HER ne kadar Mesut Yılmaz "Kuru gürültü" diyorsa da Bakan Eyüp Aşık'la başlayan kaset furyası devam ediyor sevgili Milliyet okurları.
Kral TV listelerinde Prestij ailesinin şarkıcılarını bile sollayan bu kasetlerden bir tane de bana ait olanı var.
Yani nasıl söylesem bir zamanlar ünlü mafya babası Hamdullah Çivici Bey'den bir iki ufak ricada bulunmuştum.
Nasıl olsa birileri bulup ortaya çıkartacak düşüncesi ile ben kendi kasetimi kendim yayımlamayı bir görev sayıyorum.
İşte başka hiçbir gazetede göremeyeceğiniz Gani Müjde ile Hamdullah Çivici arasındaki telefon görüşmesinin tam metni.
* * *
GM - Merhaba Çivici Bey.
HÇ - Merhaba abi...
GM - Yahu Hamdullah senin devlet katında tanıdıkların boldur. Geçen gün arabamı yanlış yere parketmişim 1 milyon 275 bin lira park cezası kesmişler. Şu meseleyi bi hallediver be gözüm.
HÇ - Ya abi böyle ufak meseleler için beni aramayın ya. Şu anda Kolombiya'dayım. Tam 15 milyon telefon parası girdi size zaten abi ya... Gidip ödesen daha az para çıkardı cebinden ya.
GM - Hayır aramamın amacı bu değil. Bazı meslektaşlarımla ilgili.
HÇ - Hayrola abi?..
GM - Biliyorsun onlar da mizah yapıyorlar ama benim elime su dökemezler değil mi?
HÇ - Sen emret ben hepsinin gidip üzerine su dökeyim abi...
GM - Yok yok o kadar değil. Diyorum ki şu Selahattin Duman'ı bi arasan. Haftanın her günü yazıyor. Ben iki gün yazıyorum haksız rekabet oluyor.
HÇ - Merak etme abi. Ben onu ararım el sıkışırız. Elini öyle kuvvetli sıkarım ki değil haftanın her günü, ayda bir bile yazamaz artık.
GM - İyi iyi... Bir de Serdar Turgut var... Komik yazıyor ama hani diyorum bir kulağını çeksen de dram yazsa.
HÇ - Karısını kaçıralım...
GM - Sakın haaa. O zaman neşesi yerine gelir daha komik yazar... Ha unutmadan bir de Hakkı Bey amca var Radikal'de... İkide bir yanlışlarımızı buluyor.
HÇ - Söyleriz bir daha yanlış yapmaz...
GM - Hayır yanlışı yapan biziz... O düzeltiyor.
HÇ - Abi sen emret kimi düzeltmek istiyorsan gidip ütüleyelim.
GM - Yılmaz Erdoğan var bir de...
HÇ - Haa bizim meslektaş!..
GM - Hayır bizim meslektaş. O rol gereği öyle yapıyor. Şimdi askerde zaten.
HÇ - İstersen bitmesin askerliği. Havacı olarak havada kalsın.
GM - Yok yok... Severim keratayı, terhisi biraz geciksin yeter. Ben o arada iki dizi satarım kanallara.
HÇ - Tamam abi...
GM - Bir de Reha Muhtar ve Hakan Aygün var...
HÇ - Hayrola abi onlar da mı mizahçı?..
GM - Diil ama birden isimlerini vermek geldi içimden... Hi ho ho ho...
HÇ - Tamam abi mesaj alınmıştır iyi günler.
GM - Sana da iyi günler... Her nerde yaşıyor ve yaşatılıyorsan...
Siyaset Meydanı'nda acıklı bir tartışma vardı geçen gece.
Bir yanda tinerciler tarafından kızı katledilen baba, bir yanda o çocukların arkadaşlarını sokaklardan kurtarmaya çalışan bir avuç insan.
Programa bir ara telefonla katılan Ayseli Göksoy sokaktaki insanın hislerine tercüman oldu. "Bırakalım halk cezasını versin" dedi.
Aman Ayseli Hanım! Demokratik bir ülkenin parlamenteri olarak hukuk devletine inanmak zorunluluğunuz bir yana bizim halka hukuk emanet edilir mi?
Halka emanet edilen şeylerin varlığı ortada...
Bürokrasiyi emanet ettik, arananlara kırmızı pasaport dağıttılar, televizyonu emanet ettik; bir zamanlar Altın Kızlar'ı, Cosby Ailesi'ni seyrettiklerini unutup "Canısı"yı birinci yaptılar.
Demokrasiyi emanet ettik sizi seçtiler... Daha ne olsun...
* Kavga iyi reyting yapıyor. Sibel Can'ın arabası çizilecek, ön cama "Bunu yapan Hülya Avşar" yazılacak.
* Kadın düşmanı konuğumla Prestij ailesi canlı yayında kapıştırılacak. Mahsun ellerinden tutarken, Özcan mideye çalışacak. Üff reytinge bak be...
* Kavga sırasında fon müziği olarak akordeon çalınacak.
* Adıma uygun programlar yapılacak.
* "Savaşma seviş, ne kötü bi slogan?". Bu adı koyduğu için anneme şükranlarım sunulacak.
* Sabaha doğru uyku bastırıyor. Şapkamın arkasına vatka diktirilip bir yere yaslanılacak ya da uyandırma servisi ile telefon bağlantısı kurulacak.
Yazara E-Posta: G.Mujde@milliyet.com.tr