Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye ve Yunanistan yetkilileri zaman zaman kameralara dostluk görüntüleri veriyor. İki ülke arasında dostluğun geliştiği havası yayılıyor. Ancak geri kalan zamanda Yunanistan adım adım Türkiye’yi çembere alıyor. Arkasına AB ve ABD’yi almanın rahatlığıyla Türkiye’nin hayat alanını daraltmaya çalışıyor. Ege’de silahlandı. Şimdi Doğu Akdeniz’de Güney Kıbrıs, İsrail ve ABD ile birlikte askeri ve ekonomik örgütlenmeye gidiyor. Türkiye’yi Akdeniz’den Karadeniz’e doğru itiyor. 

***

Nereden nereye... Rahmetli Cahit Kayra’nın “Bir Çalışma Odası” adlı kitabında Faik Ahmet Barutçu’nun “Siyasi Anıları”nı okuyoruz. 

Haberin Devamı

1940’larda Başbakan Yardımcısı olan Barutçu kitabına şu notu düşmüş: 

“Yunanistan ile ilişkilerimiz en sıkı dostluk ilişkisidir. Gereksinim duyduğu yiyecek ve kömür konusunda kendilerine yardım etmekteyiz...” 

Bir başka sayfa: 

“Yemekte konuşulan konular arasında Yunanistan’ın İtalya’ya karşı verdiği can pahasına çarpışma da söz konusu oldu. İnönü bir ara Başvekil Refik Saydam’a: 

- Ne istiyorlarsa veriyor musun, diye sordu... 

Refik Saydam: 

- Veriyorum. Giyecek veriyorum, yiyecek veriyorum, yakacak veriyorum, araç gereç veriyorum, hepsini veriyorum… 

İnönü karşılık verdi: 

- Ne isterlerse vermek gerek, Onların Amerika’sı da Türkiye’dir... 

O zaman öyle imiş. Biz onların Amerika’sı imişiz. 

Bir de bugüne bakın... 

GEMİDE

Bazılarının başı sıkışınca başvurduğu “Hepimiz aynı gemideyiz” veya “aynı trendeyiz” muhabbetine ilişkin... 

Efsane hocamız Prof. Seha Meray’ın anlattığı bir İspanyol öyküsü... 

Barcelona’dan Madrid’e giden tren bir istasyonda mola veriyor. Yolcular arasındaki İspanyol köylüsü farkında olmadan treni kaçırıyor. Perona gelince Madrid’den Barcelona’ya giden treni kendi treni sanarak biniyor. Kompartımandaki yolcularla muhabbet sırasında onların Barcelona’ya gittiğini öğreniyor. Kendi kendine mırıldanıyor: 

- Şu teknolojiye bak... Ben Madrid’e gidiyorum. Onlar Barcelona’ya. Ve hepimiz aynı trendeyiz... 

RAKICI BAŞBAKAN

Adnan Menderes rakı içer miydi? İçmez bilinir ama aslında hem içer hem içirirdi. 

Haberin Devamı

Bir gece ünlü iş adamı Vehbi Koç’ a da içirmiştir. Hem de susuz. 

Can Kıraç’ın “Patronum Vehbi Koç” adlı kitapçığında Vehbi Bey anlatıyor: 

“Başbakan Adnan Menderes Demokrat Parti İl Kongresine katılmak üzere Antalya’da bulunuyordu ve o gece şerefine bir ziyafet verilecekti... Mahmut Konuk, bu yemeğe katılması için Vehbi Koç’u ikna etmiş ve “Adnan Bey sizin varlığınızdan memnun olacaktır” diyerek onu cesaretlendirmişti. Ziyafetin düzenlendiği Halkevi salonuna girildikten sonraki gelişmeleri Vehbi Bey şöyle anlatmaktadır: 

“Mahmut Bey’in beni davete getirmesi dikkatleri çekmişti. Yemeğe katılacağım Başbakan’a da duyurulduğu için Adnan Bey de ‘Vehbi Bey’i karşıma oturtun’ talimatı vermiş. Ben kenar bir yere oturup gözlerden uzak kalmayı düşünürken Menderes’in karşısında kendimi sahneye çıkmış acemi bir artist hissetmiştim! Hoşbeşten sonra Menderes, ‘Ben susuz rakı içiyorum, su koyarsam rakı içtiğimi anlayacaklar, onlar da içecekler, sonra sarhoş olacaklar! Durumu böyle idare ediyorum, siz de susuz için’ teklifinde bulunmuştu! Hayatımda ilk defa susuz rakıyı Menderes’in karşısında içmiş oldum!” 

Haberin Devamı

ANALİZ

Tarihçi Profesör Yusuf Halaçoğlu’ndan güzel bir analiz;

EĞER;

TIP okursan karşına insan DNA’sının şempanze ile % 98 aynı olduğu çıkar...

BİYOLOJİ okursan karşına evrim çıkar...

FİZİK okursan karşına BİG BANG çıkar...

KİMYA okursan karşına elementlerin kaynaşmasıyla İLK CANLILARIN nasıl oluştuğu çıkar...

TARİH okursan karşına dinlerin nasıl ortaya çıktığı çıkar...

JEOLOJİ okursan karşına dünyanın 4,5 milyar yıl yaşında olduğu çıkar...

ARKEOLOJİ okursan karşına tüm Ortadoğu dinlerinin temelini oluşturan SÜMER kültürü çıkar...

PALEONTOLOJİ okursan karşına dinozorlar çıkar.

Din kitapları yazmaz bunu...

EMBRİYOLOJİ okursan karşına insanın balık atasından kalma solungaçları ve kuyruk çıkar...

Ama hiçbir şey okumazsan sana ne söylenirse ona inanırsın. 

Başkalarının doğrularıyla yaşamak zorunda kalırsın, seni herkes kandırır. 

Ve sen kandırıldığını fark etmezsin... 

ÖNEMLİ

1950 yılındaki genel seçimlerin dürüst ve adil şekilde yapılması için büyük çaba sarf eden Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün, seçimi kaybedince söyledikleri tarihe geçmiştir: 

- Bu yenilgi benim en büyük zaferimdir... 

İnönü’nün bir başka tarihi sözü de şudur: 

- Önemli olan iktidarda değil itibarda kalmaktır.