Şükrü Andaç

Şükrü Andaç

sukru.andac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye tarihinin en büyük özelleştirme operasyonlarından biri “değerini bulmadığı” gerekçesiyle Başbakan Tayyip Erdoğan’a takıldı. Sürpriz ikili olarak adlandırılan “Koç-Ülker” ortaklığının yanlarına Ülker’e yakın duran Malezyalı UEM grubunu da alarak verdiği 5.7 milyar dolarlık teklifin hükümetin öngördüğü hedefin çok çok altında kaldığı ortaya çıktı.
Özelleştirme İdaresi Yüksek Kurulu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla tamamen yasalara uygun olarak satışı (uzun süreli kiralama) iptal etti.
Başbakan ihalede çıkan rakamın iki katına (10-12 milyar dolar) işaret ediyor. Kimi çevreler de parça parça satışla 20 milyar dolarlık gelir rakamına ulaşılacağını öne sürüyor. Rakamlar havada uçuşuyor...

Alamayan memnun!
Bu ortamda satan taraf iradesini oldukça net şekilde ortaya koydu: İptal! Köprü ve otoyolları halka arz edeceğiz.
Alan tarafta yer alanların görüşü ise gerçekten de büyük merak konusu. Alıcı tarafta dağılım şöyle: Yüzde 40’ar pay, Koç grubu ile Malezyalı UEM’e ait. Yüzde 20 hisse de Murat Ülker’in yatırım şirketi Gözde Girişim’in payına düşüyor.
İhalenin en önemli aktörlerinden biri olan Ülker’in patronu Murat Ülker’in iptal sonrası yakın çevresiyle paylaştığı görüş oldukça net: Şükür çok borçlu bir adam olacakken şimdi rahatladım!
Malezyalı grubun Ülker’le birlikteliği düşünüldüğünde konuya bakışının paralellik göstereceği düşünülebilir.
Bu noktada geçen ay Başbakan’ın işin iptale gittiği yönündeki açıklaması sonrası oluşan yeni durumun Koç grubu için sürpriz olduğunu hatırlatmakta yarar var.

Yabancı fiyata bakar
Düşük bulunan fiyata gelecek olursak... İhaleye hazırlık yapan gruplar adına yurtdışı örneklerini de önüne alarak fiyat tespiti yapan yatırım şirketlerinin ihalede çıkan fiyatın düşük olmadığı yönünde görüşü var. Bu durumda yerli, yabancı yatırım uzmanları yanılıyor veya bilerek rakamı aşağıda tutuyor çünkü fiyat beklentinin çok altında kaldı.
Bir sonraki satış için bu şirketlerin müşterilerine hazırlayacağı raporlarda fiyatın çok çok yukarı çıkmasını beklemek hayalcilik olabilir.
Unutmayalım yöntem halka arz da olsa talip olan gruplar yine bu şirketlerin belirlediği rakamlara bakacak.
İhaledeki yöntem değişikliğinin buradaki etkisi ne olur, bekleyip göreceğiz. Sonuçta halka arzın önemli bölümü sokaktaki vatandaşa değil bu işten para kazanmak isteyen “yabancı yatırımcılara” pazarlanacak.
Halka arz adına örnek verilen Halkbank’a bakalım... Şirketin bu yolla satılan hisselerinin yüzde 95’i yabancıların elinde.
Bu sonuç köprü ve otoyol ihalesinde belirlenecek fiyatta uçulmaması gerekliliğini açıkça ortaya koyuyor. Çünkü halka arzda “istenen” yüksek fiyata, yüklü alıcı çıkmayabilir.
Alıcı çıkmadıktan sonra fiyatı yükseltmenin de inanın kimseye bir faydası yok.
Satanın “memnun olmadığı”, alanlardan en azından birinin “iptalden memnun olduğu” başarısız bir ihaleyi geride bıraktık... Yolumuz açık olsun!