Hasan Mert Kaya

Hasan Mert Kaya

Tüm Yazıları

Her zaman görülmesi mümkün olmayan çok özel belgeler, 1236 yılından başlayan vakfiyelerden, 15’inci ve 17’inci yüzyıla ait tahrir defterlerine, kadastral aletlere kadar pek çok arşiv koleksiyonu Toprağın Hafızası Sergisi’nde ziyaretçilerle buluşuyor.

Belgelerİn fısıltısıyla zaman yolculuğu

Geçtiğimiz cuma günü İstanbul Büyük Çamlıca Camii Sergi salonunda enfes bir sergi açıldı. Tapu ve Kadastro Arşiv Dairesi’nin zengin koleksiyonlarından uzmanlar eşliğinde derlenen çok özel bir seçki Çamlıca’da İslam Medeniyetleri Müzesi’nin hemen bitişiğindeki alanda 20 Haziran’a kadar ziyaretçilerini bekliyor.

Haberin Devamı

Peki tapu neden önemli?

İkinci Körfez Savaşı sonrası ABD ordusu Bağdat’a girdiğinde hatırlarsanız ilk yaptıkları iş Tapu Dairesi ve Arşivi’ne yönelmek olmuştu. Aynı hareket Musul’da da gerçekleştirilmişti. Bu çarpıcı haberler çıktığında oldukça yankı uyandırmıştı. Bunun temel nedeni tapu ve arşivinin bir toplumun yaşadığı yeri vatan kılan belgelerin hafızasını barındırması. Sınırları askerler korurken, tapu arşivi de aslında ait olduğumuz, kanla ve canla yurt edindiğimiz bu toprakların kaydını tutuyor. Bu bakımdan tapu ve arşivine vatanın sessiz muhafızları demek abartı olmaz. İnsanoğlunun toprakla, mülkiyetle ve bir diyara, bir beldeye ait olmakla ilgili bağ duygusu yerleşik hayat kadar eski. Hititler, Antik Mısır, Yunan ve Roma dönemlerinden günümüzde ulaşan kil tabletlere ve papirüslere yazılı tapu belgeleri bu bağın ne kadar kadim olduğunun somut kanıtları. Toprağın belki sesi yok ama kuşkusuz oldukça derin bir hafızası var. Kurumun gerçekleştirdiği ve hayati öneme sahip çalışmalardan birisi de belge restorasyon ve konservasyonu. Kurum bu hizmetiyle arşivlerde çürümeye ve yok olmaya yüz tutmuş yüz binlerce belgenin adeta küllerinden yeniden doğmasını sağlıyor ve geleceğe taşıyor.

Belgelerİn fısıltısıyla zaman yolculuğu

Defter-i Hakani’den Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’ne Türkiye’de Osmanlı’dan Cumhuriyetin başlangıcına ve oradan da günümüze değin toprağın, mülkiyetin, vakıf senetlerinin muhafızı olan Tapu ve Kadastro Arşivi Ankara’da. Osmanlı döneminde asırlar boyunca tutulan ve mülkiyeti düzenleyen defterler, vakfiyeler ve diğer tüm kayıtlar özellikle 19.Yüzyıl’ın ikinci yarısından itibaren gelişerek yapılandırılmış. 1847 yılında ilk tapu tüzüğü olarak nitelendirilen nizamnamenin ardından 1858 Arazi Kanunnamesi Defter-i Hakani Teşkilatı bünyesinde atılan önemli adımlar olmuş. Teşkilat, Cumhuriyet dönemi başladığında 1925 yılında Tapu Müdüriyet-i Umûmiyesi yani genel müdürlüğü adını almış.

Haberin Devamı

Belgelerİn fısıltısıyla zaman yolculuğu

Toprağın Hafızası

Toprağın Hafızası Sergisi her zaman görülmesi mümkün olmayan çok özel belgeleri ziyaretçilerle buluşturuyor. Sergide, en eskisi 1236 yılından başlayan vakfiyelerden 15.-17. Yüzyıla ait tahrir defterlerine, harita ve kadastro paftalarından mühürler ve kadastral aletlere kadar pek çok arşiv koleksiyonu sergileniyor. Bunların içerisinde el yazması Kur’an-ı Kerim ve Kudüs vakıfları defteri gibi nadide eserlerin de orijinalleri ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor. Ayrıca, Sergide Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve kız kardeşi Makbule hanıma ait tapu kayıt örnekleri de yer alıyor. Serginin diğer bir dikkat çekici unsuru da sergilenen koleksiyonlarda görülen geleneksel el sanatlarının örnekleridir. Kendi dönemlerinin estetik anlayışını ortaya koyan hat, tezhip ve ebru gibi sanatlara ait seçkin numuneleri sergide ziyaret etmek mümkün.

Haberin Devamı

Belgelerİn fısıltısıyla zaman yolculuğu

Ayasofya Vakfiyesi

İstanbul’un fethinin 572.yılına özel olmak üzere, fethin en önemli sembolü olan Ayasofya’nın, 1463 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından yazdırılan vakfiyesi de İstanbul’a getirilerek sergileniyor. Ceylan derisi üzerine yazılan 65 metre uzunluğundaki bu vakfiye, ziyaretçiler tarafından büyük bir ilgi görüyor.

Belgelerİn fısıltısıyla zaman yolculuğu

Geçmişi Geleceğin İhtiyaçları ile Buluşturmak

Toprağın Hafızası Sergisi fikri etkinlik ve organizasyonunu da gerçekleştiren iletişim ve marka danışmanı Doğan Aras: “Tapu ve Kadastro ülkemizin en köklü kurumlarından. Kurum sahip olduğu hafıza ile Osmanlıdan Cumhuriyete uzanan geçmişin olduğu kadar günümüzün de hafızasını belleğine sürekli kaydediyor. Bu anlamda sadece mülkiyetin teknik kayıtlarını değil, ait olduğumuz kültür ve medeniyet dünyasının nitelikli değerlerini bünyesinde barındırıyor. Bu zengin dünya sanat tarihçi ve tarihçiler, mimarlar, kent araştırmacıları, hukukçular ve sosyologlar başta olmak üzere tüm akademi dünyasını da yakından ilgilendiren ciddi veriler içeriyor. Kurumun son yıllarda gerçekleştirdiği dijital yenilik ve dönüşümler de bu zengin geçmişten beslenen bir özgüvenle geleceğe atılan güçlü adımları somut olarak ilerletiyor. Toprağın Hafızası sergisini yurtiçinde başta Ankara ve ardından Konya olmak üzere gezdirmek ve özellikle Ayasofya Vakfiyesi’ni yurtdışında tüm dünyada ayrı bir konseptle sergilemek istiyoruz.

Tapu Kadastronun günümüze serüveni

Köklü geçmişinden aldığı güçle geleceğe yön veren Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, bugün geldiği noktada yalnızca mülkiyet kayıtlarını yöneten bir kurum değil; veri odaklı, dijitalleşmiş bir yapı olarak Türkiye’nin kamu hizmetleri içinde öncü rolünü sürdüren bir teşkilat. Web Tapu, TAKBİS, MEGSİS ve e-Sicil Sistemi gibi hizmetlerle milyonlarca işlemi kısa sürede tamamlayan kurum, geleceğe yönelik projeleriyle de dikkat çekiyor. Üç Boyutlu Şehir Modelleri ve Taşınmaz Yönetim Sistemi projeleriyle şehirlerin dijital ikizlerini oluşturmayı hedefleyen kurumun Genel Müdürü Hakan Gedikli, “Artık sadece kayıt tutan değil, veri üreten ve ekonomiye yön veren bir kurum olarak yolumuza devam ediyoruz,” diyor.