Şu günlerde tüm insanlığı kaygılandıran şey belirsizlik. O nedenle geleceği okumak çok önemli. Nasıl ki, Korona virüs salgını konusunda “her önüne geleni değil”, sadece ve sadece “bilim insanlarını” dinlemek gerekiyorsa, ekonomi konusunda da “kriz dönemlerinde öngörülü davranmış ekonomistlere ve kurumlara kulak vermekte” fayda var. Gelin bugün Goldman Sachs’ın Korona senaryolarına göz atalım.
Goldman Sachs’ın Baş ekonomisti Jan Hatzius’un yönettiği telekonferanstan çıkan notlar piyasalarda ilgiyle karşılandı. Etkinliğe Covid-19 için testler yapan ve aşı için firmalardan uzmanlar da katılmıştı. Konferanstan sızan geleceğe yönelik tahminler şöyle sıralanıyor.
Test sayısının kısa zamanda milyonlara çıkması bekleniyor. Bu iyi haber.
Tedavi için şu anda varolan ilaçlarla değişik yöntemler deneniyor. Bu sayede yaz sonuna doğru daha iyi tedavi yöntemleri bulunması bekleniyor.
Aşının bulunması 12-18 ay gibi bir zaman alabilir.
2020 yılının ikinci yarısında dünya borsalarının toparlanması öngörülüyor çünkü 2008 krizinden farklı olarak dünya finans piyasalarında şu anda sistemsel bir risk yok.
Bu iyimser görüşün yanı sıra virüsün çok yüksek bulaşıcılığı ve bunun getireceği riskler henüz ortadan kaybolmuş değil.
Dünyada virüs tepe noktasını önümüzdeki 8 hafta içinde görecek. Ardından düşüş başlayacak.
Çin’in dünya ekonomisine hem hammadde hem de tedarik zinciri tarafında önemli etkisi var. Şu an bu konuda ciddi olumsuzluklar yaşanıyor. Bu durum ancak 6 ay içinde toparlanacak.
Küresel büyüme beklentisi son 30 yılın en düşük rakamı olan yüzde 2’ye işaret ediyor.
ABD’deki dev şirketlerin bu yıl yüzde 15-20 arasında küçülmesi bekleniyor.
Virüsten kaynaklı büyük bir ekonomik zarar olacak ama esas zarar psikolojik tarafta yaşanacak. Yatırımcıların yaşadıklarını üzerinden atması çok daha uzun zaman alabilir.
Şu anda ülke ekonomileri için sistemsel bir risk yok, kimse bundan bahsetmiyor. Hükümetler piyasaları düzene sokmak için müdahale ediyor, özel bankacılık sektörünün mali durumu gayet iyi, mevcut durum 2008 dönemindeki sistemsel krizden çok 11 Eylül krizine benziyor.
Notlar böyle... Elbette şu anda bütün gelişmeler daha çok yeni ve ekonomi için net bir sonuç söylemek için henüz çok erken.
Piyasada kimi tahminler “Önümüzdeki iki çeyrek 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana görülmeyen küçülme rakamlarının yaşandığı bir dönem olacak” noktasına kadar gidiyor. Yaşayıp göreceğiz. Ancak şu anda net olan tek bir şey var; “Çok yüksek seviyede bir belirsizliğin içindeyiz.”
Dünyayı Kurtaran Adam ne yapmak istemektedir!
ABD Başkanı Donald Trump, neredeyse her gün ekranların karşısına çıkıyor ve arkasına aldığı -1 metre mesafe kuralına uymadan- Amerikan tıp uzmanlarının şaşkın bakışları arasında basın toplantısı yapıyor.
Ve hiç hesapsız şöyle de bir çıkışa imza atıyor;
“Çin Virüsüne (!) karşı ilacı bulduk.”
Aslında bu haber ilk bakışta tüm dünya için oldukça sevindirici… Ancak durumun böyle olmadığı ortada.
Bunu yaparak “Dünyayı Kurtaran Adam” olacağını düşünen Başkan Trump’a en sert eleştiri, ülkenin en etkili yayınlarından NY Times’a yazan ekonomi profesörü Paul Krugman’dan geldi.
Ünlü ekonomist, “Trump Salgını İçin 3 Kural” başlıklı yazısının ilk satırına, “Bir, sakın Başkana güvenme” diyerek başlıyor.
Kimseyi bekleme
Krugman’ın, ekonomi politikaları hakkındaki 3 önerisi ise özetle şöyle;
(1) Büyümeyi hiç düşünmeyin, (2) şu anki sıkıntı ve zorlukları kısa sürede aşmaya odaklanın, yapılanların işe yarayıp yaramayacağını düşünmekten vazgeçin -vakit kaybetmeyin, harekete geçin- ve (3) asla Trump’a güvenmeyin. Aslında bu 3’lü reçete sadece Amerika için değil tüm ülkeler için geçerli.
Korona virüsüyle mücadele için -gerek tıbbi gerek ekonomik cephede- bir yerlere umut bağlamak ve zaman kaybetmek yapılacak en büyük hata olur.
Eldeki imkanları sonuna kadar zorlayarak, hızlı, planlı ve etkili adımlar atmak önceliğimiz olmalı.
Doğru olan ‘iyi haber’ gerek
Virüse karşı ilaç veya aşıyla ilgili olarak Başkan Trump bunları söylerken, Amerikan Hükümetinin en üst düzey bilim adamı olan Dr. Anthony Fauci’nin (basın toplantılarından tanıdığımız) görüşü acaba ne?
“Başkan diyor ki; ‘İlaçla ilgili iyi hislerim var.’ Fakat ilaçlar; bilgi, bilim, testler ve bilimsel araçlarla keşfedilir. Politikacıların içten gelen hisleriyle değil. Hepimizin iyi haberlere ihtiyacı var biliyorum ama doğru olan iyi haberlere!..”