“Önderlik mi euro mu?”
Öcalan İmralı’dan çağrı yaptı, PKK teröre son veren ve fesih kararı aldığı bir kongre topladı.
Tüm bu gelişmeler olurken, Türkiye, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından Avrupa ve Suriye’deki yapılanmalara dikkat çekti.
Suriye’de sürecin Irak’ın kuzeyindekinden farklı gelişmesi normal.
Irak’ın kuzeyinde dağ ve mağaralarda barınan terör örgütü üyeleri, Suriye’de şehirlerde yaşıyorlar.
Irak’ta hem merkezi hem bölgesel yönetim PKK’nın varlığından rahatsız, Suriye’de yeni bir düzen kuruluyor ve hali hazırda kontrol altında tutulan ilçeler, bölgeler var.
Buna karşın Avrupa’da yıllardır terör ve kriminal düzenden geçimini sağlayanlar farklı bir tavır içerisinde.
***
PKK Kongresi’nde fesih kararı alındı ama Avrupa ayağı Almanya’da PKK yasağının kaldırılması için önce hükümete başvuruda bulundu, ret cevabı alınca bu hafta idare mahkemesinde dava açıldı.
Kendini feshetmiş ve teröre son verdiğini açıklamış bir örgütün adını ve faaliyetlerini Avrupa’da aklama çabası ilginç.
PKK’nın Avrupa’da sivil toplum örgütü görünümlü ve farklı farklı isimleri olan organizasyonları var.
Yapılan çeşitli çalışmalara göre Avrupa çapında PKK ile bağlantılı sivil toplum kuruluşu sayısı 563.
Sadece Almanya’da 237 farklı sivil toplum örgütü var.
Bu sayıya 12 ülkede faaliyet gösteren, irili ufaklı 66 medya kuruluşu dahil değil.
***
Bu sivil toplum örgütleri ve medya kuruluşlarının neredeyse her ay “Önderlik” için imza kampanyaları ve toplantılar düzenlediği bilinmeyen bir durum değil.
“Önder” dedikleri Öcalan için toplantı ve etkinlikler düzenleyip, Öcalan’ın çağrısının etrafından dolaşmaya kalkmak ideolojik gerekçelerle açıklanabilir bir durum değil.
Belli ki on yıllar içerisinde oluşmuş düzen ve konforun sürmesini isteyenler var.
Birileri çıkıp, “demokratik mücadele için örgütlülüğümüzü sürdürüyoruz” diyebilir.
Almanya olmak üzere Avrupa’da, kendini feshettiğini söyleyen PKK’yı yasal hale getirme çabası, “demokratik mücadele” sözüyle açıklanabilir bir durum değil.
***
Ankara, Terörsüz Türkiye hedefine ulaşma çabaları içerisinde Avrupa’daki yapılanmaları elbette takip ediyor ama şu anda odak noktası, örgütün silahlarını teslim etmesi süreci.
Bu süreci bozmak isteyen, komşumuz ya da uzakta buluna bazı başkentler olduğu biliniyor ve önlemler alınıyor.
Bu soyut cümleyi bir örnekle daha somut hale getireyim:
Hatırlarsınız, Netanyahu’nun, Suriye’de YPG’yi Türkiye’ye karşı kullanma planına dair başta Jerusalem Post olmak İsrail medyasında çok yazı çıkmış, bu fikri destekleyen çeşitli röportajlar yayımlanmıştı.
Bunlar, bir anda, tesadüf sonucu ya da İsrail’in dikkati bir başka noktaya döndüğü için kesilmedi elbette.
***
Ankara’nın okuması, Avrupa’da uyuşturucu ve insan kaçaklığına gibi kriminal yöntemleri de kapsayan ve Terörsüz Türkiye hedefinde karşı olan kişi ya da yapılanmaların zaman içerisinde ilgili ülkelerce dağıtılacağı.
Bu fikri doğrulayan ilk somut adım atıldı bile.
Almanya Federal Başsavcılığı, 2016 ile 2023 yılları arasında PKK’nın ana yönetim kadrosunda yer alan, Avrupa’daki propaganda faaliyetlerinin yürütülmesi ve koordinasyonundan sorumlu olan Yüksel Koç’u Bremen’de tutukladı.
Örgütün propaganda siteleri Yüksel Koç’un tutuklanmasını Avrupa Kürdistanlı Demokratik Toplumlar Kongresi Eş Başkanı sıfatıyla duyurdu.
***
Dünyadaki örneklere baktığımızda tüm teröre son verme süreçlerinde benzer durumlar yaşanmış.
Benzer örneklerde örgütün, feshe karşı çıkanları bizzat kendisinin ikna ettiği çok örnek var.
Süreç ilerledikçe, Diyarbakır Annelerinin suça karışmamış çocukları, evlerine döndükçe Terörsüz Türkiye’ye ayak direyenlerin sesi iyice cılızlaşacaktır. Devlet, sona gelindiğinde terörde ısrar edenleri etkisiz hale getirecek güç ve donamıma zaten sahip.
Geldiğimiz nokta bize gösterdi ki, elinde silah, dağda, mağaralarda insanlık dışı koşullarda yaşayanlar Terörsüz Türkiye hedefine Avrupa’daki kimi isimlerden daha kolay kabul ediyorlar.
Bu durum onlara Avrupa’dakilere “ Önderlik mi önemli euro mu?” diye sorma hakkını da veriyor...
