Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

Sovyet döneminin popüler markasıyken iflas eden Moskvich, şimdilerde Ukrayna savaşı nedeniyle yeniden “dirildi.” Zorlu yollardan geçen marka, yaşamı boyunca pek çok kez tökezledi...

Şanssız markanın zorlu hayatı

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ya da kısaca SSCB başta olmak üzere, “Demir Perde” olarak ünlenen komünist rejimlerle yönetilen ülkelerde bir otomobil sahibi olmak, gerçekten de büyük bir olaydı. Nitekim pek çoğunda “bireysel sahiplik” neredeyse “hayal” denilebilecek bir olayken, şanslı olup da imkan bulanlar da gidip köşedeki bayiden satın alamıyordu. Hele de 50-60 marka arasından birini seçmek, o aracı farklı donanımlarla “kişiselleştirmek”, haşa mümkün bile değildi. “Deli bu, deliii!” derlerdi adama...

Haberin Devamı

Özellikle 1940’larda SSCB’de de çok az sayıda otomobil markası bulunuyordu. En büyükleri de GAZ (şimdilerde özel sektörde), AvtoVAZ (yani Lada) ve AZLK yani bilinen adıyla Moskvich (Moskviç’ti) kuşkusuz. ZIL, ZAZ, UAZ ve Izh ise biraz daha küçük üreticiler olarak biliniyordu.

Şanssız markanın zorlu hayatı

Bir türlü beğenmediler

Rus markalarının çoğunun başlangıcıysa, mutlaka Batılı markaların ürettiği araçlara dayanıyordu. Nitekim GAZ (Gorky Otomobil Fabrikası) 1930’larda lisanslı olarak Ford Model A’nın üretimine başlamıştı. Moskova’da üretim yapan GAZ fabrikası ise “KIM” (Genç Komünist Enternasyonal’in kısaltmasıydı) 1939’da GAZ’dan bağımsızlaştı. Hemen lisanslı Ford üretimi yerine, o dönem özellikle İngiltere’de popüler olan “Ford Prefect”in mekaniğini temel alan bir araç geliştirmeye başladı. Daha doğrusu o dönem tüm üretimlere karar veren Ekonomik Komite böyle istemişti.

Ancak Komite, ilk prototipleri beğenmez. Orijinal planlardan sapılmış, araç üzerinde bir dolu değişiklik yapılmıştı. En basiti, 4 kapılı tasarlanan araç 2 kapılı olmuştu. Komite, tüm değişikliklerin geri alınmasını istedi. İstenilen yapılır ancak ortaya çıkan yeni araç bu kez de “tavanı yüzünden kendisini beğendiremez” ve reddedilir. Sonunda eskiye dönülür ve “Josef Stalin’in de çok beğendiği” Opel Kadett K38’in gövdesi baz alınarak 4 kapılı bir araç, yani KIM 10-50 ortaya çıkar.

Haberin Devamı

Seri üretimin 1941’in Temmuz ayında başlaması ve yılda 50 bin adet üretilmesi kararlaştırılır. 22 Temmuz’da Alman işgaline kadar 4 kapılı araçtan çok az sayıda üretilebilir. Ancak 2. Dünya Savaşı başlayınca işler değişir. Bu kez SSCB, Almanya’nın bir bölümüne girer ve buradaki bazı tesislerdeki ganimetler de Rus topraklarına gönderilir. Tıpkı Opel Kadett modelin bantları gibi. Bu araç, 1940’ların sonundan 1950’lerin ortasına kadar üretilen Moskvich 400’ün atası olur.

Şanssız markanın zorlu hayatı

Adı sürekli değişti

Moskova’daki fabrika, artık tam kapasiteyle üretim yapmaya, pek çok Rus ailenin “ilk otomobili”ni, ordunun ihtiyaç duyduğu modelleri yollara çıkarmaya başlar. Ancak sürekli olarak da adı değişir bu fabrikanın... ZMA, MZMA, AZLK, Moskvich, Avtoframos ve son olarak da elbette Renault Rusya Fabrikası olarak anılır. En iyi dönemini ise 1950-1970 yılları arasında Moskvich adıyla yaşar. “402/407” modeliyle başlayan macera, modern crossoverların Rus atası olan “411” ile devam eder. 411, özellikle “statü sembolü” olsun diye değil, “ülkenin berbat yollarında sorunsuz gidilebilmesi” için geliştirilmiştir.
Bu arada başta komünist rejimle yönetilen demir perde ülkeleri olmak üzere ufaktan ihracat da yapmaya başlayan Moskvich, 407’de dizel motor da kullanmaya başlar. Daha sonra gelen “408” ve “412”, Rusların sevgisini kazanır. Bu araçların farklı versiyonları için yeni bir tesis de kurulur. Yani “IZH” (Izhevsk) fabrikası... Burası sadece mevcut modelleri değil, ordunun ihtiyaçlarına yönelik araçları da üretir. Ayrıca tamamen bu fabrikada üretilen “IZH Combi”yi de geliştirir.

Haberin Devamı

Şanssız markanın zorlu hayatı

Sonun başlangıcı

Ancak VAZ’ın Fiat 124 bazlı yeni modellerine göre gerek motor gücü gerekse de donanım ve tasarım açısından çok “geride” kalır. Moskvich-408/412 ailesi Moskvich-2140’a dönüştürülse de maya tutmaz... “2141” ortaya çıkar. Moskvich açısından “devrim” niteliği taşıyan araç, aerodinamik tasarımlı bir hatchback olup, önden çekişli, geniş iç mekanlı bir otomobildir. Daha sonra tarihe gömülen Fransız Simca’dan “esinlenildiği” dedikoduları yayılır ancak öyle değildir.

Büyük gecikmelerle 1980’lerin sonunda üretilmeye başlanan “2141”, SSCB’nin dağılmasıyla birlikte Moskvich’e istenilen ivmeyi getirmez. Nitekim fabrika bu kez düzensiz çalışmaya başlar. Ortalıkta üretimi tamamlanmamış bir dolu araç vardır. Yeni yönetim, bu “ölü at”ı canlandırmak ister. Moskvich 2141 modelinin temelinde yenilenmiş bir model ortaya çıkarır ve adına da “Svyatogor” der. Bu model, Türkiye dahil pek çok ülkeye de ihraç edilmeye başlanır. Rallilerde “Aleko” diye adını duyurur. Ancak kalite problemleri vardır. Bu arada firma, SSCB’nin dağılması sonrası büyük bölümü ekonomik zorluklar yaşayan ve yardımlara muhtaç olan Rus halkı için iki kişilik “Duet” isimli bir coupe model çıkarır. Onu “Ivan Kalita” isimli lüks bir sedan ve orta sınıf sedan “Prince Vladmir” izler. Ancak gerçekten başarısızlığa mahkum araçlardır.Svyatogor modeline monte edilecek Renault motorlarının üretimine de başlayan Moskova fabrikası, yani Moskvich, bir türlü kendisine gelemez ve Rus pazarına girmek isteyen Renault’a geçer. Zira Moskvich 2006’da iflas eder. Bu tarihten sonra fabrikada Renault/Dacia Logan başta olmak üzere pek çok Renault modeli üretilir. Taa ki, Ukrayna savaşı nedeniyle yabancı üreticiler Rusya’dan çıkmaya başlayana kadar.

Şanssız markanın zorlu hayatı

Efsanenin Çinli dönüşü!

Şimdilerde Moskvich, kamyon üreticisi KAMAZ ve Rus hükümetinin desteğiyle, Çinli JAC’ın platformunda, hatta Çin tasarımlı otomobiller üretilmeye başlandı. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen törenle üretilmeye başlanan otomobilin adı “Moskvich 3” olsa da, aslında JAC ve Volkswagen platformu üzerine inşa edilen JAC JS4... Bu yıl sonuna kadar 600 adet araç üretecek olan Moskvich’in, gelecek yıldan itibaren yılda 50 bin adet üretmesi planlanıyor. Tabii tartışmalar da burada başlıyor. Zira Moskvich hayranları “2141’i yeniden üretsinler alayım!” derken, markanın yeniden diriltilmesine karşı olanlar da “Şimdi bunun ne gereği vardı?” diyor. Yani marka yine yaranamayacak ve savaşın bitmesi halinde “ölecek” gibi duruyor.

Şanssız markanın zorlu hayatı

Soydaşlar aracılığıyla çoğaldı

Moskvich yani Moskviç, Türkiye’de aslında çok az tanınan bir markaydı. Bir dönem Izh kamyonetleri Türkiye’ye ithal edilmiş, ardından bir başka firma da Aleko getirmeye çalışmıştı. Ancak Aleko tutmadı. Moskviç’in Türk yollarına çıkışı ise, 1989’da Bulgaristan’dan soydaşlarımızın Türkiye’ye göçüyle oldu. Bulgaristan’la SSCB arasında imzalanan işbirliği anlaşması sayesinde bu ülkede de üretilmeye başlanan 408 modelleri, tamamen CKD yani montaj olarak yılda 15 bin adet üretiliyordu. Dolayısıyla soydaşlarımız, Türkiye’ye Lada (Ciguli) ve Moskviç otomobilleriyle geldi. Daha sonra bu araçlar, uzun bir süre ülkemiz yollarında kullanıldı.