Suriye’de muhaliflerin ilerleyişi sürüyor, dengeler değişiyor. Ancak şu ana dek olanlarla nereye doğru gittiğini kestirmek zor. Küresel-bölgesel aktörlere odaklı olası senaryolar, komplo teorileri havada uçuşuyor. Şam’da sıkışan Esad’ın geleceği ve varlığı da dahil olmak üzere...Esad ise olan biten için ne diyor? “ABD, çıkarları doğrultusunda bölge haritasını yeniden çizme girişimi.”
Bu elbette doğru bir tespit ama söyleyen Esad olduğunda dalga mı geçiyorsun yoksa kafayı mı sıyırdın derler adama...Zira daha baştan girişim dediği çoktan ötesi bir durum zaten...Hem de yıllardır.. ABD Suriye topraklarının yüzde 30’una fiilen çöktü. Üstelik de en verimli, en zengin kaynakların bulunduğu bölgeye... Oranın bekçiliğini de terör örgütü PKK/YPG’ye yaptırıyor. Esad’ın şimdilerde medet umduğu Rusya’da kendisini koruyor, kolluyor muhabbetiyle o teröristlerin Suriye topraklarında palazlanmasına göz yumdu hep. Aynısı İran için de geçerli. Yani herkes Suriye topraklarında, kafasına, kendi çıkarlarına göre bir harita çizdi. Böyle bir durumda da normalde ne beklenir? Esad’ın aklını başına alması,başından beri Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunanTürkiye’ye kulak vermesi. Gerçeği görüp yönünü, tarafını doğru belirlemesi. Ama o ne yaptı? Bunları duymadı, görmedi, ülkesinin topraklarına bizzat çöken ülkelere gıkı çıkmadı. Varsa yoksa “Türkiye normalleşme istiyorsa askerlerini çekmeli” gibisinden abuk sabuk laflar etti. Sanki ülkesinin topraklarına hakimmiş, koruyup, kollayacakmış gibi...
***
Kaldıki; Esad daha Suriye’de karışıklık ilk başladığı zaman, emperyalist güçler ABD ve Rusya istediği için o bölgeyi boşalttı. Daha doğrusu, teröristlerin bugün çöreklendiği o toprakları PKK/YPG terör örgütüne bizzat kendisi bıraktı, yekten teslim etti. Hatta oradaki kendi halkını katliam ve zulümlerle göçe zorlayarak, terör örgütüne yardım, yataklık etti. Oradaki demografik yapıyı değiştirerek PKK/YPG/PYD terör örgütünün bu kadar rahat hareket etmesini sağladı. BugünSuriye’de PKK/YPG/PYD terör örgütü yapılanmasından söz ediyorsak, bunda Esad’ın payı büyük açıkçası. ABD ve Rusya’nın, İran’ın o terör örgütü üzerinden Suriye’nin parçalanmasına dönük hesapları, faaliyetleri hiç umurunda olmadı Esad’ın...Kendi topraklarında bir terör devletçiği, yapılanması olmuş, olmamış önemsemedi bile. Yoksa aksi olsa ülkesi bu noktalara gelmezdi zaten. Ama halen aynı kafada olduğu ortada...Halep’ten çekilirken bölgeyi PKK/YPG’li teröristlere bıraktı...Sonucu ise malum....Zoru görünce yine hepsi tüydü. Hemde Amerikan yapımı zırhlılarla...Suriye Milli Ordusu’nun Tel Rıfat harekatı da sadece saat dilimleriyle nihayetlendi. Sırada da Münbiç var...Teröristler temizleniyor, haritanın rengi değişiyor. Hem Esad’ın hem de terör örgütünün zulmünden çeken bölge halkından da ciddi destek var muhaliflere.. Dünyaya şaşırtıcı gelen bu hızlı değişimin gerçek nedeni de bu aslında...
***
Dolayısıyla Rusya ve İran’ın desteğini güç de olsa yavaş yavaş arkasına alan Esad’ın ülkesindeki son gelişmelerle ilgili ABD’yi işaret etmesi, “Terörist tırmanışı, bölgeyi bölme, ülkeleri parçalama, haritayı ABD ve Batı’nın hedefleri doğrultusunda yeniden çizme amaçlı” gibisinden ifadeleri tam bir uyan da balığa gidelim durumu, aynı zamanda da akıl tutulması. Hadi HTŞ’yi ABD, CIA tetikledi diyelim. Suriye Milli Ordusu kim? Suriye Geçici Hükümeti silahlı unsurları. Yani Cenevre barış süreçlerinde muhatap alınan meşru yapının meşru güçleri. Şu anda da meşru bir harekat yapıyorlar, kendi topraklarını kurtarıyorlar. Bu açıdan bakıldığında da olası siyasi gelişmeler kritik önemde. Bu anlamda aslolan da Esad’ın geç de olsa aklını başına alması... Gerçekten ülkesinin toprak bütünlüğünü düşünüyorsa, halkının tamamını kucaklamak istiyorsa Türkiye’nin çağrılarına kulak vermesi.... Yaparsa Suriye’nin üniter yapısı korunur, yapmazsa da kendisi bilir...