“Bu harikulade teknoloji, herkesin yararını gözetmeyen bir toplum düzeninde geliştiriliyor” diye konuştu önceki hafta yapay zekânın dedesi lakaplı Geoffrey Hinton, Google’dan istifasının ardından ve şöyle devam etti: “Zengin daha zengin, fakir daha fakir olacak.”
75 yaşındaki İngiliz bilim insanı Geoffrey Hinton, yapay zekâ çalışmalarının öncülerinden. Yapay zekânın üzerine inşa edildiği deep learning denen derin öğrenme teknolojisinin mimarlarından. 50 yıldır bu konularda çalışıyor.
Google’ın en eski mühendislerinden ve aynı zamanda başkan yardımcısıydı. Geçen hafta görevinden istifa etti. Yapay zekâ konusundaki endişelerini daha rahat dile getirmek için bunu yaptığını belirtti. Bu istifanın son altı ayda lanse edilen ve kullanıma açılan pek çok yapay zekâ botuna bağlı olduğu iddia ediliyor. Microsoft’un desteklediği Open AI tarafından geliştirilen ChatGPT, Google’ın Bard adlı chatbot’u gibi…
Hinton, Google ile Microsoft arasındaki rekabetin hukuki düzenlemelerden hızlı ilerlediğini ve bunun sorun oluşturacağını düşünüyor. 1970’li yıllardan bu yana “neural networks” adı verilen “sinirsel ağlar” üzerine yoğunlaşıyor. Bu çalışmaların amacı, insan beyninin çalışma biçimini anlamak ve bunu yapay zekâya dayalı ürünlerde kullanmak. Sürücüsüz arabadan ChatGPT’ye Google Translate’e pek çok faydalı ürünün arkasında bu alanda yapılan çalışmalar var.
Ancak Hinton geçen hafta hızlı gelişen yapay zekâ ürünlerine dair endişelerini dile getirerek Google’dan istifa etti. Bir defa beklenenden ya da hesaplanandan çok fazla insan kısa sürede işini kaybedecek demekte Hinton. Şöyle özetliyor: Çünkü yapay zekânın içinde geliştiği ve değerlerini öğrendiği toplum herkesin faydasını gözeten, herkesi düşünen bir toplum değil. Zengin daha zengin, fakirse daha fakir olacak ve yapay zekâ bunu hızlandıracak. Uzun vadedeyse yapay zekânın otonomi kazandığı bir dünya çok daha büyük endişelere gebe. Varoluşsal bir kriz söz konusu.
Hinton’ın 2012’de Toronto Üniversitesi’nde öğrencisi olan ve ChatGPT’yi geliştiren Open AI şirketinin kurucularından Ilya Sutskever ile geliştirdiği DNNresearch adlı yapay zekâ start up’ı, o yıl Google’a satılmıştı. Şimdi Hinton bu işe katkı sağladığı için pişman olduğunu söylüyor. Yapay zekânın öngörülemez olduğunu tekrar tekrar belirtiyor.
Bu haberler bana 20’nci yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren yürütülen nükleer fizik alanındaki çalışmaları ve sonra bu çalışmaların atom bombasının üretilmesine yaptığı katkıları düşündürüyor. Yapay zekânın doğru kullanımla insanlığa faydalı olabilmesi mümkün. Ancak içinde bulunduğumuz toplumun işleyişi buna izin verecek bir yapıya sahip mi? Yapay zekâ bizden öğrendiğini geliştiriyor. Peki, biz ona ne söylüyoruz?
Kesin olan şey şu; yapay zekânın etkileri atom bombasından çok daha karmaşık ve yıkıcı olabilir.