Başta herkes onu hafife aldı. Pek çok Amerikalı “Donald Trump başkan adayı mı? Bu bir şaka mı?” diye alay etti...
Şaka veya hayal denen şey dün gerçek oldu ve Cumhuriyetçi Parti adayı, milyarder işadamı Trump, ABD’nin 45. Başkanı seçildi.
Aylarca süren çekişmeli seçim yarışında 70 yaşındaki Trump ne engeller aştı, nereden nereye geldi... Önce kendi partisinin diğer başkan adaylarıyla boy ölçüştü, ardından Demokrat rakibi Hillary Clinton ile kıran kırana mücadelesini sürdürdü. Rakibinin, Bill Clinton’dan Başkan Obama’ya, Hollywood yıldızlarından medyaya kadar etkin çevrelerden destek görmesine karşılık, Trump bu işi kendi başına (ve de kendi parasıyla) götürdü...
Alışılamayan davranışı, sözleri, üslubu çok kimseyi şoke ettiyse de geniş halk kitlelerine mesajlarını iletmesini ve onları etkilemesini bildi...
Ve yarışın nefes kesen finalini -bütün anket tahminlerini ve çifte bahisleri yanıltarak ve ABD içinde ve dışında pek çok kimseyi şaşırtarak- zaferle taçlandırmayı becerdi...
Nasıl başardı?
Trump’ın bu başarısını sağlayan başlıca faktörleri şöyle özetleyebiliriz:
1) Değişiklik arzusu. Trump’a verilen oyların çoğu, Amerikalıların 8 yıllık Obama yönetimi dahil, Demokrat Parti dönemine karşı bıkkınlıklarının bir sonucudur. Diğer bir deyişle, seçmenlerin büyük kısmı, statükonun değişmesini ve yeni politikaların hayata geçirilmesini istiyor. Trump, yeni fikirlerle ve farklı bir üslupla siyaset sahnesine çıktı.
2) Sağa kayış: Trump’ın zaferi, Amerikan toplumunun sağa kaymış olduğunu gösterdi. Trump ırkçı, milliyetçi, muhafazakâr eğilimlerini yansıtırken, karşısında kendisini destekleyen kitleler buldu. Tıpkı Avrupa’da birçok politikacının bulduğu gibi...
3) Ekonomik sıkıntılar. ABD dünyanın en güçlü ekonomisine sahip olmakla beraber, bu halka beklediği refahı sağlamış değil. Obama döneminde bu alanda sıkıntılar artmıştır. Trump’ın bu konudaki vaatleri birçok seçmeni umutlandırmıştır.
Trump’ın sadece “beyaz Amerikalılar”dan değil, Florida gibi eyaletlerde Latin Amerika kökenli seçmenlerden de epey oy alması, ayrıca incelemeye değer bir konu...
Ne yapacak?
ABD şimdi Cumhuriyetçi Başkanı ve Cumhuriyetçi çoğunluğa sahip Temsilciler Meclisi ve Senatosu ile, yeni bir döneme giriyor.
Bu yeni dönemde, kurulu düzen ve politikaların temel parametreleri fazla değişmese de muhakkak ki bazı farklılıklar ve yenilikler görülecektir.
Bunların ne olacağını kestirmek için zaman çok erken. Trump’ın konuşmaları içte ve dışta neleri amaçladığına dair bir fikir vermekle beraber, henüz ortaya atılmış bir plan yok.
Herhalde Trump’ın ilk işi kabinesini kurmak, yardımcılarını seçmek olacak. Bir de tabii, bölünen Cumhuriyetçi Parti’yi toparlamak ve kutuplaşmış olan Amerikan toplumunu birleştirmek...
Diğer politikalarının ne olacağını öğrenmek için, Beyaz Saray’da görevini resmen devralacağı önümüzdeki ocak ayını beklemek gerekecek.
YARIN: Türkiye açısından Trump.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024