Ekim 2000’de 4. kattan düşerek ölen Fransız gizli servisi DGSE’nin subayı Thierry Imbot’un adını hiç duydunuz mu?
Aslında 1991’de başlayan bir hikâye bu:
İçerisinde Tayvan’a satılan ve Formoza Boğazı’ndaki dengeyi Çin aleyhine değiştirecek olan 6 Lafayette sınıfı fırkateyn, ödendiği söylenen Retro-komisyon gibi unsurlar barındırıyor.
Aynı hikâyede bilmeniz gereken bir isim daha var, o da Tayvan deniz kuvvetleri satın alma bölümünden Yüzbaşı Yin Ching-feng.
Bu yüzbaşı bir plajda boğulmuş olarak bulundu. Boğulmuştu ama akciğerlerinde su yoktu ve beyne kan götüren bir damara sert darbe almıştı.
İlginçtir Yüzbaşı Yin Ching-feng, Fransa’daki gemilerin üretimini teftiş eden isimdi. Tayvan’da bazı arkadaşlarına ihalenin iptal edilmesi gerektiğini söyleyen ses masajları yolladığı iddia edildi ama o ses kayıtları asla dava dosyasına girmedi.
Fransa’nın silah satışlarında tüm hikâyelerde garip ölümler yok ama hemen her hikâyede para var.
1995 senesinde Maliye Bakanı olan Nicolas Sarkozy’nin, Pakistan’a denizaltı satışının çabuklaştırılması için Pakistanlı yetkililere rüşvet verdiği ortaya çıkmıştı. Ne garip Sarkozy, bugünlerde Cumhurbaşkanlığı döneminde Libya ile tuttuğu işlerden yargılanıyor.
Eylül 2016’da François Hollande’ın cumhurbaşkanlığı döneminde Fransa, Hindistan’a toplam 7,8 milyar Euro’ya 36 Rafale savaş uçağı sattı.
Konuyu araştıran Fransa Yolsuzlukla Mücadele Kurumu, uçakları üreten Dassault firmasının ürettiği uçakların modellerini 1 milyon 17 bin Euro’ya bir Hindistan firmasına yaptırdığına dair fatura buldu. Şirket, 50 model uçağın yarı faturası diye açıklamaya çalıştı durumu.
İşin içine Fransızlar girince sadece savaş uçağı satışında değil, sivil uçak satışında bile gariplikler oluyor. Öyle olmasa Airbus, uçak satışı için rüşvet verdiği iddiasıyla açılan davalarda uzlaşma için 4 milyar dolar öder miydi hiç?
Tüm bunlar nereden aklına geldi diyeceksiniz, Yunanistan’daki gelişmeler bana bunları hatırlattı.
***
Yunanistan, Fransa’nın en büyük silah ithalatçılarından bir tanesi.
Savunma Bakanı Dendias, kesin sipariş olan 3 Belharra tipi fırkateynden sonra bir tane daha sipariş verilmesini istiyor.
Sadece bu değil, Dendias, bir de İtalya’dan 2. el, 2 tane Fransız-İtalyan ortak yapımı Bergamini sınıfı fırkateyn alacakmış.
Bir Türk gazeteci, özellikle de ben yazdığımda Dendias işine yaradığını zannediyormuş ama Yunanistan’ın çilekeş halkına söyleyeceklerim var:
Dendias’ın Yunanistan’a aldırmak istediği gemiler son derece büyük, personel sayısı 400 civarında olan fırkateynler.
Denizcilik Okulu’na bu sene sadece 200 kişi başvurdu değil mi?
İşletmesi son derece zor ve pahalı olan bu gemilere personel bulma zorluğunu bir düşünün lütfen.
Bu gemiler Ege’de Yunanistan’ın daha güvende olmasını sağlamayacak.
Bunun birinci sebebi tamamen coğrafyadan kaynaklanıyor.
Çok sayıda adanın bulunduğu denizlerde büyük gemiler avantaj değil dezavantaj sebebidir.
Bu gemiler Yunanistan’ın işine sadece Doğu Akdeniz’de yarayabilir.
Fakat Türkiye’ye üstünlük sağlamak için bu sayı yeterli mi, orası tartışmalı.
Belharra tipi fırkateynlerle aynı özelliğe sahip İstanbul fırkateyni şu an denizde, 3 tane de kızakta, 2027’de denize inmiş olacak.
Bu 4’ün ardından 4 tane daha yapılacak.
Hava savunma yeteneği deseniz, TF 2000’lerin ilk kaynağı yapıldı, imalatı hızla devam ediyor.
Gelelim asıl noktaya, çok sayıda gemiye sahip olmak artık denizlerde savaş kazanmaya yetmiyor.
Savaşı gemileri, hedefleri aynı anda takip edebilen gelişmiş komuta kontrol sistemleri kazanıyor.
Türkiye’nin yerli üretim Advent Sistemi var, bu gemilerden sonra Fransa Yunanistan’a bir de komuta kontrol sistemi mi satacak?
Yine Fransa’dan alınacak gemiden gemiye 16 füze alım anlaşmasını da unutmadım.
Yuna- nistan, Fransız ve ABD yapımı sınırlı sayıda füzeyle denizlerde, Türkiye hem ABD yapımı hem de yerli Atmaca’larla yani sınırsız sayıda füzeyle...
***
Savaş bahsi sevimsiz bir konu, kapatalım.
Geoffrey Pyatt, ABD’nin eski Yunanistan Büyükelçisi sonra Enerji Bakan Yardımcısı da olmuştu.
Yunanistan’ı çok seven Pyatt’ın 10. Delphi Ekonomi Forumu’ndaki konuşmasını dinlediniz mi?
Pyatt, Yunanistan-Türkiye enerji iş birliğinin olasılıklarından söz etti, “Geleceğe baktığımızda, daha önce tartıştığımız gibi, daha geniş bölgesel iş birliği için daha büyük fırsatlar olduğuna inanıyorum” dedi.
Birlikte yapabileceğimiz projelere dair örnekler de verdi eski ABD Büyükelçisi.
Mevcut durum, ne Türkiye ne de Yunanistan’ın kazanmadığı, sadece Fransızların silah satışına yarayan bir ortam doğuruyor.
Ne Türkiye ne de Yunanistan’ın kaynakları sınırsız değil.
O zaman ülkelerimizi aklımızla sevmemiz gereken bir zaman diliminde yaşadığımızı kabul edelim.
Anketlerde ana muhalefet haline gelen popülist sol Özgürlük Yolu’nu durdurmanın yolu, silahlara daha çok para yatırmaktan değil, silahlara harcanan parayı insanların refahına harcamaktan geçiyor.
Yeni dünya düzeninde bu seçeneği ciddi ciddi düşünmek gerek...