Türkiye’de üretim yapan firmaların, Çinli markalarla sadece yurt içinde değil Avrupa’da da rekabet edecek duruma gelmesi gerektiğini belirten OSD Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, “Rekabete hazır olmamız gerek” dedi.
Otomotiv sektörü, 2023’te özellikle satış ve ihracatta rekorlarla birlikte iyi bir dönem geçirirken, 2024 yılına üzerinde çalışması gereken konularla dolu bir gündemle girdi. Uzun zamandan bu yana ilk kez dış ticaret açığı veren otomotiv endüstrisi, bunun nedenleri üzerinde yoğunlaşırken, 2024’te önem verilmesi gereken konular arasına almış durumda. Çinli markalarla rekabet ise bir başka önemli unsur niteliğinde.
‘Bizi de geliştirir’
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, Çinli üreticilerin, Avrupa ve Türkiye’ye olan ihracatlarının yaklaşık yüzde 70’ini içten yanmalı motorlarla gerçekleştirdiğini kaydederken, bu rekabete karşı olmadıklarını ancak Çinli üreticilerin de Türkiye’de yatırım yapmaları gerektiğini söyledi. Sanayi Bakanlığı’nın da bu konuda girişimleri olduğunu hatırlatan Eroldu, şöyle devam etti:
“Otomotiv sanayi olarak rekabeti olumlu buluyoruz ama yalnızca ithalatla bu pazarın kaybedilmesi doğru bir şey değil... Türkiye rekabetçi bir ülke. Yani makro değerlere baktığımızda Çin’le Türkiye arasında büyük bir uçurum yok. Dolayısıyla üretim anlamında rekabet ederiz. Önemli olan burada gelip yatırım yapıp ülkenin gelişimine katkı sağlamaları. Yani bizler nasıl otomotiv sanayi üyeleri olarak taşın altına elimizi koyduysak onların da koyuyor olması lazım. Türkiye’nin bir parçası olması bizi de geliştirecektir. Yani Çinli firmaların gelmesi, birtakım teknoloji transferini de getirecek. Buradaki tedarikçi parkını da iyileştirecek. Yani Türk otomotiv sanayini daha da güçlendirecektir. Bundan da kimsenin çekinmemesi lazım.”
Türkiye açısından bu durumun, özellikle otomotivdeki dış ticaret dengesi açısından sürdürülebilir olmadığını söyleyen Eroldu, “16 milyar dolardan 40 küsur milyar dolara giden negatif bir durum var... Bunun bir şekilde çözülmesi lazım. En büyük ihracatımızı Avrupa Birliği’ne yapıyoruz. Zaten AB’den bir sürü araç da ithal ediyoruz. Orada en azından bir karşılıklılık var. Alıyoruz ama biz de satıyoruz, ona kimse bir şey diyemez. Ama Çin’le yok. Onu düzeltmemiz lazım” diye konuştu.
‘Karşı değiliz!’
OSD olarak rekabete karşı ve hazırlıksız olmadıklarını kaydeden Cengiz Eroldu, “Rekabet yalnız Türkiye topraklarında olmuyor. Büyük oranda yaptığımız ürünleri Avrupa’ya ihraç ediyorsak, Çinli markalar burada da var. Zaten Avrupa’da rekabet içindeyiz... Sonuçta otomotiv sanayi bir global oyuncu. Biz zaten dünyanın her tarafından Çin ile rekabet etmeliyiz. Ama Türkiye pazarında da yatırımcıyı da korumak lazım. Çünkü bu yatırımcı da yatırım yapmaya devam ediyor. Artı batarya vs konuşacağız. Türkiye’nin pazarının ve üretiminin büyümesi lazım ki Türkiye elektrifikasyonda geride kalmasın” ifadelerini kullandı.
Renault ve Dacia 2023’te ses getirdi
Renault ve Dacia satış performansları, 2023’te önemli başarılara imza attı. Her iki markanın yeni model hamleleri ve satış performansı, dikkat çekici olurken, bu başarı global anlamda da dikkat çekti.
Renault, geçtiğimiz yıl Türkiye’de Clio ile B segmentinde en çok model satan marka olurken, Aralık ayını da binek otomobil pazarının lideri olarak tamamladı. Clio, 2023 yılında B-HB ve B segmentlerinde liderlik koltuğuna oturarak en çok tercih edilen otomobil olmayı başardı. Clio ve Megane Sedan’la otomobil pazarında en çok otomatik şanzımanlı model satan marka olarak da öne çıkan Renault’nun, geçen yılın son aylarına doğru satışa sunularak kısa sürede büyük ilgiyle karşılanan yüzde 100 elektrikli Megane E-Tech modeli de, segmentinin en çok satan elektrikli aracı oldu.
Dacia Türkiye, uluslararası alanda da gücünü kanıtladı. Dacia Türkiye, 2023’te 41 bin 339 adetlik satış rakamıyla dünya genelinde 6. sırada yer aldı. Uluslararası alanda gücünü kanıtlayan Dacia Türkiye, satışlarıyla global pazarda iddialı bir performans gösterdi. Duster, geçen yıl Türkiye pazarında en çok satan ithal model oldu ve SUV kategorisinde ikinci sırada yer aldı. Bu başarıyla, Duster modelinin yeni neslinin bu yıl Türkiye’de üretilmeye başlanmasına da karar verildi.
Dacia Jogger da, Türkiye’de MPV segmentinin açık ara lideri oldu. Geniş iç hacmi ve pratik kullanım özellikleriyle geniş ailelerin vazgeçilmez tercihi haline geldi. Sandero Stepway ise Türkiye’de B SUV kategorisinde en çok tercih edilen 5. model oldu.
Stellantis markaları Türkiye’yle fark attı!
Stellantis Grubu markalarından Fiat, Türkiye’de en çok satan marka olurken, grubun çatısı altındaki markalardan Opel, Peugeot ve Citroen’in Türkiye yapılanmaları da, performanslarıyla Avrupa pazarındaki pek çok ülkeyi geride bıraktı.
Birbirinden iddialı modelleriyle performansını artırmaya devam eden Opel, 2023’te 73 bin 865 adetle 2022’ye göre satışlarını 2 kattan fazla artırırken, Türkiye, bu performansıyla Almanya ve İngiltere’nin ardından en fazla Opel satışı yapılan 3. ülke konumuna yükseldi. Markanın Türkiye’deki rekor seviyesindeki satışında “Corsa” başrolü oynarken, “Mokka” ve “Crossland”in artan satış hacmi de markayı binek araç pazarında 4’üncü sıraya taşıdı.
Yükselişini sürdüren bir diğer Stellantis markası Peugeot da, 2023’te rekor satış gerçekleştirdi. 2023’ü 78 bin 632 adetlik satışla tamamlayan marka, bir önceki yıla göre satışlarını yüzde 141 artırarak dikkatleri üzerine çekti. 2023’te 48 bin 201 adet SUV satışıyla liderliğini kaptırmayan Peugeot Türkiye, ticari araç pazarında da ilk 3’te yerini aldı. Bu performansla, yıl sonunda İspanya’yı geride bırakmayı başaran Peugeot, Türkiye’yi globalde 147 ülke arasında en fazla Peugeot satılan 4’üncü ülke konumuna yükseltti.
Citroen’in 2023’teki 63 bin 153 adetlik satışı ise, Türkiye’yi markanın dünyada en büyük 3. pazarı haline getirdi.