez şöyle devam etti:
“Ülkemizin Ar-Ge harcamaları yüzde 1,5’e doğru yaklaşıyor. Bu alanda özel sektörün payı artmaya başladı. Özel sektörün uzun vadeli Ar-Ge yatırımına önem vermesi lazım. Bakanlık olarak meslek liseleri alanında çalışmalar yapıyoruz. Memleketin esas büyük meselesi Ar-Ge ve teknoloji meselesidir. Türkiye’nin çok önemli araştırma altyapıları, araştırma merkezleri ve kamu kurumlarında çok önemli altyapıları bulunuyor. Bu alanlarda iş insanlarını daha fazla görmemiz gerekiyor.”