12.02.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
Oval Ofis’te konuşan Trump, rehinelerin serbest bırakılmaması halinde “tüm dünyanın örgütün başına yıkılacağı” tehdidinde bulunurken, Hamas’la imzalanan ateşkesin iptal edilmesi gerektiğini savundu. Son kararın İsrail’e ait olduğunu belirten Trump, “Ben kendi adıma konuşuyorum. İsrail bunu geçersiz kılabilir” dedi. ABD Başkanı, rehinelerin serbest bırakılmaması halinde ülkesinin Hamas’a karşılık verip vermeyeceği sorulduğunda da, “Hamas ne demek istediğimi anlayacaktır” ifadesini kullandı.
Hamas’tan yanıt
Hamas, bu açıklamadan saatler önce, yardım dağıtımı dahil ateşkes şartlarının ihlal edildiğini savunarak Cuma günü yapılacak rehine takasını durdurduğunu açıklamıştı. Örgüt, İsrail’in Gazze’ye dönüşleri ötelediğini, Gazze’de bazı yerleri bombaladığını ve insani yardıma müsaade etmediğini öne sürdü.
Üst düzey Hamas yetkilisi Sami Ebu Zuhri de, AFP ajansına yaptığı açıklamada, ABD Başkanı’nın sözlerinin kırılgan ateşkesi zorlaştırdığını söyledi. Ebu Zuhri, “Trump, her iki tarafın da saygı göstermesi gereken bir anlaşma olduğunu ve mahkumları geri getirmenin tek yolunun bu olduğunu unutmamalı” dedi, tehdit dilinin hiçbir değeri olmadığını ve sadece meseleleri daha karmaşık hale getirdiğini savundu.
Netanyahu’ya suçlama
Bu arada İsrail’de ana muhalefet partisi Gelecek Var’ın lideri Yair Lapid, Hamas’ın esir takasını askıya almasından Başbakan Binyamin Netanyahu’nun sorumlu olduğunu söyledi. Lapid, yerel bir radyo kanalına yaptığı açıklamada, Hamas’ın bu kararının, sürekli anlaşmanın ikinci aşamasına geçmek istemediğini dile getiren Netanyahu’ya bir yanıt olduğunu kaydetti. Esir takasının tek seferde uygulanması çağrısında bulunan Lapid, İsrail yönetiminin “Gazze’deki esirleri öldürmek” anlamına gelecek bir politika izlediğini ifade etti, Netanyahu ve hükümetin zaman kazanmak için anlaşmayı bozmaya çalıştığının altını çizdi.
Gazze’deki İsrailli esirlerin yakınları da Hamas’ın İsrail’in ateşkes anlaşmasındaki yükümlülüklerine aykırı davrandığı gerekçesiyle esir takasını askıya almasından Netanyahu’yu sorumlu tuttuğu belirtiliyor. İsrail medyasına göre, Netanyahu, ateşkesin ikinci aşaması için Hamas lider kadrosunun Gazze’den çıkarılması, İzzeddin el-Kassam Tugaylarının dağıtılması, Gazze’deki tüm İsrailli esirlerin serbest bırakılması taleplerinde bulundu. İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Hamas’ın elindeki İsrailli esirlerin başına bir şey gelmesi halinde “Gazze Şeridi’nin bir kısmını ilhak edeceklerini” söyledi. Hamas’a “ültimatom verilmesi gerektiğini” savunan Smotrich, Gazze’ye insani yardımların engellenmesi isteğini tekrarladı.
Saldırı tehdidi
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas ile varılan ateşkes ve esir takası mutabakatının birinci aşamasında bırakılması planlanan İsrailli esirler serbest kalmazsa “ateşkesin biteceği ve şiddetli saldırılara başlayacakları” tehdidinde bulundu. Netanyahu, dün yayınladığı görüntülü bir mesajla, ABD Başkanı Trump’ın Gazze’deki Filistinlilerin başka ülkelere sürülmesi planını takdir ettiklerini, esirlerin serbest bırakılmasına ilişkin çağrısını ise memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Netanyahu, “Hamas esirlerimizi serbest bırakmazsa, ateşkes sona erecek ve şiddetli saldırılara yeniden başlanacak. Hamas yenilene kadar devam edecek” dedi.
İsrail ordusunun, Hamas’ın esir takasını askıya almasının ardından Gazze Şeridi çevresinde önlemleri artırarak gçüç takviyesi yaptığı, savaşçı ve operasyonel birliklerinin izinlerini de iptal ettiği haber veriliyor.
‘Devralıp elimizde tutacağız’
ABD Başkanı Donald Trump, Ürdün Kralı 2. Abdullah ile görüşmesinde, Gazze’yi “ABD’nin yetkisi altına” alacaklarını kaydederek, “Gazze’yi devralacağız ve elimizde tutacağız” dedi. Trump, Beyaz Saray’da ağırladığı Ürdün Kralı 2. Abdullah ile görüşmesinden önce Oval Ofis’te basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Trump, “Orada satın alınacak bir şey yok. Devralacağız ve elimizde tutacağız. Burası bir elmas olabilir” dedi. Trump, ABD’nin Gazze’yi ne şekilde elinde tutacağı sorusuna “ABD’nin yetkisi altında olacak” diye yanıt verirken, kral Abdullah ise net değerlendirmeler yapmaktan kaçındı. Kral Abdullah ise net değerlendirmeler yapmaktan kaçındı ve “Mısırlıların görüşlerini ortaya koymalarını bekleyelim” değerlendirmesinde bulundu.