BIST 100 Endeksi zirvesini gördüğü temmuzdan bu yana ilk defa iki hafta üst üste yükseldi. Haftalık hacim 400 milyar TL’nin üzerinde, 200 günlük ortalamanın üzerindeki kalıcı hareket endeksin çıkışını güçlendirecektir.
Borsa İstanbul, uzun bir aranın ardından zirvesini test ettiği 16 Temmuz haftasından bu yana ilk kez üst üste iki haftayı yükselerek tamamladı. Endeks 8 Kasım haftasında yüzde 3,37 ve 15 Kasım haftasında yüzde 2,23 yükseldi. Gözlenen iyileşme, piyasa katılımcılarının dikkatini çekerken, işlem hacimlerinde de toparlanma işaretleri görülmeye başlandı. Özellikle son iki hafta 400 milyar TL’nin üzerinde gerçekleşen haftalık hacim, piyasanın dinamik bir hareketlilik kazandığına işaret ediyor.
Sanayi üretimi tarafında da olumlu gelişmeler dikkat çekiyor. Daralma eğilimi hız keserken, üretimdeki toparlanma sinyalleri yatırımcı güvenini destekliyor. Eylül 2024’te Türkiye sanayi üretiminde yıllık bazda yüzde 2,4’lük bir daralma yaşanırken, aylık bazda yüzde
Piyasalarda Trump’ın seçilmesiyle yeni denge arayışı gözleniyor. Borsa hareketlendi, 9300 seviyesi kritik. Dolarda 34 TL, euroda 36 TL, altında 2.700 dolar önemli seviyeler. Para fonlarına ilgi sürüyor
Donald Trump ABD’nin yeni başkanı seçildi. Piyasalar da yeni döneme kendisini uyarlayacak. İçerideki yüksek enflasyon düşünüldüğünde faizler yatırımcılar için önemli bir alternatif ve işte bu nedenle kimse mevduat ve para piyasası fonlarından kıpırdamıyor. Peki, bundan sonraki seyir ne olacak Özetle; borsada sektörel bazda hareketlilik öne çıkıyor, hizmet sektörü öncülüğünde. Bankalar ise piyasa değerinde öne çıkıyor. Fon tercihleri değişken fonlara ve fon sepetlerine kaydı. Altın ve gümüşte Trump sonrası satış geldi ama ana eğilim yukarı. Borsada fiyatlar 200 günlük ortalamanın altında. Bazı hisseler tarihi dip fiyatlara gerilemiş durumda. Ancak yatırımcı talebi zayıf. Her yukarı hareket sınırlı adımlarla ilerliyor ve dirençlere takılıyor. Fiyatların ucuz olmasının yanında konjonktürün
ABD başkanlık seçimleri, küresel piyasaları ve sektörlerin geleceğinde etkili olacak. Trump’ın veya Harris’in başkan olması, enerji, teknoloji ve savunma gibi sektörlerde farklı etkilere yol açacak.
ABD başkanlık seçimlerinin yalnızca Amerikan ekonomisini değil, küresel piyasaları da etkiliyor. ABD’nin yönelimi ister istemez sektörleri de etkiliyor. Enerjiden teknolojiye, sağlıktan savunmaya kadar geniş bir çerçevede seçim sonucuna göre sektörlerin farklı yönlerde şekillenmesi gündeme gelecek. Bu seçimlerdeki her iki adayın ekonomi ve dış politika yaklaşımları, piyasaların geleceğini ve yatırım stratejilerinin yeniden şekillenmesini gerektirecek. Özellikle Trump veya Harris’in kazanmasına göre öne çıkacak sektörlerde farklı fırsatlar ve riskler gündeme gelecek.
Trump kazanırsa...
- Geleneksel enerji: Trump’ın geleneksel enerjiye olan desteği, petrol ve doğalgaz şirketlerini ve enerji sektöründeki büyümeyi güçlendirecek. Bunun yansıması küresel ölçekte de gözlenecek.
-
Borsa, dolar ve euro geride kaldı; geçen 10 ayda altın kazandırdı. Cumhuriyet altını yüzde 54 yükselirken BIST 100’ün performansı yüzde 18,7 oldu. Döviz daha geriden gelirken, borsayla birlikte enflasyonun altında seyretti.
2024 yılının ilk 10 ayında yatırım araçları arasında güçlü çıkışaltında oldu. Cumhuriyet altını yüzde 54,14 yükselerek yatırımcısına enflasyon karşısında önemli bir getiri sağladı. Buna karşılık, BIST 100 Endeksi yüzde 18,66 ile zayıf bir seyir izledi. Onu, dolar yüzde 16,23 ve euro yüzde 14,20 ile takip etti. Dolar ve euro ile hisse senetlerinin ortalama performansı enflasyonun altında kalarak yatırımcısına reel olarak kaybettirdi. Enflasyonist ortamda güvenli liman olarak görülen altın, bu dönemde en çok tercih edilen yatırım aracı olarak öne çıktı.
Zirveden döndü
Altının onsu 2.736 dolar. 30 Ekim’de 2.787 dolara kadar ulaşan ons altın, yatırımcıların ilgisini bu yöne topluyor. Jeopolitik risklerin yüksek seyretmesi nedeniyle 3.000 dolar hedefi ile yükseliş beklentisinin korunmasına yol
Şimdilerin revaçta yatırım aracı altın, son 10 yıldır sürekli yatırımcısına kazandırıyor. Geride kalan 5 yılda ise her sene yüzde 40’ın üzerinde bir çıkış sergiledi.
Altın günümüzün risk göstergeleri arasında ilk sıralarda yer alırken, yatırımcılara sağladığı getiri ile de öne çıkıyor. Altındaki fiyat hareketlerinin arkasında yüksek enflasyon, jeopolitik riskler, küresel büyüme kaygıları gibi önemli faktörler bulunuyor. Bu unsurlar, güvenli liman olarak görülen altına talebi artırarak, daha da değerlenmesine yol açıyor.
Yüksek enflasyon, nakit ve faiz getirili varlıkları zayıflatırken, altının cazibesini korumasını sağlıyor. Altının yıllık performansına bakıldığında, FED’in para musluklarını sıkmaya başladığı 2013 yılından bu yana sürekli yükseldiği gözleniyor. Öyle ki son beş yılda yükseliş ivme kazandı ve her yıl yüzde 40’ın üzerinde gerçekleşti.
Enflasyon üstü getiri
Yılbaşından bu yana enflasyon üzeri getiri sağlayan enstrümanlara baktığımızda Cumhuriyet altınının
Merkez bankalarının faiz adımları, artan jeopolitik riskler, yatırımcıların kıymetli madenlere ilgisini canlı tutuyor. Altın zirvedeki yerini korurken gümüşteki yukarı yönlü hareket dikkat çekiyor. Buna karşılık borsada zayıf seyir devam ediyor. Yatırımcıların güvenli limanlarda kalmayı seçtiği görülüyor.
Son dönemde emtia piyasalarında yaşanan hareketlilik, özellikle gümüş fiyatlarında etkili şekilde yansımasını buldu. Gümüş bir günde yüzde 6.36 arttı. Yılbaşından bu yana ise yükselişi yüzde 41.69 oldu. Gerek yaklaşan ABD seçimlerine yönelik belirsizlikler gerekse Orta Doğu’daki artan gerginlikler, kıymetli metallere yönelik güvenli liman arayışını destekliyor. Bu noktada gümüş ons başına 33,71 dolara yükselirken dikkat çekiyor.
Kıymetli metallerde yönelik yaşanan bu ivme, yatırımcıları gümüş fonlarına yönlendiriyor. Piyasaların genelinde zayıflık görülürken, gümüşteki bu güçlü yükselişin; ilginin devamı halinde süreceği anlaşılıyor. Cevabı merak edilen
Piyasalar veri odaklı bir seyir izliyor ve gelişmeleri fiyatlıyor. Önümüzdeki haftanın gündeminde merkez bankalarının kararları, politika metinleri ile yatırımcılara verecekleri mesajlar var. Para piyasası fonları, altın ve gümüş yatırımcı tercihlerinde öne çıkmaya devam ediyor. Gelinen aşamada yatırımcı ağırlıklı olarak korunaklı alanlara yöneldi
Yatırımcılar, açıklanan ekonomi verileri ışığında piyasalardaki belirsizliği minimize etmek için stratejilerini gözden geçiriyor. Önümüzdeki hafta merkez bankalarının faiz kararları öne çıkacak. Çarşamba günü Endonezya Merkez Bankası faiz kararını açıklayacak. Perşembe günü ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile Avrupa Merkez Bankası faiz kararlarını paylaşacak.
Gelişmeler para politikasındaki daralmanın etkisinin hissedildiğini gösteriyor. Sanayi üretimi geçtiğimiz ağustosta aylık yüzde 1,6; yıllıkta ise yüzde 5,3 geriledi. Sanayi üretiminde meydana gelen düşüş borsaya da yansıyor. BIST 100 Endeksi 8.876 seviyesinde bulunuyor. Endeksin haftalık
Borsada düşüş sürüyor. BIST 100 Endeksi 200 günlük ortalamasının altına geriledi. Borsa 50 Endeksi’nde ise 15 şirket defter değerinin altında işlem görüyor. Düşüş uzun vadede güçlü hisselerde yeni fırsatlara kapı aralıyor.
Borsa İstanbul’da işlem gören ve defter değerinin altına gerileyen hisseler, yatırımcıların dikkatini çekiyor. Özellikle BIST 50 Endeksi’ndeki büyük ölçekli şirketlerin bu kategoride yer alması, yatırımcıların mevcut gelişmeleri değerlendirmesine yol açıyor. Neticede gelinen aşama, yatırımcılar açısından yeni fırsatların oluşması anlamına geliyor. BIST 100 Endeksindeki gerileme aynı zamanda 15 büyük şirketin defter değerinin altında işlem gördüğü bu tabloyu oluşturuyor. Yatırımcılar ise mevcut piyasa koşullarını ve olası fırsatları gözden geçiriyor.
BIST 50 Endeksi’nde olup defter değerinin en fazla altına gerileyen şirket, Zorlu Enerji (ZOREN) olduğu görülüyor. Hisse, 0,38 PD/DD oranı ile defter değerine göre ciddi bir iskontoya sahip bulunuyor. Enerji