Moda dünyasında sürdürülebilirlik her geçen gün daha fazla gündeme gelirken, Hollywood yıldızı Angelina Jolie, bu hareketi sadece moda dünyasında değil, toplumsal sorumluluk açısından da güçlü bir biçimde sahiplendi.
New York Times, Birleşmiş Milletler İyi Niyet Elçisi de olan Angelina Jolie’nin kurduğu, hatta kafesinin mönüsünde Türk kahvesi de olan Atelier Jolie’ye geçen hafta geniş yer verdi.
Atelier Jolie, New York’ta Jean Michel Basquiat’nın eski atölyesinde.
Basquiat’nın ölümünden sonra binayı 1970’lerde yine sanat dünyasının yakından tanıdığı bir isim Andy Warhol satın aldı.
Şimdi Angelina Jolie de Basquiat ve Warhol’un izinden giderek, Atelier Jolie’yi dünyanın dört bir yanından yetenekli ve çeşitliliğe sahip zanaatkârlar, sanatçılar ve düşünürlerle iş birliği yapılabilen bir platform hâline getiriyor.
Jolie’nin hedefi, sadece yaratıcı bir ortam oluşturmak değil, aynı zamanda farklı kültürlerden gelen insanları bir araya getirerek, çeşitliliği ve kültürel etkileşimi teşvik etmek.
Atelier Jolie’de, sanatçılar ve zanaatkarlar yeni projeler geliştiriyor, eğitim alıyor ve global bir topluluk yaratıyor.
Bu yaratıcı toplulukta, mülteciler gibi toplumsal olarak dışlanmış gruplara da yer veriliyor.
Jolie, hem göçmenlerin hem de yeterince takdir edilmeyen toplulukların yer aldığı bir ekosistem oluşturmak için çaba sarf ediyor.
Warhol ve Basquiat gibi sanatçılardan ilham alan bu yeni yaratıcı alan, dünyayı değiştirecek bir düşünce yapısını destekliyor.
57 Great Jones Caddesi’nde bulunan iki katlı bina başlangıçta tasarımcıları ziyaret etmek için açılan bir moda stüdyosuydu, ancak son zamanlarda Jolie ağını genişletmesi ve New York’un bulunması en zor olan şeyi, yani metrekareleri ücretsiz paylaşmasıyla gündemde.
Fransız multimedya sanatçısı Prune Nourry, atölyenin konuk sanatçısı, stüdyosu ikinci katta.
‘Strand For Women’ sergisi kapsamında dünyanın dört bir yanından toplanan saç parçaları Atelier Jolie’nin bodrumunda yer alıyor.
Jolie, kızlarıyla birlikte kendi saçının tellerini de bu sergiye bağışladı.
Afganistan’daki zanaatkarların yarattığı moda markası Zarif’in atölyede bir stüdyosu var.
Markanın yaratıcısı Zolaykha Sherzad Jolie ile birlikte bir kapsül koleksiyon tasarladı.
Brooklyn’in sevilen, 16 yıllık sanat alanı The Invisible Dog, burada yerleşik bir galeri açtı.
Kurucusu ve küratörü Lucien Zayan, atölyeye farklı bir kitle getiriyor.
Dünya mutfaklarından oluşan kafe Eat Offbeat de buraya büyük bir kalabalık çekiyor.
Atelier Jolie, yalnızca yaratıcı bir topluluk değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı ve bir hareket hâline gelebilir.
Ne kadar geniş kitlelere ulaşacağını ve nasıl bir etki yaratacağını elbette daha göreceğiz.
Jolie’nin çalışmalarının ardında sadece kişisel markasına değer katma arzusu değil, toplumsal bir sorumluluk duygusu da yatıyor deniliyor.
Ama elbette kişisel markasına katkısı da çok büyük.