09.09.2021 - 13:38 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Yunanistan, annesi Çeşme-Urla doğumlu müzisyen Mikis Theodorakis'i bugün babasının memleketi Girit Adası'nda son yolculuğuna uğurluyor. Girit Adası'ndaki Hanya'da düzenlenen cenaze törenine yüzlerce kişi katıldı, turistler ise ellerinde cep telefonlarıyla görüntü alma yarışındaydı.
Yunan medyası, Assumption Katedrali önünde kalabalığın toplandığını ve kilise öğrencilerinin Mikis Theodorakis'in şarkılarını söylediğini bildiriyor. Kathimerini gazetesi, sanatçının köyü Galatas'tan törene katılan George'un "Sabahın erken saatlerinden bu yana Mikis'e, bizim Mikis'imize elveda demek için bekliyorum" dediğini aktarıyor.
Törende göze çarpan en önemli detaylardan biri, geleneksel Girit giysileri giyen erkekler ve kadınlardı.
Yunanistan'ın başkenti Atina'da dün düzenlenen törene de büyük bir kalabalık katılmış ve ünlü müzisyeni memleketine uğurlamıştı. 96 yaşında hayata gözlerini yuman Mikis Theodorakis için Yunanistan'da üç günlük yas ilan edilmişti.
Ölümü Türkiye'de de büyük üzüntüye yol açan sanatçı, 1960'lı yıllarda 'Zorba' filminin müziğiyle dünya çapında şöhrete ulaştı. 1925 yılında Sakız adasında doğan Theodorakis, Atina ve Paris'de klasik müzik bestekarlığı eğitimi gördü. Operalar ve senfonilerden, popüler şarkılara kadar çok çeşitli besteler yapan Theodorakis'in 1964'te 'Zorba'nın Dansı' için bestelediği sirtaki müziği, dünyanın her yerinde Yunan müziği denince akla ilk gelen beste haline geldi.
Theodorakis'in besteleri Beatles, Shirley Bassey ve Edith Piaf dahil birçok ünlü sanatçı tarafından icra edildi. 1969 yılında orijinal film müziği dalında BAFTA ödülü alan 'Z'nin yanı sıra Phaedra, Serpiko gibi filmlere yaptığı müziklerle de ödüllere layık görüldü.
Mikis Theodorakis, ülkesi İkinci Dünya Savaşı sırasında Naziler tarafından işgal edildiğinde Yunan silahlı direniş güçlerine katıldı. İkinci Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda Yunan İç Savaşı sırasında ve cunta yönetimi döneminde sol görüşlerinden dolayı tutuklandı ve işkence gördü. Daha sonra sürgünde yaşamak zorunda kalan Theodorakis'in müziği cunta tarafından yasaklandı. Theodorakis bu dönemde ülkesindeki insan hakları ihlallerini bütün dünyaya duyuran aydınların başını çekti.
Theodorakis uzun yıllar Yunanistan Komünist Partisi üyesi oldu ve 1981'den 1990'a kadar milletvekilliği yaptı. Ama 1989'da bağımsız aday olarak sağcı Yeni Demokrasi Partisi'nden seçime girdi ve 1990 yılında Konstantin Miçotakis başbakanlığındaki (Başbakan Kiryakos Miçotakis'in babası) hükümette bakan olarak görev aldı. 1992 yılında bakanlıktan istifa etti.
Son yıllarında sağlık sorunları yaşayan ünlü besteci 2019 yılında kalp ameliyatı geçirmişti.
ANNESİ'NİN İZMİRLİ OLMASINDAN GURUR DUYUYORDU
Stelyo Berberakis, 'Yunanistan'ın yakın tarihine damga vuran dev çınar' cümlesiyle tanımladığı Mikis Theodorakis'in arkasından BBC Türkçe'ye bir veda yazısı yazmıştı:
"Mikis Theodorakis; annesinin İzmirli, babasının Giritli olmasından gurur duyuyordu. Müzik kültüründe Anadolu ve Bizans ezgilerinin büyük rol oynadığını sık sık dile getirirdi.
FİLİSTİN MİLLİ MARŞINI BESTELEDİ
Theodorakis'in yaşamı o denli fırtınalı, maceralıdır ki, ne yazılsa, ne söylense az kalır. Kimileri, 'Yunanistan'ın Beethoven'ı', 'Yunanistan'ın Mozart'ı' gibi tanımlamalar yapsa bile, Theodorakis'in kendisine özgü bir tarzı ve siyasi yönü vardı. 'Theodorakis Müziği', müzik tarihine geçmişti.
'Zorba' filmindeki müziği ile herkesi heyecanlandırmayı başaran Theodorakis'i, operadan halk şarkılarına, Filistin'in milli marşından direniş şarkılarına kadar açılan büyük bir müzik ve siyasi eylemler yelpazesi içine sığdırmak da zor.
ŞARKILARI CUNTAYI KÖKÜNDEN SARSTI
Gençlik yıllarında Nazi Almanyası işgaline karşı katıldığı direniş hareketlerinden, daha sonra patlak veren her iki iç savaşta komünist güçler içerisinde Atina çevresinden sorumlu gerilla çavuşluğu yapmasına, 1967-74 yılları arasında Yunan albaylar cuntasına karşı direnişinden, hapislerden ve işkencelerden geçmesine kadar, fırtınalı hayatının her anında müziğe olan aşk bağını notalara dökme heyecanını yaşadı ve milyonlarca insana yaşattı.
Paris'te sürgün yıllarında bestelediği direniş şarkılarının tüm dünyada yankı uyandırması, Yunan cuntasını kökünden sarsacak kadar etkili olmuştu.
TÜRK-YUNAN DOSTLUK DERNEĞİ'NİN KURUCULARINDAN
Türk-Yunan ilişkilerinin en kötü zamanlarında Türk halkıyla yakınlaşma sürecini başlatma cesaretini ilk gösteren de Theodorakis oldu. 80'li yıllarda Türk-Yunan Dostluk Derneği'nin kuruluşuna öncülük etti. Türkiye ve Yunanistan'da yaşayan sıradan insanların bir araya gelmesini, birbirini tanımasını hayal eden Theodorakis'in hedefi, böylece siyasi ilişkileri etkilemekti.
Türkiye'de efsanevi konserler veren Theodorakis'in Atina'daki evini ziyaret eden liderler arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand gibi isimler vardı.
Solcu olmasına rağmen sağcılar tarafından da saygı gösterilen Theodorakis'in, 80'li yıllarda üyesi ve milletvekili olduğu Yunanistan Komünist Partisi'nden (KKE) ayrılıp, 1989'da kurulan muhafazakar Yeni Demokrasi Partisi hükümetinin kendisine teklif ettiği Kültür Bakanlığını kabul etmesine bile fazla bir tepki gösterilmemişti.
Theodorakis son yıllarını evinde geçirdi. Uzun zamandır sesi çıkmıyordu ve kendisini takip edenler acı sonunun yaklaştığını varsayıyordu. Theodorakis, kitap haline getirilen anıları, yapıtları, milyonlarca insanın ilham kaynağı olan besteleri ve hayatına yayılan eylemleriyle, Yunanistan'ın yakın siyasi tarihine damgasını vuran son dev çınar oldu."