Hangi felakete karşı hazırlıklı olacağımızı şaşırmış vaziyetteyiz.
Bir deprem ülkesi olduğumuzdan, kendimizi bildik bileli “depreme karşı hazırlıklı” olmaktan bahsediyoruz.
Bu yüzden hep gerginiz.
Ancak, felaketleri yaşadıktan ve olay bittikten sonra, o hazırlıklardan eser kalmıyor.
Gerginlik sürüyor, hazırlıklı olma söylemleri devam ediyor fakat sonuç değişmiyor.
★★★
Sonra..
Seller de başımıza epey dert açıyor.
Ülkemizde doğru düzgün altyapı olmadığından, neredeyse her yağışta şehirlerimiz havuza dönüyor.
Yine kendimizi bildik bileli yıllardır sele karşı hazırlıklı olmamız gerektiği vurgulanıyor.
O nedenle, hava her kapattığında halk olarak iliklerimize kadar geriliyoruz.
Ancak, tıpkı depremde olduğu gibi, felaket yaşandıktan sonra her şey başa dönüyor.
Hazırlık lafları şahane olarak sürüyor, lakin sonuç hiç değişmiyor.
★★★
Sonra..
Bazı bölgelerde heyelan ve kaya düşmeleri de canımızı sık sık yakıyor.
Onlara karşı da devamlı hazırlıklı olmamız bildiriliyor.
Vatandaş olarak tedirginlikten hep başımız havada yürüyoruz, hazırlıklı duruyoruz.
Fakat, felaketler olup bittikten sonra, hiç bir şey değişmeden hayatımıza kaldığı yerden devam ediyoruz.
★★★
Şimdi ise başımıza yeni yeni felaketler çıkardılar.
Rusya-Ukrayna savaşı bizim kadar bütün Avrupa’yı sarstı.
İsveç ve Finlandiya’da halk, Rusya ve NATO arasındaki gerginlikten dolayı artan savaş olasılığına karşı “nükleer, biyolojik ve kimyasal” silahlara karşı hazırlık yapmaya çağrıldı.
İsveç’te 5,2 milyon haneye “savaşa hazırlık” broşürleri gönderilmeye başlanırken, Finlandiya hükümeti yeni web sitesini kullanıma açtı.
Broşürde, “Güvensiz bir dünya hazırlıklı olmayı gerektirir. İsveç’e yönelik askerî tehdit artmıştır ve en kötüsüne, yani silahlı saldırıya karşı hazırlıklı olmalıyız” ifadeleri yer aldı.
Finlandiya’nın internet sitesinde ise, uzun süreli enerji ve su kesintileri, iletişim hizmetlerinde aksamalar, salgın hastalık ve askerî çatışma gibi uzun süreli krizlere hazırlık konusunda bilgiler verildi.
İsveç, vatandaşlarına nükleer, biyolojik ya da kimyasal silahlarla bir saldırı olması durumunda hava saldırısında olduğu gibi “siper alınmasını”, sığınaklara, bodrum katlarına ya da metrolara gitmelerini tavsiye etti. Acil durumlar için evde su bulundurulması önerildi.
★★★
Anlayacağınız..
Deprem, sel, heyelan gibi kronik felaketlerimize ve hazırlıklarımıza, şimdi de “kimyasal, biyolojik ve nükleer savaş hazırlıklarımızı” da ekleyeceğiz.
Gerçi bize henüz kimse bu konuda açıklama yapmadı, böyle uyarılarda bulunmadı, ama sanırım yakında o da gerçekleşir.
Senelerdir felaketlere karşı hazırlana hazırlana zaten bitik düşmüştük, bu yeni savaş hazırlıkları da işin tuzu biberi oldu doğrusu..
Neyse..
İsveçlileri taklit ederek, biz de yarından itibaren hazırlıklara başlayalım bari, ne de olsa çok tecrübeliyiz bu eylemde!..