Suriye tarih boyu güç mücadeleleri ve savaşlara sahne oldu. Suriye topraklarını İslamiyet ile buluşturan milat olan Yermük Savaşı, tarihin en kanlı savaşlarından biriydi. Doğu Roma/Bizans İmparatoru Heraklius, bu savaşı kaybettikten sonra, “Elveda Suriye” anlamına gelen; ‘Sozo Suria’ sözünü söyledi.
“Elveda Suriye” anlamına gelen bu sözü Doğu Roma imparatoru Heraclius 20 Ağustos 636 yılında Müslüman Araplarla yapılan Yermük Savaşı’nın kaybedilmesinin ardından söylemişti. Savaşı Antakya’daki karargâhından izleyen imparator bu sözü söylerken yüzlerce yıldır Roma egemenliğinde olan Suriye topraklarını kalıcı olarak kaybettiğinin farkındaydı.
Suriye ve Levant Toprakları
Yermük Savaşı’nın ardından hızla İslamlaşan Suriye, Ürdün, Lübnan ve Filistin’den oluşan Levant Bölgesi İslam tarihi boyunca kültür ve medeniyet üreten, sürekli el değiştiren hareketli bir coğrafya oldu. Dört halife döneminde fetihlerle İslam egemenliğine giren bölgenin gördüğü en büyük tehdit kuşkusuz 12.Yüzyılda Avrupa’dan gelen Haçlı ordularıydı. İslam dünyasının Haçlıları bölgeden söküp atması iki asır sürdü. Doğudan gelen Moğol saldırıları ise Mısır’daki Memluklu Türkleri tarafından Suriye’nin kuzeyinde, Ayncâlut mevkiinde durduruldu.
Türkler Anadolu’dan Önce Suriye’deydi
1071 yılında Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan’ın Bizans karşısında kazandığı Malazgirt Savaşı Türkler için Anadolu’nun kapılarını açan bir dönüm noktasıydı. Ancak Anadolu kadar özellikle Halep merkezli Kuzey Suriye toprakları da Asya’dan gelen Türkmen obaları tarafından yurt edinildi. Bir Türk Atabeyliği olan Zengiler’in Suriye kolu Halep ve Şam merkezliydi. Nureddin Zengi o zamanlardan günümüze kahramanlığı ile adı yaşatılan, Suriye İç Savaşı’nda yer alan Türkmen birliklerinin kendilerine isim olarak seçtiği tarihi şahsiyetlerden biridir. Antik çağlardan bu yana insanlığın en kadim şehirlerine ev sahipliği yapan Suriye topraklarını İslamiyet ile buluşturan milat olan Yermük Savaşı ise ne yazık ki pek bilinmiyor.
Şam’ın Anahtarı Yermük
Doğu Roma İmparatorluğu’nun düzenli ordularına karşı kazanılan bu zafer sonunda Halid bin Velid Şam’a girmişti. Müslüman Arapların yerleşik imparatorluklara ve krallıklara karşı kazandığı ilk büyük zafer ve dünya savaş tarihinin en dikkat çeken örneklerinden olan Yermük Savaşı erken İslam tarihinin kalıcı sonuçları olan çok önemli kırılma noktalarındandı. Doğu Roma ordusu ağır bir şekilde yenildi. Geniş ve derin bir saha olan Yermük Vadisi’nde gerçekleşen bu muharebe tam bir taktik ve strateji savaşlarından oluşan, yaklaşık bir hafta sürmüş ve çok kanlı geçmişti. Savaşın belki de en stratejik kararı Halid bin Velid’in Roma’nın barış teklifini geri çevirmesiydi. Müslümanlar bu savaşa eşleriyle birlikte gelmişti. Yeni Müslüman olan bedeviler savaş kızıştığında ve zoru gördüklerinde genellikle meydandan kaçtıkları için Halid bin Velid ordunun gerisinde duran kadınlara kaçanları öldürmeleri emrini vermişti. Yermük Savaşı tarafların psikolojik ve moral motivasyon üstünlüğünü elde etme mücadelesinin de çok keskin yaşandığı bir savaştı. Savaşın ilk günü seçilen yüksek dereceli askerlerin düelloları ile devam etti. Hz.Ebubekir’in oğlu Abdurrahman 5 Bizans subayını düelloda öldürdü. Romalıların, zırhsız savaştığı için “çıplak şampiyon” dedikleri Dirar bin Ezver ise ilk gün 30 rakibini öldürdü düelloda. Halid bin Velid’i düelloya davet eden bir Roma genarali ise “Sana niçin Allah’ın kılıcı diyorlar?” sorusuna aldığı cevapla Müslüman olup taraf değiştirdi.
Savaşın Seyri
Doğu Roma/Bizans İmparatoru Heraklius olan bitenleri Antakya’dan izliyordu. Oldukça dindar bir Hristiyandı. Sasanileri yenerlerse Humus’tan Kudüs’e yürüyerek gideceğini Allah’a adamıştı. Zafer kazanınca da bu adağını gerçekten yerine getirmişti. Sırada Müslümanları yenmek vardı. Savaşı kazanıp Müslümanları yenerlerse ne alâ, yoksa B planı olarak İstanbul’a merkez sarayına çekilmeye de hazırlanmıştı Heraklius. Tarih 15 Ağustos olduğunda Arap piyade bölükleri Bizans mevzilerine baskın tarzı saldırılarını artırmaya başladı. Amaç Bizans’ı pusuya çekmekti. 16 Ağustos günü Bizans ordusu sabah erkenden İslam ordusunun isteyeceği türden bir saldırıya girişti. Savaş tam anlamıyla başlamıştı. Bizans şafak sökmeden erkenden İslam ordusunu gafil avlamak istedi. Fakat Halid bin her yere nöbetçi gözcüler yerleştirmişti. Gafil avlanmadılar. Bizans çok şiddetli ve hızlı saldırmıştı. Bu hız ve sertlik İslam ordusunun sağ kanadında büyük darbeye yol açtı ve kanat bozuldu. Fakat ordu içerisindeki kadın ve çocuklar bile taş ve sapanlarla karşı koydu bu saldırıya. Bu durum askeri cesaretlendirdi. Yermük Savaşı devam eden vuruşmalarla 19 Ağustos’a kadar sürdü. Oluk oluk kan akıyordu ve mücadele çok sertti. Hem Bizans hem de İslam ordusu çok asker yitirmişti. Bir o kadar da yaralı vardı. Ortalık insanların feryatlarıyla inliyordu. Her iki taraf zafer için çok çabalıyordu.
Bizansın Ateşkes Önerisi
Durum bu haldeyken Bizans tarafı ilginç bir şekilde barış anlaşması önerdi. Beklenmeyen bir öneriydi. Bizans komutanı Theodorus Trithyrius ağır kayıplar veren Müslümanların bu öneriyi hemen kabul edeceklerini düşünüyordu. Aslında Theodorus’un bu ateşkese daha çok ihtiyacı vardı. Kısa sürede ağır hasar alan ordusunu düzenleyip sonbaharda tekrar saldırıp Suriye’yi tamamen geri alacaktı. Theodorus ağır kayıplar veren Müslümanların öneriyi hemen kabul edeceklerini düşünüyordu. Halid bin Velid barış önerisiyle gelen elçiyi teklifi reddederek geri gönderdi. Halid Theodorus’un zaman kazanmaya yönelik önerisinde aslında elinin zayıfladığını görmüştü. Fırsatı kaçırmak istemedi ve hızla genel saldırı planı hazırladı. Savaşın başından bu yana geride beklettiği ve hiç savaşmadıkları için gayet dinç olan 10 bin süvarisinin zamanı gelmişti. Halid başında olduğu süvarileriyle Bizans süvarilerine hızla saldıracak ve piyadelerle aralarını açıp yalnızlaştıracaktı Bizans ordusunu. Aniden saldırdı ve Bizans süvarilerini adeta kalbinden vurdu. Piyadelerin güvendiği süvarilerle aralarına İslam ordusu girmişti. İslam ordusunun piyadeleri de var güçleriyle süvarilerinden kopan Bizans piyadelerine hücum etti. Hristiyan Araplar çareyi kaçmakta buldu. Bizans piyade ordusu tamamen imha edildi. Halid bin Velid ise yetişen okçuların da desteğinde Bizans süvarilerinin tamamını yok etti. İmparator Heraklius’un kardeşi olan komutan Theodorus Trithyrius öldürüldü.
Öldürücü Darbe
Halid Bin Velid stratejik düşüncesini 19 Ağustos gece yarısı uygulamaya karar verdi. Hicri 15 yılıydı. Müslüman süvariler önce Bizans sol kanadına taarruz başlattı. Bizans sol kanadı dağılmaya başladı. Bu saldırıyı başlatırken Bizans ağır süvarisinin de yardıma geleceğini tahmin eden Halid Bin Velid, kendi süvarilerinin çabukluğunu kullanarak Bizans süvarisini önde karşıladı ve geri püskürttü. Bu esnada İslam ordusu piyade unsurları mevzi aldıkları tepelerden inmeye başladılar. Bizans süvarileri kılıç, ok ve mızrak taşıyordu. 400 kişilik birimlerin 5 tanesi Thema denilen daha büyük birimlere ayrılmıştı. Themalar’daki asker sayısı 2000’di. Her bir Themanın komutanına Strategus denirdi. Themalara ek olarak Tagmata adı verilen bir dizi birlik de vardı. Merkezden ve kanatlardan üst üste darbe yiyen Bizans askerleri kuşatıldılar ve geri çekilmeye başladı. Bir kısmı atlı ve develi Müslümanlar tarafından etkisiz hale getirilirken bir kısmı da bölgenin derin vadilerinin içinde kaçıp kayboldu. Sonuç olarak Bizans orduları teslim oldu ve Halid Bin Velid muzaffer bir komutan olarak Şam’a girdi. Yermük Savaşı; tarafların stratejileri, savaş taktikleri ve kalıcı sonuçları bakımında halen incelenen, ders olarak okutulan ve hakkında halen araştırmalar yapılan bir zafer. Bu savaşı yöneten Halid bin Velid hayatı boyunca girdiği hiçbir savaşı kaybetmedi. Onca savaştan sonra ölümünün yatağında olmasına en çok şaşıran da kendisiydi. Ölümü, kalkıp kılıcına yaslanarak ayakta karşıladı. Suriye Hama’daki kabri 2013’te saldırıya uğradı. 20 Ağustos 636’da sonuçlanan Yermük Savaşı mutlak bir zaferdi. Suriye, Ürdün ele geçti. Filistin, Lübnan ve Kıbrıs’ın alınmasına giden yol açıldı. Yermük Savaşı’nı dünya savaş tarihinin en dikkat çeken örneklerindendir. Bu savaş sonrası Suriye hızla İslamlaştı.