THY Euroleague’de Anadolu Efes fırtınası esmeye devam etti, İtalya’nın Armani Milano takımını 75-70 yenen temsilcimiz Final Four’a yükseldi. Milano’daki iki maçtan bir tanesini kazanarak saha avantajını eline geçirdikten sonra Efes’in hedefe ulaşacağı kesin gibiydi. Çünkü Sinan Erdem’de yıllardır adım adım büyülen atmosfer öyle bir noktaya gelmişti ki o atmosferde oyuncularımızın coşmaması, yıldızların sahne almaması, savunmanın kralının yapılmaması, sertlikle sertlik diyerek kemik seslerinin tribünlere kadar ulaşmaması, rakibin ellerinin kollarının titrememesi mümkün değildi. Aynen öyle de oldu, Avrupa’nın en önemli antrenörlerinden olan Messina, ortamı germek için her şeyi demedi, belki Efes’in salondaki ahengini o şekilde bozabilirim dedi ama o çabaları da yetmedi.
Çünkü Pleiss ile maça müthiş giren, MVP’si Micic ile en kritik anlarda çözüm üretmeyi bilen, Bryant-Anderson ikilisiyle ilk yarıda başımıza bela olan Datome’nin 2. devre hızını hızını kesmeyi bilen Efes,
Sezon başında tam da bu an planlanmıştı. Kurulan kadro, kriz anlarında soğukkanlılıkla yapılan hamleler, Europe Cup’ın en iyi kadrosunu bir araya getirme, büyük hedefe dev adımlarla ilerleme. Sonuçta 10 binlerin önünde kupayı kucaklama, 5 senelik geçmişi olan kulübe Avrupa Şampiyonu apoleti takma. Emeği geçen herkese teşekkürler, bu hikaye gerçekten bambaşka.
Aslına bakarsanız, hepimiz bu başarıdan emindik hem de fazlasıyla... Herkesi buna inandırmak bile başlı başına bir başarı aslında.
İtalya’da kazandıktan sonra Türkiye’de zaten bir sürpriz olmasını beklemiyorduk. Maça da konuk takım 5-0 ile başladı ama Oğuz’un boyalı alanı etkili kullanması, rakibin bu alana gömüldüğünde Jones ve Smith gibi skorerlerin sahne alması. Her şey güzel planlanmıştı. Özellikle Smith’in arka arkaya attığı 11 sayılık bir bölüm var ki, bir anda farkı 19’a kadar çıkardı.
Ancak erken gelen fark her zaman tehlikedir ya, bir kez daha bu yaşandı. Tam 20-0’lık seri buldu konuk takım. Öne geçmeyi başardı. Bu şok beklediğimiz bir şey olmasa
Milano’dan istediğini alıp dönen Anadolu Efes, Sinan Erdem’de mükemmel seyircisinin önünde hata yapmadı, çeyrek final serisinde yeniden öne geçti. Larkin’in devleştiği maçın ardından artık Final Four bileti için bir galibiyete ihtiyacımız kaldı.
THY Euroleague çeyrek finali 3. maçında İtalyan ekibi Milano’yu 77-65 yenmeyi başaran Anadolu Efes, durumu 2-1 yaptı, Belgrad’da düzenlenecek Final Four’a bir adım daha yaklaştı.
Maça tam istediği gibi başladı temsilcimiz, ilk 5 başlayan Pleiss şutu buldu, sırtı dönük oynadı, Micic potaya atak yaptı, takımın süperstarı Larkin de savunmadaki enerjisi ile bu maçı kazanmaya geldiğini anlattı.
Daha ilk çeyrekte çift haneleri farkları yakalayan Efes için 2. çeyreğin başındaki top kayıpları canları sıksa da kenardan gelen Buğrahan’ın katkısı, savunma kaynaklı sayıların bulunması Efes’e nefes aldırdı. Devre sonunda farkın 15’e çıkmaması tamamen şanssızlıktı.
Ancak 2. yarı hiç istediğimiz gibi başlamadı. Coach Ergin Ataman’ın ilk yarıda tıkır tıkır
THY Euroleague’deki temsilcimiz Anadolu Efes, çeyrek final serisi 2. maçında Milano’ya deplasmanda 73-66 yenildi, seri 1-1’e geldi.
İlk maçta Melli’nin de sakatlanması, zaten hücumda çok zorlanan Milano’nun yeni bir düzene geçmesine neden oldu, Rodriguez-Hall-Bentil üçlüsüyle maça giren İtalyanlar, bu kez hücumda istediği ritmi buldu. Özellikle ilk yarıda yine Anderson tarafından iyi savunulan ancak devrenin son saniyesinde ilk sayılarını bulup, skoru eşitledikten sonra 2. yarıda 19 sayı daha bulup, maçı 21 sayıyla tamamlayan Shields ev sahibinin ilacı oldu.
Efes ise ilk maçtaki savunmaya çok fazla güvenmiş olacak ki nasıl hücumda doğru yaptığı şeyleri unuttu. Shields savunmasında son çeyreğin belli bölümünde Bryant da etkili oldu ama ABD’li maç sonuna yine damgasını vurdu. Yani onu savunalım derken 3 kısalı düzene dönemedik, en kritik sayıları da yine ondan yedik.
Aslında çok kötü hücum ettiğimiz bir maçın son 2 dakikasına kadar oyunun içinde olmak
EuropeCup’taki temsilcimiz finalin ilk maçında İtalya’da konuk olduğu Reggio Emilia karşısında 4. çeyreğin başında 19 farkı yakalasa da rakibin 15-2’lik seriyle geri dönmesine engel olamadı ancak maç sonunda tecrübesiyle ayakta kalıp kazanarak, şampiyonluğa bir adım daha yaklaştı.
Ülkemizi EuropeCup’ta temsil eden Bahçeşehir Koleji, İtalya’nın Reggio Emilia takımını deplasmanda 72-69 yenerek şampiyonluk yolunda büyük avantaj yakaladı. Ülkemizi EuropeCup’ta temsil eden Bahçeşehir Koleji, İtalya’nın Reggio Emilia takımını deplasmanda 72-69 yenerek şampiyonluk yolunda büyük avantaj yakaladı.
Rakibin hücum ribauntlarıyla etkili olduğu ilk periyotta Smith ve Berkay ile kritik üçlükler bularak kontrolü ele geçiren temsilcimiz, ilk periyodu 19-18 önde bitirdi.
Ev sahibinde kenardan gelen Johnson çok etkili oldu ve 16 sayıyla oynadığı devrede takımını 23-19 öne taşıdı. Solomon ile krizden çıkan temsilcimiz, aynı oyuncunun boyalı alan sayılarıyla yeniden üstünlüğü aldı, devreyi 40-34 galip
THY Euroleague çeyrek final ilk maçında Anadolu Efes, Milano deplasmanında 64-48 kazandı, durumu 1-0 yaptı.
Euroleague’de çeyrek finalin başladığını çok net anlatan bir maç izledik İtalya’da. Ligin en iyi savunmacısı Milano karşısında Anadolu Efes’in de şampiyon gibi duruşu, özellikle Dunston-Moerman’ın boyalı alandaki çabası, Coach Ergin Ataman’ın Anderson kartını oynayıp, yine tam katkı alması, bu zor deplasmandaki niyetimizi ilk çeyrekte belli etti.
Sertlikse sertlik dedi Efes, kemik sesleri tribüne kadar geldi. Maça çok iyi başlayan ancak ilk çeyrek sonunda ritmini kaybedip skorda tıkanan Efes’in, 2. periyotta tam 7 dakika rakibine sayı şansı vermemesi, Milano Melli’yi 5 numaraya çekip alan açmayı hedefledikten sonra Bentil’den gelen 3 üçlüğe rağmen skor üstünlüğünü Efes’e geçirdi.
İlk yarıdaki direnci skora yansıtmak için sakatlığı nedeniyle bir süredir takımdan ayrı kalan ve devreyi 2 sayıyla tamamlayan Micic’in katkısı gerekliydi. Yıldız oyuncu da 3.
ING Basketbol Süper Ligi’nde 27. haftanın kapanış mücadelesinde Fenerbahçe Beko’yu deplasmanda 76-70 yenen Galatasaray Nef, 17. galibiyetine ulaşırken, rakibine de 6. yenilgisini tattırdı.
Fenerbahçe Beko’nun boyalı alandaki üstünlüğü ilk dakikalarda Ahmet’in sayılarıyla kendisini gösterse de Galatasaray’ın da yağmur gibi gelen üçlükleri ve maça 8’de 8 saha içi isabetle girmesi, iki takımın da galibiyet için aradıkları düzeni gösterdi. Fenerbahçe’nin top kayıplarını da çok iyi değerlendirip, kolay sayı şansları da bulan Galatasaray farkı 8 sayıya kadar çıkardığı ilk çeyreği 23-18 galip bitirdi.
Fenerbahçe Beko, aradığı savunma sertliğini benchten gelen isimlerin katkısıyla yakalarken, İsmet’in kısa sürede ürettiği 10 sayı skorda tutunmalarını da sağladı. Ancak Djordevic’in bu ismi kenara alışı Galatasaray’ın yeniden arayı açmasını sağladı, konuk takım, 38-27 ile farkı 11 sayıya çıkardı. Ancak devre sonunda yeniden savunma ile hamle yapan ve bir kez daha kenardan gelen
Her ne kadar Fenerbahçe’nin sürekli Final Four’lar oynaması, Euroleague’in zirve ekiplerinden olması göğsümüzü kabartsa da Rus takımlarının ve özellikle Ekaterinburg’un ihracının ardından kupaya bu kadar yaklaşmışken, organizasyonu üst üste 2. kez İstanbul’a almayı da başarmışken kupaya ulaşamamak gerçekten çok yaralayıcı.
Final Four’u İstanbul’a alarak yönetim görevini yapmıştı, salonu tamamen dolduran taraftar da destekleriyle dün harikaydı. Ancak ne yazık ki baskı mı denir, yoksa şanssızlık mı bilmiyorum ama maça çok kötü başlayan Fenerbahçe’nin üzerindeki stres daha da arttı.
Özellikle Iagupova ile McBride ikilisinden bir türlü gelmeyen katkı, canımızı en çok yakan detaydı. Maç boyunca dışarıdan bir isabet arayan ama 10’da 0 üçlükle geceyi bitiren Iagupova’nın 39 dakika ile sahada en çok kalan isim olması da bu takımın kriz anlarındaki planlarının ya da çözüm bulması gereken saha kenarının ne kadar kısıtlı kaldığının ispatıydı!
Normal sezonda