Gazze’de dünyanın gözleri önünde İsrail’in sürdürdüğü soykırımı protesto için Amerikan üniversitelerinde patlak veren olaylar büyüyerek devam ediyor. Yalnız ABD’de değil, Kanada ve Avrupa’da da birçok üniversite bu protesto dalgasına dâhil oldu. Hem de demokrasi, insan hakları üzerine ahkam kesen ABD ve Batı ülkeleri yöneticilerinin zulme karşı sokaklara taşan öfkeyi Yahudi düşmanlığı diye yaftalayıp, barışçıl gösteri yapan gençlere karşı orantısız güç kullanmasına rağmen.. Bu öfke ve isyanın İsrail’in işgalden vazgeçmediği, iki devletli çözümle Filistin halkının haklarını alacağı şekilde sonuçlandırılmadığı sürece sönümlenmeyeceği de açık. Çünkü artık Filistin meselesinin ne olduğunu bütün dünya özellikle de genç nesil çok net gördü. İsrail’in hukuk tanımazlığına, insanlık dışı uygulamalarına bizzat tanık oldu. Kim neyi savunuyor buna duyarlı bir kesim var ve takip ediyor. Dolayısıyla her gün yeni haritalarla birtakım planlar, tasarruflardan söz edilen 1,5 milyon insanın bulunduğu Refah’a yönelik saldırılarla sokaklara yansıyan öfke ve isyanın daha da alevleneceğini kestirmek hiç de zor değil... Nitekim Refah’a operasyona karşıymış gibi duran ve sürekli Netanyahu’yu uyarıyor havasındaki ABD de son olarak ortaya koyduğu yalandan bir raporla sokaktaki tansiyonu düşürmeye çalışıyor! Ama Biden’ın Netanyahu’ya yönelik somut, zorlayıcı tedbirler almadığı, adımlar atmadığı takdirde, daha büyük protestoların ABD’de devam edeceği de ortada.
***
Bu anlamda ABD açısından BMGK’da alacağı tavır da bir turnusol testi aslında. Malum Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Filistin’in üyeliğinin Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını ezici bir çoğunlukla kabul etti. Bugüne kadar Gazze’deki katliamı durdurma, ateşkes taleplerini hep veto eden, geçen ay da Filistin’in BM’ye tam üyeliğini tek başına engelleyen ABD’ye BMGK olarak bu kararı yeniden gözden geçirin dedi. Kararı hazmedemeyen İsrail Temsilcisi’nin tepki göstererek BM Anlaşması’nı kürsüde parçalaması da İsrail’in hukuk tanımazlığı ve küstahlığını çok net bir kez daha ortaya koydu. Gözler şimdi BMGK’da. Zamanlama açısından şu kadar süre içinde BMGK toplanıp, görüşür diye bir kural yok. Bu üyelerden gelen talep üzerine BMGK’nın kendisinin vereceği bir kararla bağlantılı. Zaten asıl mesele de BMGK’dan nasıl bir karar çıkacağı. Bu konuda dün konuştuğum Emekli Büyükelçi Onur Öymen’e göre; diğerine oranla biri daha ümitvar iki olasılık söz konusu. Zayıf da olsa bunlardan biri şu:
ABD elinde bu veto kartı olduğu için bunu biraz İsrail’e karşı baskı unsuru olarak kullanabilir. Refah’ta sivillere saldırıları durdurun, devam ederseniz biz de bu kararı oradan çıkarabiliriz diyebilirler. ABD’nin ne yapıp ne yapmayacağı belli olmadığı için bakarsınız İsrail fazla direnirse çıkarabilirler de böyle bir karar ihtimal dışı değil. İsrail’e ne derece baskı yapmak istiyorlar ve bunun samimiyetiyle ilgili bir durum...
ABD’nin şu ana kadar BMGK’da daima İsrail’i kollar bir şekilde oy kullandığı gerçekliğine bakıldığında ise diğeri bildik hikaye:
ABD, İsrail üzerinde baskı yapıyor ama Amerika’daki Yahudi lobisinin de Biden üzerinde baskısı var. Evet sokaklar da kaynıyor bir yandan da ancak sonuçlar da güç odaklarının isteğine göre şekilleniyor hep. Neticede ABD şimdiye kadar izlediği politikada köklü bir değişiklik yapmadığı takdirde, her ne kadar arada bir iki devletli çözüm dese de Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul ettiler. İsrail Devleti’nin kuruluşu sırasında BMGK kararında Kudüs’le ilgili özel hüküm olmasına rağmen...
***
Bakalım ABD bu kez yine “Varlığım İsrail’e amade, feda olsun mu” diyecek? Yoksa sokağın sesinden yana mı olacak... Durum yakında netleşecek, an itibarıyla kesin olan da şu: İsrail’in Gazze’de yaptığı katliama, soykırıma tepki veren, protesto eden gençlerin baskıyla susturulmaya çalışılması dünya tarihinde ABD ve Avrupa ülkeleri adına büyük bir insanlık ayıbı, utancı olarak kayda geçecek. ABD ne yaparsa yapsın...Çünkü bu insanların susturulması insanlığın susturulması girişimi aslında...