Türkiye’nin yeni ABD Başkanı Donald Trump’tan beklentileri öteden beri biliniyor. Bunları geçen cuma günü Trump törenle yeni görevine başlarken, Başbakan Binali Yıldırım üç maddede özetledi.
Birinci konu, ABD’nin kendi topraklarında barındırdığı FETÖ başını Türkiye’ye iade etmesi, ikincisi ise Trump yönetiminin PYD/YPG’ye verdiği desteğe son vermesidir. Üçüncü madde
ise Washington’un Türk kamuoyundaki ABD aleyhtarlığını yatıştıracak
önlemleri almasıdır.
Ankara, Obama yönetiminin son döneminde bozulan Türk-Amerikan ilişkilerinin düzelmesi umudunu Washington’daki iktidar değişikliğine bağlamış ve farklı görüşlerle ortaya çıkan Trump’a sempatiyle bakmıştı.
Başbakan Yıldırım’ın Trump’ın işbaşına geldiği gün hatırlattığı beklentilerin yeni yönetim tarafından ne ölçüde karşılanacağını kestirmek için henüz zaman erken. Trump ekibini daha yeni tamamlamaya çalışıyor; birçok konuda, seçim kampanyasında söylediklerinin dışında, ne gibi politikalar izleyeceği de belirsiz...
Çatlak sesler
Türkiye’nin Trump’tan beklentilerini duyurduğu bir ortamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı kaygılarını dile getiren bir beyanı dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Afrika seyahatine çıkarken yaptığı basın toplantısında, ABD’den son gelen bazı seslerin endişe yarattığını üstü kapalı bir üslupla
ifade etti.
Kaygı yaratan bu gelişmelerin ne olduğu konusunda öne sürülen tahminler şöyle:
- Trump Başkan olarak yaptığı ilk konuşmasında, terörden bahsederken, bunu “radikal İslami terör” diye tanımladı. Bu ifade şekli Ankara’yı son derece rahatsız ediyor. Türk yetkililer yıllardan beri terörün dininin, ırkının olmadığını ve bir terör örgütünün (örneğin IŞİD’in) eylemlerinin İslam’la özdeşleştirilmesinin büyük hata olduğunu vurguluyorlar.
- Trump’ın İsrail’deki ABD Büyükelçiliği’ni Telaviv’den Kudüs’e nakletmek niyeti de Ankara’da endişe yaratıyor. Böyle bir hareketin bütün
İslam dünyasını ayağa kaldıracağı
ve bölgeyi daha da istikrarsızlaştıracağı düşünülüyor.
Bekle-gör
Doğrudan Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili etkenler konusunda (Gülen’in iadesi, PYD/YPG’ye desteğe son verilmesi gibi) yukarıda belirttiğimiz üzere Trump’ın nasıl bir tutum alacağı ve Ankara’nın beklentilerini karşılayıp karşılamayacağı henüz belli değil. Bu iki ana konuda Ankara’nın beklentileri ve ihtiyatlı iyimserliği devam ediyor.
Bu spesifik meselelerde ne gibi gelişmeler olacağını görmek için bir süre beklemek gerekebilir. Bu zamanı değerlendirmenin yolu, karşılıklı iletişim ve diyalog kurmak, gerginlik yaratan sorular üzerinde bir uzlaşma sağlamaktır.
Bu bağlamda en yakın zamanda bir Erdoğan-Trump görüşmesinin gerçekleşmesinde büyük yarar vardır...
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024