Suriye’de her yeni olay, sayısı çok kabarık olan yerli ve yabancı güçlerin hangilerinin kimden yana veya kime karşı oldukları konusundaki kafa karışıklığını biraz daha artırır.
ABD ve Rusya arasında varılan ve dün yedinci gününü dolduran ateşkes ve onu izleyen gelişmeler bu kaypaklığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Aslında ateşkes anlaşması geçici bir süre için de olsa, silahların susacağı, Halep başta olmak üzere savaş bölgesindeki halka acil ihtiyaç duyduğu yardımların ulaşacağı ve belki de bunun barışçı bir çözüm yolunu açacağı umudunu yaratmıştı.
Ne yazık ki bu umutlar gerçekleşmedi. Bundan sonra ne olacağı belli değil veya çatışmaların yeniden başlaması olasılığı yüksek. Acil yardım konusuna gelince, konvoylar hâlâ sınırda bekliyor...
Bu yetmezmiş gibi, mevcut karmaşayı derinleştiren yeni olaylar oldu. Bunların başında ABD uçaklarının hiç beklenmedik şekilde Suriye askeri hedeflerini bombalaması ve sayıları 60 ila 80 küsur arasında bildirilen Suriyeli askerin ölümüne yol açması olayı geliyor.
Kasıt var mı, yok mu?
Bu ateşkes ortamında Esad’ın ordusunun böyle bir hava saldırısına maruz kalması büyük bir skandal.
ABD makamları bu operasyonun ateşkes kapsamının dışında tutulan cihatçı hedefleri vurmak için düzenlendiğini, ama bunda bir hata yapıldığını ve aslında Suriyeli askerlere karşı bir kasıt bulunmadığını öne sürdüler ve üzüntülerini bildirdiler...
Savaşlarda maalesef böyle hatalar oluyor. Rus uçakları da Suriye’de defalarca Halep’teki sivil hedefleri, hatta hastaneleri bombalamadı mı?
Ama bunlar işlenen suçu affettirmez. Doğru veya yanlış ABD’nin bu son bombardımanı kasten yapıldığına dair senaryolara yol açmış bulunuyor.
Olayın sebebi ne olursa olsun, sonuç ortada: Ateşkes konusunda sözde yakın işbirliği kuracak olan Rusya ile ABD şimdi karşı karşıya gelmiş bulunuyor. Bu durumda çatışmaların da yeniden kızışması kaçınılmaz görünüyor.
Dost mu, değil mi?
Bu arada cereyan eden diğer anlamlı bir olay da, Kuzey Suriye’de Türkiye’nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) mensup bir savaşçı grubun, sahaya gönderilen bir ABD özel gücüne “defol” sloganlarıyla karşı çıkmasıdır. Amerikalı askerler TSK himayesinde geri çekilmek zorunda kalmışlardır.
Bu olay, kimin hangi safta yer aldığı konusunda zihinleri karıştırıyor. Aslında ABD’li askerler, Türkiye ile IŞİD’e karşı koordine edilen plana göre, ÖSO’nun ilerleyişine destek için o bölgeye gitmiştir. Buna karşı yapılan gösteri bir çelişki oluşturuyor. Ancak, uzmanların belirttiği gibi, ÖSO içinde de daha radikal (hatta El Nusra Cephesi’ne taraftar) unsurlar da var. Yani ÖSO homojen bir güç değildir. Hatta bir Türk güvenlik uzmanının dediğine göre, aralarında para karşılığında saf değiştirmiş olanlar da vardır.
Suriye’de boy gösteren yerli ve yabancı çeşitli aktörlerin saflarındaki kaypaklık, sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024