Arbat Havalimanı, Süleymaniye’ye 50 kilometre mesafede kurulmuş küçük bir havalimanı.
2007 yılından beri zirai ilaçlama için kullanıyordu.
Mayıs 2022’de havalimanının kaderi değişti, tesis Talabani Ailesi’ne bağlı anti-terör güçleri tarafından kullanılmaya başlandı.
Havalimanında önce bir askeri tatbikat yapıldı, ardından havalimanının drone imalat ve eğitim üssü olarak kullanılacağı açıklandı.
Bu tesis 18 Eylül’de vuruldu, vuran kim bilinmiyor ama Talabani Ailesi daha dumanlar tüterken hemen Türkiye’yi suçlamayı tercih etti.
Ankara’dan yapılan açıklamada, “Patlama esnasında Talabani Ailesi’ne bağlı güçlerin, PKK-YPG’li teröristlerle birlikte talim yaptıkları anlaşılmaktadır” ifadesi kullanıldı ve muhataplara terörle aralarına mesafe koymaları çağrısı yapıldı.
Açık kaynaklardan patlamaya dair bilgileri araştırıyorum günlerdir.
Ortaya hem Bağdat yönetimi hem de Talabani Ailesi’nin cevaplaması gereken çok soru çıktı:
*Mesela patlamada yaralananları almak için gelen ambulanslardaki sağlık görevlileri neden içeri sokulmadı?
*Mesela yaralıları dışarı taşıyan anti-terör güçleri neden ambulansları kendileri kullanmayı tercih ettiler?
*Sonra o ambulanslar neden en yakındaki şehir hastanesi acil servisine gitmek yerine Şoreş hastanesi denilen ve sadece peşmergelerin kullandığı sağlık merkezine gitti, görülmemesi istenenler kimlerdi? Ambulanslar vardıktan sonra hastaneye giriş ve çıkışlar neden yasaklandı?
*Gelelim en can alıcı soruya: Talabani denetimindeki Süleymaniye’de yayın yapan Şaar Medya, patlamada ilk başta 9 kişinin öldüğünü duyurdu. Süleymaniye medyası o gün ölü sayısının 11, yaralı sayısının 20 olduğu şeklinde haberler yayımladı. Sonra Talabani Ailesi’ne bağlı Kürdistan Yurtseverler Birliği bilançoyu 3 ölü, 6 yaralı olarak açıkladı. Saldırıdan sonra PKK’nın terör propagandası yaptığı sosyal medya hesapları, hedef alınan militanlarının kimliğini açıkladı ama bize başka bir hikâye yutturmaya çalışıyorlar. Belli ki saklanan cesetler, Talabani’nin PKK-YPG ile iş birliğinin somut kanıtı olacak kişiler.
*Bir başka önemli soru daha var: Patlamada öldüğü açıklanan Raber Enwer bir drone üreticisi. En büyük hayalinin bir SİHA yapmak olduğunu söyleyen birisi. Babasının terör örgütünün etkin olduğu bir bölgede tarım müdürü olduğu yazılıp çizildi. Terör örgütü Kasım 2018’den beri saldırılarında maket uçak ve drone kullanmaya çalışıyor. Acaba çoğu etkisiz hale getirilen bu araçlar, Arbat Havalimanı’nda üretilmiş olabilir mi?
*Aklıma gelen bir başka soru daha var: Bu Nisan’da Washington Post, Ukrayna’nın, Suriye’deki Rus hedeflerine drone saldırıları düzenlemesi için terör örgütünün Suriye koluna teklif götürdüğünü yazmıştı. ABD, Ukrayna dışındaki bir coğrafyada Rus hedeflerine kendi ürettiği drone ve SİHA’larla saldırılmasına izin vermez. Acaba o pazarlıkta konuşulan dronelar Arbat’tan mı gelecekti?
*Sorular önemli ve muhatabı önceki gün yeniden Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin başkanı seçilen Bafıl Talabani. Türkiye bu soruların cevaplarını zaten biliyordur, o yüzden Bafıl Talabani’den beklenen, terör örgütüne iliştirilmiş görüntüden vazgeçmesi. Aksi bir karar en fazla yine Bafıl Talabani’ye zarar verecektir.
*Irak’ın kuzey kesiminde yaşanan rekabet her gün yeni şeyler öğrenmemizi sağlıyor. Mesela dün okuduğum bir başyazıda şu ifadeler yer alıyordu: “... Mesela Saddam’ın bile giremediği Lolan’da PKK yenilmiştir. Cemil Bayık 1994 yılında Lolan’daydı. Kampları vardı, burada dergi çıkarıyorlardı. Onlarca insan, ajan diye işkenceyle burada öldürüldü. Bayık, 1999’da yine Lolan’daydı. 2006 yılında yine Lolan’daydı. Cemil Bayık’ın ve PKK’nın 32 yıl kontrol ettiği Lolan vadisi artık Türk devletinin kontrolünde. Cemil Bayık, Lolan’da yenilmiştir.” Sadece Lolan değil, PKK’nın yenildiği bir sürü alan sıralanmıştı yazıda.
*Arbat Havalimanı’na yakın bir de Arbat Mülteci Kampı varmış. Bu kampın da tıpkı Mahmur gibi terör örgütü tarafından kontrol edildiğine dair haberler var. Talabani Ailesi’nden isimler bu baharda Ankara’da açık bir dille terörle aralarına mesafe koyması için uyarılmıştı. Ankara bölgeyi kendi evinin oturma odasını izler gibi izliyor. Bunu halen anlayamamış olmaları kendi adlarına ne büyük bir hata...
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024