Mehmet Çelik

Mehmet Çelik

bizans@gmail.com

Tüm Yazıları

İngiliz yayıncı ve araştırmacı Roland Allen, başlıktaki sorunun ve birlikte gelen birçok sorunun ardından giderek araştırmaya başlamış bir meraklı. Okuduğu bir dolu kitaptan seçilmiş alıntıları, yüzlerce defter meraklısının isimlerini, tarih, biyografi, anı kitaplarından alınmış önemli bilgileri ve onlarca akademik ve bilimsel makalenin özetlerini çok sevdiği Moleskine ve Leuchtturm defterlerine aktarmış. On yıl sonra bu defterlerdeki notlardan yola çıkarak “The Notebook: a History of Thinking on Paper” (Defter: Kâğıt Üzerinde Düşünmenin Tarihi) isimli kitabı yazmış. “Defter” alanında bir ilk olduğu için de önemli, daha önce not defterinin tarihini anlatan biri çıkmamıştı.

Haberin Devamı

Not defterini kim icat etti

Roland Allen kitabın giriş kısmında 2002’den beri günlük tuttuğunu ve not almanın hayatına katkılarını anlatıyor: “Günlük tutmak beni mutlu etti; yapılacaklar listelerini tutmak beni daha güvenilir biri yaptı (bu da etrafımdaki kişileri mutlu etti) ve not almadan asla bir doktor randevusuna veya herhangi bir toplantıya gitmemeyi öğrendim.”

Kâğıt üzerindeki tefekkürün tarihini araştıran Allen, kitabın ilk bölümünü defter öncesi not almaya (MÖ 1000-MS 1250) ayırmış. İlk bölümün ilk cümleleri ise şöyle: “Modern gözlere bir defter gibi görünen en eski nesne, binlerce yıl önce gelişen bir ticari ve entelektüel merkez olan ve şimdi aynı derecede yoğun bir tatil beldesi gelmiş bir Türk şehrindeki kalede bir vitrinde duruyor. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, Akdeniz’in dibinden çıkarılan eşyaları sergiliyor. Uluburun batığı müzenin ihtişamlı eserlerinden biri ve sergi alanında ahşap ve fildişinden küçük bir parça görülüyor: katlandığında avucunuzun içine rahatça oturabilecek menteşeli bir yazı tableti.”

Sonra kâğıdın Çin’de icadı ve geç de olsa Bağdat’tan Endülüs’e kadar yaygınlaşmasına yer verilmiş. Devlet yönetiminde kâğıdın ne kadar önemli bir yer tuttuğunu anlatan yazar “Muhasebenin İcadı” başlıklı ikinci bölümde ise hesap defterlerinin tarihini inceliyor. 1299’da uluslararası ticaret İtalyan göçmenler tarafından domine ediliyordu: Cenevizliler, Pisalılar, Venedikliler ve hepsinden önemlisi Floransalılar. Papa VIII. Boniface, Floransalılara toprak, hava, su ve ateş gibi her yerde bulundukları için “beşinci element” adını vermiş! İşte o yıl tüccar Giovanni Farolfi için çalışan Floransalı Amatino Manucci’nin tuttuğu defterlerden uzun uzun

Haberin Devamı

söz eden yazar bu defterleri dünya tarihinde önemli bir belge yapan şeyin, “muhasebenin tüm soyut kavramlarını ve bunların yönetildiği pratik tekniklerin aynı anda görüldüğü ilk defterler olmasıdır” diyor.

Üçüncü bölüm eskiz/not defterinin

icadına ayrılmış. Mucidi ise 1240’ta Floransa’da doğan ve çocukluğundan itibaren okuldan kaçıp elinde defterle gezip not tutan, çizim yapan Giovanni Cimabue isimli bir ressam. Bizans tarzı resim anlayışından ayrılan ilk ressam olan Cimabue’nin çizdiği bir resim öylesine ilgi görmüş ki coşkulu halk tabloyu asılacağı yere kadar şehrin sokaklarında gezdirmiş. (Rivayete göre bir demircinin oğlu olan Giotto bu manzarayı görünce evden kaçıp Cimabue’nin çırağı olur.) Bu gösterişli tablo yürüyüşü zenginlerin yeni resimler sipariş vermesine neden olmuş.

Haberin Devamı

Otuz bölümden oluşan kitapta daha nice konu var, meraklısı muhakkak kütüphanesine eklemeli. (Türkçeye çevrilse keşke.) Yazıyı Leonardo da Vinci’nin not defterinden bir öğütle bitirelim: “Her zaman yanınızda küçük bir defter taşıyın, not alın ve özenle koruyun; çünkü nesnelerin biçimleri ve konumları o kadar sonsuzdur ki hafıza bunları tutmaya yetmez, bu nedenle bu taslakları rehberiniz ve üstadınız olarak saklayın.”