CHP, son kurultayın iptal edilerek partiye kayyum atanması tehdidini boşa çıkarmak için olağanüstü kurultay yaparken parti kadrolarını yenilemiş, iktidar umutlarını tazelemiş oldu.
Kurultay delegeleri Özgür Özel’i, oybirliğine yakın bir sayıyla yeniden seçerek genel başkanın gücünü artırmasına imkân verdiler.
CHP örgütü birbiri peşinden dev mitingler, ön seçim ve olağanüstü kurultayı başarıyla düzenleyerek iyi sınav verdi.
Yaşanan süreç partinin özgüvenini artırdı denebilir.
Şimdi programda İstanbul’un ilçelerinde ve her ilde her hafta düzenlenecek “erken seçim” çağrılı mitingler var.
Kurultay’a gölge düşüren olay mı? Divan başkanı tarafından eski genel başkanların adı okunurken Deniz Baykal’ın adının pas geçilmesiydi. Deniz Baykal 18 dakika,18 gün falan değil tam 18 yıl CHP’nin genel başkanlığını yapmış bir isim. Yok saymak nasıl mümkün olabilir? (Sonradan özür dilendi)
★ ★ ★
CHP, erken seçim çağrılarını ses yükselterek sürdürmeyi planlarken... Merakla partinin açıklayacağı siyasi program ve seçim mesajlarını içerecek icraat programı bekleniyor.
Erken seçim çağrıları güzel de... Parti iktidar olursa sorunlara hangi politikalarla, çözümlerle yaklaşacak? İlk iş olarak neler yapacak? Öncelikli vaatleri neler olacak? Seçim öncesi vatandaşın en çok duymak isteyecekleri herhalde bunlardır.
İŞTE BİZ BÖYLEYİZ!
Öğretmen Ali Özdemir, milletçe arzuladığımız (uyguladığımız) hayat biçimini yazmış:
- Dini bayram tatilleri 9 gün olsun.
- 3 - 5 cm kar yağınca okulları tatil edelim.
- 40 - 45 yaşında emekli olunsun.
- Üniversitelerin kadrolarını eş, dost, akrabaya tahsis edelim.
- Senede sadece 1 - 2 ay kullanılan yazlık evlerimiz olsun.
- Yunan adalarında tatil yapalım.
- Otomobilimizi her yıl yenileyelim.
-Verimli tarlalara binalar dikelim.
- Demir ve deniz yolu taşımacılığına yüz vermeyelim.
- 100 metrekarenin altındaki evlere burun kıvıralım.
- Her sene cep telefonu yenileyelim.
- 500 metrelik mesafeye arabayla gidelim.
- Her öğünde sofraya 10 - 20 çeşit yiyecek dizelim.
- Sınıfta kalmayı kaldırıp asalaklığı teşvik edelim.
- Günde 10 saat TV izleyelim.
- Sosyal medya hesaplarında zevzeklik edelim.
- Az ilaç yazan tutumlu hekimleri dövelim.
- Sahte hastalık raporları alıp işten kaçalım.
- Vasıfsız, planlama ve bilime düşman tiplere oy verelim.
Ali öğretmen sözü şöyle bağlamış:
- Hem zenginler gibi yaşayacak hem fakirlikten şikâyet edeceksin. Olmaz öyle şey!
PİRZOLA
Kadıköy Moda’da müşterisi bol bir et marketi var. Vitrini her zaman özenle dekore ediliyor. Etler iştah açıcı şekilde sıralanıyor. İnsanın hemen alıp ızgaraya atası geliyor. Vitrine göz gezdiriyoruz... 600 liradan aşağı et yok... Pirzola kalemleri de özenle dizilmiş... Üzerindeki fiyatı okuyoruz:
1750 lira...
Evet bir kilo pirzola 1750 lira...
Malum pirzolanın yarısı kemik ve yağdır...
O kemik ve yağlar da kilosu 1750 liradan satılıyor...
Pirzola ile göz ucuyla vedalaşıyoruz.
Kim bilir bir daha ne zaman karşılaşırız!
MADDE
Anayasa Madde 26: “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.”
Şu kısacık ve küçücük madde gereğince uygulansa ülkede bunca gürültü kopar mıydı?
KOMŞU
İsrail uçakları geçen çarşamba gecesi Suriye’nin Hama, Humus ve Şam şehirleri çevresindeki 14 eski askeri istasyon, tesis ve üssü bombaladılar. Bu merkezlerde Esad döneminden kalan tesis ve araçlar kullanılmaz hale geldi. Bombalanan noktalardan biri de Türkiye’nin hava savunma üssü olarak kullanmak istediği T4 diye anılan üstü. İsrail’in Jerusalem Post gazetesine İsrailli bir kaynak, bu üssün Türkiye’ye mesaj amacıyla bombalandığını söyledi. Türkiye’nin böyle bir üs kurmasının İsrail’in güvenlik planlarına uygun olmadığını bildirdi.
İsrail, Türkiye’nin Suriye üzerindeki etkisinden rahatsız. ABD’nin desteğinde Suriye’ye kendisi hâkim olmak, kuzeye doğru genişlemek istiyor. Esad’ı yerinden kaldırırken bu durumları hesap etmiş miydik?
Artık etmeliyiz.
BOLERO
Klasik müzik meraklılarını ilgilendirecek bir tebessüm... Spikerlikte bir efsane olan Jülide Gülizar ablamız anlatmıştı:
- Radyoya ilk girdiğim yıllarda bir akşam nöbetçi spiker olarak görevliydim. Telefon çaldı. Arayan o dönemin ünlü bir bakanıydı. Bana “Spikeriniz uyuyor mu, plak takıldı, aynı şeyi tekrarlayıp duruyor” diye çıkıştı. O sırada yayında olan parça mı? Ravel’in ünlü Bolero’suydu.
Zafer Şahin
CHP’nin kazananları ve kaybedenleri
8 Nisan 2025
Zeynep Aktaş
Ticaret savaşında yeni denge arayışı
8 Nisan 2025
Ali Eyüboğlu
BBC, Meghan için günah mı çıkardı?
8 Nisan 2025
Eren Aka
Kültür turlarında otopark tuzağı
8 Nisan 2025
Çağdaş Ertuna
Modayla başladı, kültür-sanat platformuna dönüştü
8 Nisan 2025