CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 2024 yerel seçimleri için iş birliğini bir kez daha düşünme önerisi götürdüğü İYİ Parti, 13 Eylül’de aldığı “81 il ve tüm seçim çevrelerinde seçime kendi adaylarıyla girme” kararını değiştirmedi. Genel İdare Kurulu’na danışan Meral Akşener, Özel’e “Hayır, en iyisi ayrılmak, sepeti koluna herkes kendi yoluna” dedi. Zaten zorlamayla devam eden bir süredir de araya ciddi anlamda soğukluk giren uzatmalı ilişkide yüzükler atıldı, oğlan kız ayrıldı yani. Nikah beklerken gelen ayrılık nedeniyle de ailelerin, CHP ve İYİ partililerin kafası hepten karışmış durumda. Kimi olmaz diye karşı çıkıyor, istifalarla, tepkilerle baskı yapıyor, kimi onlar ayrılsa bile aileler olarak biz görüşelim belki daha sonra onları ikna edebiliriz umudu taşıyor. Bugüne kadarki birliktelikte yerel yönetimlerde epey bir maddi manevi ortaklıktan kaynaklı akrabalık ilişkisi de var malum. Her iki taraf da özellikle İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri için “benim” havasındaydı. Dolayısıyla gerçekten bu ilişkiyi kim bitirdi, Özel mi yoksa Akşener mi sorgusu, tartışmaları kızgınlığı var bir yandan da...Bu bağlamda da iki taraf açısından da olası riskler ve fırsatlara dönük öngörüler havada uçuşuyor. Fırsat anlamında her ikisi lehine en iyimser olanı da şu:
Her iki partide seçime ayrı ayrı girerek tabanlarını, oy oranlarını genişletecektir. İttifak baskısıyla İYİ parti ile HDP (HEDEP) arasında sıkışan CHP, direksiyonu sola kıracak, istiyorsa da HEDEP ile daha rahat hareket edecektir. İYİ parti de HEDEP gölgesinden sıyrılıp milliyetçi oylara daha fazla göz kırpabilir, AKP’den de oy devşirme hesabıyla merkez sağa oynayabilir...
Elbette her partinin tabanı diğer partiler için potansiyel hedeftir, her parti diğerinden oy almak devşirmek hesabındadır… Bu da normal ve siyasetin gereği. Ancak CHP ve İYİ parti açısından bakıldığında her ikisi arasındaki oldukça yüksek geçişkenlik olasılığı da ortada… Bu durumda da getiri hesabı yaparken kendilerinden birbirlerine kaçışı tetikleyebilirler. Havuz problemi gibi bir durum olabilir açıkçası… Onun içinde her iki parti arasında tepe yönetimleri arasındaki sert, keskin söylemler tabanlara dönük olduğunda çok daha nazik ve kışkırtıcı dilden uzak. Hatta “onlar iyi insanlardır, eski dosttan düşman olmaz ya da küskünlük, kırgınlık yok, ikimiz bir fidanız” deyip aman siz sessiz kalın kırıp dökme değil tabanda birliktelik olsun hesabıyla birbirlerine karşı yönlendirmiyorlar ya da öyle umuyorlar...
★★★
Ama iş toplama çıkarma hesabına geldiğinde görüntü başkalaşıyor, zaten iki parti arasında Cumhurbaşkanlığı seçiminden kaynaklanan gerilim ve tartışmalar nedeniyle var olan derin güvensizlik, küskünlük, kızgınlık durumu keskin söylemlerle tetikleniyor, sürekli sıcak tutuluyor. Bu noktada da liderlerin, duruş ve davranışlarına göre göreceli öngörüler söz konusu. “Bütün bunlar CHP’yi asla İYİ partisiz kazanamaz gibi gösterdi” diyen de var, Özel’in Akşener’i tuzağa düşürdüğünü savunanlar da... Onların tezleri de şöyle:
“İYİ partide sıkıntı var çünkü siz çıkıp ‘kendi başımıza seçime gireceğiz’ diye ilan etmişseniz Özel’in önerisi üzerine bunu yeniden tartışmaya açmanız anlamsız, hata. Liderlik kararlılık ister. Teklifi daha baştan reddetmesi gerekirdi, görüşerek kendi partisi içinde karışıklıklara yol açtı. Seçmen nezdinde de siyasi tercihleri etkileyecek bir karar verdi. Erdoğan karşıtlığı üzerine oturtulan siyasetin seçmen sosyolojisini nasıl etkilediğini CHP çok iyi biliyor… İYİ parti İstanbul’u kaybettiren bir parti konumuna düşebilir. Dolayısıyla İYİ partiye oy veren seçmen AKP’ye karşı en güçlü rakip CHP’nin adayı düşüncesinden hareketle İstanbul ve Ankara’da oy tercihlerini bu yönde değiştirebilir.”
Yine sandıktan çıkacak sonucu kimse net kestiremez ama İYİ Parti’nin alacağı oy oranının düşük kalması durumunda Akşener’in liderlik pozisyonunu tartışmaya açacağı , hatta zorlayacağına dönük görüşler de var..
★★★
Kısacası yerel seçime giderken an itibarıyla görüntü şu: Cumhurbaşkanı Erdoğan çıtayı daha da yükseltti sadece İstanbul, Ankara değil AKP’nin bugüne kadar almadığı alamadığı belediyeleri de istiyor... Muhalefete dönüp baktığınızda ise partilerin iç tartışmaları dışında eskinin masa, ittifak ortaklarının tepe yönetimleri arasında gerilim, ayrışma söz konusu. Herkes birbirine sert göndermeler yapıyor, kendisine farklı pozisyon, konumlandırma peşinde koşarak birliktelik anlamında “bir daha asla” havası veriyor. Ama bugün bol keseden atıp tutanlar şimdi birbirlerine çok uzakmış ya da karşılarmış gibi duranlar, tavırlar takınanlar yarın sandık zamanı yaklaştığında tavizlerin en kralını da verebilirler!..
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024