Çok değil iki ay öncesine kadar tüm dünya vatandaşlarını peşinden sürükleyen “Amerikan Rüyası” şimdilerde adeta kabusa dönmüş durumda.
Global ekonominin lideri olan hatta arada dünyanın komiserliğine bile soyunup, farklı coğrafyalara çeki düzen verme iddiasını taşıyan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), şu günlerde sağlık konusunda hayli sıkıntılı.
Elbette koronavirüs tehlikesini yaşayan tek ülke Amerika değil. Türkiye de büyük bir imtihan veriyor. İtalya, İspanya ve İngiltere bu krizi en ağır geçirenlerden.
Ancak gerek nüfusuyla, gerek Trump yönetiminin başlardaki krizi hafife alan tavırlarıyla, ülkede salgının etkileri her geçen gün derinleşmeye devam ediyor.
Ülkede sadece bilim insanlarından değil, ekonomi cephesinden de, ağırlaşan kriz baskısıyla ilgili ardı ardına uyarılar geliyor.
Grip diyerek, hafife aldı
Çin’de salgın yayılmaya başladığında, ABD Başkanı Donald Trump, “Bu sadece bir grip. Gelip geçecek. Burada her şey kontrol altında. Virüs çok bulaşıcı değil. Çin Virüsü Amerika’da hiç görülmedi. Yaz aylarıyla birlikte bunlar unutulacak” demişti.
Ama gelin görün ki, durum hiç öyle olmadı.
Çin’den fırtına gibi Avrupa’ya esen virüs rüzgârı, çoktan tüm Amerika’yı etkisi altına almış durumda. Başta New York olmak üzere, sağlık sisteminin yetersizliği büyük tartışma konusu.
Sadece ülkede yayımlanan gazete haberlerinden değil, Amerika’da yaşayan eş, dost ve arkadaşlarla yaptığımız görüşmelerden bildiğimiz kadarıyla, marketlerde temel ihtiyaç ürünlerine hücum oldu, e-ticaret kanalları çöktü sistem uzun haftalar sonrasına teslimat günü veriyor, güvenlik endişesiyle ülkede silah satışlarında büyük patlama yaşandı. İşsizlik başvurularında tüm zamanların rekoru kırıldı. Son bir ayda 20 milyondan fazla kişi işsizlik başvurusunda bulundu. Yaygın görüş, ülkedeki ekonomik daralmanın 1929’daki Büyük Buhran’dan daha kötü olacağı, yönünde.
Ünlü NewYorker dergisi, mart başında, Başkan Trump’ın koronavirüs krizini öngörememesini, maskeyi gözüne geçiren kapak çizimiyle, espri konusu yaptı.
ObamaCare’i tarihe gömdü
Amerika’nın 45. Başkanı Trump, 2017’nin ocak ayında koltuğa oturduğunda ilk iş olarak ABD’de milyonlarca vatandaşı sağlık sigortası kapsamına alan ve “ObamaCare” (Önceki Başkan Barack Obama’nın projesi) olarak bilinen sigorta sisteminin iptali için imza attı.
ABD’deki sağlık sistemi, sağlık kalitesi oldukça düşük olmasına karşın dünyadaki en pahalı sağlık sistemi. Üstelik çok sayıda insan ülkede sağlık sigortasından yararlanamıyor.
Bu yüzden ABD’de sağlık reformu yıllardır hep tartışıldı.
Büyük umutlarla seçilen Obama, başa geçtiğinde ilk iş olarak 50 milyon vatandaşa sağlık hizmeti getirecek olan, ObamaCare adlı sistemi getirdi.
2010’da uygulamaya konulan sistemin amacı tüm Amerikalıları sağlık sigortası kapsamına almaktı.
Bunun için de ailelere gelirlerine göre prim ödemeleri adına vergi indirim imkânları sunuldu.
Sigorta şirketlerinin, daha önce hastalığı bulunanlara poliçe kesmeme sorunu ortadan kaldırıldı. Hastalık ve yaşlılık gerekçesiyle sigorta sonlandırmalarının önüne geçildi. Çocukların, 26 yaşına kadar ailesinin sigortasından yararlanması sağlandı.
Sağlık çok pahalı
Tabi bunlar için büyük kaynak gerekliydi. Obama zenginlerden alınan vergileri artırdı. Zenginler ayrıca yeni bir vergi ödemeye başlar oldu; sağlık sigortasına katkı vergisi. Yükselen maliyetler, artan bütçe kalemleri ve zenginlere vergiler, tartışmaları beraberinde getirdi. Sistemin 10 yıllık yükünün 1.5 trilyon doları bulacağı hesapları yapıldı.
Projeye baştan beri karşı olan Cumhuriyetçiler, Trump başa geldiğinde istedikleri fırsatı yakaladı ve atılan ilk imzayla “ObamaCare” projesi tarihe gömüldü.
Trump bunu yaparken, daha iyi bir sistem getireceğini vaat etti.
Fakat vaatler havada kaldı.
Aradan geçen sürede bu konuda etkili adımlar atılamadı. Bu nedenle Amerika, salgına, yetersiz sağlık sektörü ve sağlık hizmetine erişim imkânı bulunmayan milyonlarca vatandaşıyla yakalandı.
Trump ne kadar inkar etse de, dünya lideri Amerika koronavirüsle mücadelede şimdilik sınıfta kaldı.