Nostalji kokuları
Evet, yine bu sıralar burnumuza fazlasıyla “nostalji kokuları” geliyor. Zira üreticiler, bu kez tamamen elektriklilerin sevilmesi için eski efsanelerini yeniden yollara çıkarma telaşına girdi...
Geçen hafta bu köşeden, klasik otomobillerin "elektriklendirilmesi"nden bahsetmiştim hatırlarsanız. Koleksiyonerlerin, ya ellerindeki klasikleri elektrikliye dönüştürdüğünü ya da bazı özel firmaların ve üreticilerin, popüler eski modellerin "elektrikli yenilerini" imal ettiğini söylemiştim. Hatırladınız değil mi? Hatırlamadıysanız, zaten internet ortamı sağolsun. Bir de Twitter hesabımda mevcut olması lazım...
Her neyse, elektrikli otomobillerin "sevdirilmesi" amacıyla otomotiv üreticilerinin pek çok yol denediğini biliyoruz artık. Muhteşem iç mekanlar, çekici tasarımlar, efendime söyleyeyim "janjanlı" donanımlar, renkler, hizmetler, menziller filan da falan... Tabii "Bak abim/ablam, bu otomobili alırsan, yeminle akülerini bilmem kaç liraya/euro'ya/dolara dolduruyon, sonrasında 2-3 gün doldurmasan da olur. Zaten kaç kilometre yapıyosun ki? Hem bakımı da ucuz" şeklinde ikna çabalarını saymıyorum bile. Yanında neredeyse "tarak ya da mandal" bile verecekler, çünkü bu araçlar benzinlilerden pahalı şimdilerde...
Otomotiv üreticilerinin bir ikna çalışması daha var ki, o da benim gibi "elektrikli araç" denildiğinde "Iııhhh!"tan başka tepki vermeyenlere yönelik. O da, zamanında tanınan ve popüler olan ancak "tedavülden kalkan" modelleri yeniden piyasaya çıkarmak.
Aslında bizim camiada buna "retro" derler ama pek çok kişi bu kelimeyi duyduğunda "Af buyur" tepkisi vermesin diye "nostaljik" demeyi tercih ediyorum. Evet, yollar bir süre sonra daha bir "nostalji kokacak" desem yalan olmaz (Keşke şuraya bir gülme emojisi patlatabilseydim.)
Nitekim zaten Land Rover Defender, Ford Bronco, Jeep Grand Wagoneer gibi modellerle bu dalga şimdiden başladı. Tabii bunları bu yazının içine kapsamlı olarak koymuyorum, zira onlar daha çok benzinli ve dizel motorlarla donatılıyor şimdilik.
Heyecan doluyor insan!
Eveet, gelelim asıl konumuza, yani tamamen elektrikli olarak "geri dönecek" modellere. Renault'nun bir dönem tüm dünyada popüler olan, hatta bir ara Türkiye'de de üretilmesi düşünülen "R5" modeli bunlardan biri. 1996'da yerini Clio'ya bırakarak "sahalardan çekilen" Renault 5, bu yıl 50. yaşını kutlarken, tamamen elektrikli olarak dönmeye hazırlanıyor. 2024'te yollara çıkması beklenen Renault 5, eski modelin tüm karakteristik tasarım özelliklerini üzerinde barındırıyor. Tabii, R5 Turbo gibi harika bir sese sahip versiyonunun olmaması, biraz üzücü geliyor kulağa.
Bir diğer modelse, Volkswagen'in "hippilerin minibüsü" olarak nitelenen T1 modelini yeniden canlandırmayı hedefliyor. Tamamen elektrikli olarak VW'nin elektrikli araç markası "ID"den çıkacak "ID.Buzz", halen bir hazırlık sürecinde. Eski efsanenin "bazı" tasarım detaylarını barındıran araç, iç mekânda "atasının" bazı pratik özelliklerini de beraberinde getirecek. Bununla birlikte "atasını imrendirecek" pek çok donanıma sahip olacak ID.Buzz, otonom sürüşe olanak tanıyabilecekmiş. Bu yıl piyasaya çıkar mı, göreceğiz.
Stellantis (Fiat, Peugeot Citroen, Opel) grubu çatısı altına girdikten sonra model atağına girişen ve zarar eden halinden kurtulan Opel ise, benim bile adını duyduğumda heyecanlandığım "Manta"nın efsanevi ilk neslini yeniden canlandırmaya karar verdi. Yine "maalesef" tamamen elektrikli olarak yollara çıkacak "Manta GSe ElektroMOD"un, bu yılın ortalarında tanıtılması bekleniyor. Bununla birlikte son nesil Manta'nın ise, Ford Mach-e gibi "alakasız" bir crossover ya da SUV olarak, yine elektrikli güç üniteleriyle çıkmasının planlandığını söyleyeyim.
Amerikalıların atağı
Bu konuda Amerikalılar da boş durmuyor tabii. Örneğin, bir dönem "lüks" hale gelen Irak savaşı "gazisi" Hummer, bir ara Çinlilere satıldıktan sonra yeniden ve tamamen elektrikli olarak yeniden geri döndü. Tamamen farklı ancak H2'den bazı özellikleri alarak tasarlanan Hummer'ın, SUV ve pickup versiyonları bulunuyor. 500 km'nin üzerinde menzili bulunan Hummer, havalı süspansiyonu, dört tekerlekten çekiş özelliği, iri lastikleriyle ciddi bir alternatif olduğunu kanıtlıyor sanki.
Ford ise, efsanevi "Mustang Mach" modelini yeniden canlandırıp, "crossover" kasa tipiyle ve tamamen elektrikli olarak piyasaya sundu. 1969 Mustang Mach 1'in arka bölümü ve Mach" isminin dışında efsaneyi hiçbir şekilde "andırmayan" Mustang Mach-E, ülkemizde de tek tük görülüyor. Her ne kadar "klasik" Mach 1'i hatırlayanları pek tatmin etmese de Avrupa'da satış hedeflerini aştığını söylemeliyim. Sezar'ın hakkı, yine Sezar'a yani...
Son olarak, "şahsi kontenjanımdan" (zira tamamen elektrikli değil, hibrit), "ergenlik çağımın hayali" Lamborghini Countach'ın yeniden canlanan versiyonunu buraya koyup bitireceğim yazımı. İtalyan üretici, yaklaşık 30 yıl önce veda ettiğimiz efsaneyi, modern teknolojiler ve atasına bolca benzeyen haliyle günümüze taşıdı biliyorsunuz. 6.5 lt'lik V12 ve 35 beygirlik bir elektrikli motorla birlikte 814 beygirlik bir canavar yarattı. Üstelik benim gibi düşünüp, cebinde parası olanlar, şimdiden sınırlı sayıdaki modeli "bitirmiş" bile. Eh, "Allah sahibine bağışlasın" derler, ben de öyle dedim, geçti...
Yılın otomobili ‘elektrikli’
Koreli üretici Kia’nın tamamen elektrikli yeni “EV6” modeli, Avrupa’da “2022 Yılının Otomobili” seçildi. Kia’nın yenilikçi elektrikli crossover modeli EV6, Türkiye dahil 22 Avrupa ülkesini temsil eden otomobil gazetecilerinin oluşturduğu 59 kişilik bir jüri tarafından bu ödüle layık görüldü. Bu ödülü kazanan ilk Kia olan EV6, 528 km'lik sürüş menziline sahip. Batarya şarjı, 18 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e çıkabiliyor.
