Ticaret yapmak istenilen alanı seçmek kadar, hangi şirket türünün tercih edileceği de çok önemlidir. Anadolu kaplanlarının kahir ekseriyeti KOBİ büyüklüğündedir. Bana sık sık sorulan bir soru, gazetemizde devam eden ‘Anadolu Kaplanları’ yazı dizisi nedeniyle daha da fazla sorulmaya başlandı:
“Üç ortaklı KOBİ büyüklüğünde işletmemiz var. Hangi şirket türünü seçelim?”
Adi şirket
Şirketler hukukumuz ilk önce en basit şirket türü olarak TBK md 620 vd maddelerindeki adi şirkete olanak veriyor. Ama ben adi şirketi hiç tavsiye etmem. Hele hele ortada yazılı bir adi şirket sözleşmesi olmadan, sözlü anlaşma ile adi ortaklık kurulmuşsa, ileride ispat bakımından çok büyük sorunlarla karşılaşılıyor. Ortakların üzerindeki hangi mallar adi şirkete ait, ispatlanması çok zor oluyor. Şirketin borçlarından sınırsız sorumlu olma ise, adi şirketin tercih edilmeme nedenleri arasında öne çıkar.
Bu öyle bir sınırsız sorumluluktur ki, ister imza yetkisi olsun ister olmasın, bütün ortakların özel malları devreye giriyor, oturduğu evi, yazlığı, bağı, bahçesi, arabası, kısaca her şeyiyle şirketin borçlarından sorumlu oluyor. Üstüne üstelik, adi şirketten alacaklı olan kişi, şirketin mallarını dahi haczettirmeden, doğrudan ortakların mallarını haczettirebiliyor. Adi şirket ortaklarının farkına varmadan tacir sayılmaları iflaslarının istenebilmesi de cabası.
Kollektif, komandit
Kollektif şirket eskiden aile içi kurulan şirketlerde çok sık tercih edilirdi. Artık ne kollektif şirket ne de komandit şirket tercih ediliyor. Olanlar da yıllar önce kurulmuş. Sebebi çok basit; kollektif şirketin de ortakları, ister imza yetkisine sahip olsun ister olmasın, şirketin borçlarından sınırsız bir şekilde bütün şahsi mallarıyla sorumludur.
Adi şirketle arasındaki fark, kollektif şirketin alacaklıları önce şirketin malvarlığına karşı takibe geçer, şirketten alamadıkları, alma imkanı kalmayan alacakları için ortaklara karşı icra takibine geçebilirler, hatta ortakların iflasını dahi isteyebilirler.
Komandit şirkette ise iki tür ortak var, birisi şirketin yöneticisi ve temsilcisi olan, buna karşılık şirketin bütün borçlarından da kendi şahsi malvarlığıyla sınırsız sorumlu olan komandite ortak. Diğeri ise, sadece şirkete sermaye koyma borcu olan, sermaye payını şirkete koyduktan sonra alacaklılara karşı hiçbir sorumluluğu olmayan komanditer ortak.
Gördüğünüz gibi, sadece bir “r” harfi her şeyi değiştiriyor. O yüzden ben derslerde her bir “r” harfine vurgu yaparım, ve derim ki, “komanditeeeee” ve “komanditerrrrrr” ortaklar.
Limited şirket mi?
Türkiye’de en çok tercih edilen limited şirket, Almanların masa üzerinde icat ettikleri bir şirket türüdür. “Limited” ibaresi de, ortaklarının şirketin borçlarından sınırsız değil, “limitli”, yani sınırlı sorumlu olmasından kaynaklanıyor.
10 TL sermaye ile kurulabilir. Ama ortak sayısı 50’yi geçemez. 1 euro sermaye ile şirket kurulmasına izin veren ülkeler de var.
Şirkete koymayı taahhüt ettiğimiz sermayenin tamamını ödedikten sonra, şirketin borçlarından dolayı ortakların da sorumluluğu sona erer, şirket kendi borcundan kendisi sorumlu olur.
Ama mesele şirketin ödeyemediği ve müdürlerinden de tahsil edilemeyen vergi borcu gibi kamu borçları söz konusu olduğunda, durum değişir, ortaklar da devlete karşı sorumlu olur.
Tabii ki, sermaye payları oranında. Mesela, şirketin yüzde 50’sine sahip ortak, vergi borcunun da yüzde 50’inden sorumlu olur.
Ortak, “Ben şirkette yönetici değilim, imza yetkim yok, genel kuruldan genel kurula giderim, hiç kâr payı da almadım, şirketin vergi borçlarını ödemeyeceğim” diyebilir mi? Hayır diyemez!
Anonim şirket mi?
Anonim şirket 50 veya 100 bin TL sermaye ile kurulabilir. Anonim şirket hissedarları da, şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermayeyi ödemişlerse, artık şirketin borçlarından dolayı sorumlu olmazlar. Şirket kendi borcundan kendi mallarıyla sorumlu olur.
Hatta limited şirketin aksine, anonim şirket hissedarları, şirketin vergi gibi kamu borçlarından da sorumlu değillerdir. Sadece yönetim kurulu üyeleri ve diğer imza yetkisine sahip yöneticiler sorumludur.
Eğer bir KOBİ iseniz ve halka açılmak, hisselerinizi Borsa İstanbul’a kote ettirmek istiyorsanız, anonim şirket olmak zorundasınız.
Sonuç
Bütün ticaret şirketlerinin kuruluş prosedürleri hemen hemen aynıdır. Kollektif ve komandit şirketleri KOBİ’ler için, özellikle ortakların şirketin borçlarından sınırsız sorumlu olmaları nedeniyle, hiç tavsiye etmem.
KOBİ’ler için en uygun şirket türü limited ve anonim şirketlerdir. İkisinde de ortaklar ve hissedarlar, şirketin borçlarından sorumlu değillerdir. Ama kötü niyetli ortakların da olabileceği, şirketin içini boşaltıp alacaklıları mağdur edebilecekleri aklınıza veya başınıza gelmiş olabilir.
Bu durumda hukuk çaresiz değildir, bizim tüzel kişilik perdesinin aralanması dediğimiz çare gündeme gelir ve şirketin içini boşaltan ama kendi zenginleşen kötü niyetli ortaklardan, mağdur şirket alacaklıları alacaklarını isteyebilir.
“Şahıs firması mı” diye son bir soru gelebilir. Buna da cevabım, şahıs firması yerine tek kişilik anonim veya limited şirketi tercih etmeniz olacaktır.