06.04.2025 - 11:26 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
İngiltere'de hayatını kaybeden bir İngiliz krayonik hastası, Michigan'daki bir tesiste 'uzun vadeli krayonik saklama' sürecine alındı. Adamın bedeni, ikinci bir yaşam şansı sunan bir plan kapsamında ABD'ye götürüldü ve sıvı nitrojene yerleştirildi.
İngiliz hasta, ölmeden önce üyelerine Michigan'da 'uzun vadeli krayonik saklama' yoluyla yeniden uyanma şansı sunan bir programa kayıt olmuştu.
NAKLİYE İZNİ ALANA KADAR DONDURULDU
11 Şubat'taki ölümünün ardından, Cryonics adlı programın İngiltere'deki şubesi, uzun yolculuk için gerekli nakliye izinleri alınana kadar, ölü bedeni kuru buzla soğutma gibi işlemleri içeren bir koruma süreci yürüttü.
İngiliz Metro sitesinin haberine göre 'hasta 268' olarak anılan bireyin 'geleceğe hazırlıklı bedeni', öldükten 16 gün sonra Michigan'daki Cryonics Enstitüsü'ne (CI) ulaştı.
HASTANIN BEDENİ NASIL SOĞUTULDU?
Daha sonra 25 saatlik bir süre boyunca donma noktasının çok altına kadar soğutuldu ve süresiz olarak saklanmak üzere yerleştirildi. Saklama sürecinin ayrıntıları, ismi açıklanmayan adamın ölümünden sonra enstitü tarafından yayımlanan son vaka raporlarında yer aldı.
Enstitü şu açıklamayı yaptı: "Nakil süreci için gerekli düzenlemeler tamamlandıktan sonra, hasta Detroit Metro Havalimanı’na taşındı, burada karşılanarak CI tesisine götürüldü. Hasta, 27 Şubat saat 21.30'da CI tesisine ulaştı.
Daha sonra, sıvı nitrojen sıcaklığına kadar soğutulmak üzere bilgisayar kontrollü soğutma odasına alındı. İnsan kuru buz programı tercih edildi ve hastanın sıvı nitrojen sıcaklığına ulaşması 25 saat sürdü. Hasta, ardından uzun vadeli krayonik saklama için bir krayostata yerleştirildi.”
-196 DERECEDE 'ASKIYA ALMA'
Kryo tanklarında, tıbbi olarak öldükten sonra ikinci bir yaşam umuduyla bu sürece katılmayı kabul eden kişilerin bedenleri saklanıyor. ABD dışındaki ülkeler arasında İngiltere, enstitüye kayıtlı en fazla üyeye sahip ülke konumunda. Şu anda, çeşitli 'askıya alma' seçeneklerine kayıtlı ya da kar amacı gütmeyen bu organizasyonda aktif rol üstlenen 128 kişi bulunuyor.
'Askıya alma' süreci, bedenlerin büyük bir 'krayostat'a yerleştirilip, sıvı nitrojen içinde -196°C sıcaklıkta saklanmasını kapsıyor. Amaç; gelecekteki teknolojik gelişmelerin, klinik ölüme neden olan hastalıkları iyileştirerek bu kişilere ikinci bir yaşam sunması.
HER MESLEKTEN İNSAN VAR
Dünyanın en büyük kriyo tesisinde 'hayatı durdurulmuş' olanlar arasında aşçılar, öğrenciler, sekreterler ve profesörler de yer alıyor. 1976 yılında kurulan enstitü, Michigan'daki iki ayrı tesiste, hayata geri dönüş ihtimali için ödeme yapan 250’den fazla hastayı barındırıyor. Tesiste, evcil hayvanların bedenleri de muhafaza ediliyor.
İLK DONDURULAN HASTA
Rhea Ettinger, 1977'den beri bu sıfırın altındaki bekleme odasında olan en eski 'hasta'.
'GELECEKTEKİ HASTANEYE AMBULANS GİBİ'
CI başkanı Dennis Kowalski, daha önce krayonik süreci 'gelecekteki bir hastaneye ambulans yolculuğu' gibi bir kumar olarak tanımlıyor.
Krayonik süreç, bir gün var olup olmayacağı bilinmeyen gelecekteki bir hastaneye ambulans yolculuğuna benziyor. Elbette hiçbir garanti veremeyiz, ancak gömülürseniz ya da yakılırsanız geri dönme şansınız sıfırdır. Bu yüzden biz, adeta bir Pascal bahsi sunuyoruz: Kaybedecek çok az, kazanacak çok şey var.
Cryonics Institute'un dünya genelinde, kendilerini geleceğin teknolojilerine emanet eden üyeleri bulunuyor.
UMUT YAPAY ZEKA VE NANOTEKNOLOJİDE
Krayonik süreci destekleyenler, özellikle yapay zeka, kök hücre araştırmaları ve nanoteknoloji gibi alanlarda önemli gelişmelerin olabileceğine inanıyor.
Kowalski, özellikle de beynin yeniden çalıştırılması konusunun zorluğuna vurgu yaparak, insanların yeniden hayata döndürülüp döndürülemeyeceği konusundaki şüphelerine, kalp ya da karaciğer nakli gibi geçmişte imkansız görülen gelişmelerle karşılaştırıyor.
SAHTE BİLİM Mİ?
Eleştirmenler ise krayonik süreci hayal ürünü bir sahte bilim olarak görüyor. Gazeteci ve doktor Dr. Miriam Stoppard, bu sürecin "ölmekte olan insanların onurunu elinden aldığını" söylemişti.
Ancak bu tür şüpheler, programa katılan kişi sayısının artmasını engelleyemedi. Enstitünün en tanınmış İngiliz üyelerinden biri olan 87 yaşındaki Alan Sinclair, ikinci bir yaşam için 'hiçbir garanti olmadığını' kabul ediyor ama "185 yaşında ya da 1085 yılında askıdan çıkmak iyi bir fikir" diyor.
Her paylaştığı olay olan Şeyma Subaşı, şimdi Miami'de tatiline devam ediyor. Bu tatiline Şeyma Subaşı'nın kızı Melisa Ilıcalı da eşlik ediyor.