İsimlerinizin anlamlarını çoğunuz biliyorsunuzdur, ama doğru mu biliyorsunuz acaba? Örneğin ben adımın Arapça "zenginlik ve bolluk" anlamına geldiğini sanırdım, ama geçen gün öğrendim ki adım Farsça'da "sutyen kopçası" anlamında kullanılıyormuş. Bugün utanmadan kullandığımız isimlerin İngilizce'de öyle karşılıkları var ki, apışıp kalırsınız (Bakınız Fikret).
Ben ismimin anlamını biliyorum bu bana yeter demeyin. Yok öyle, burası Türkiye... Alfabetik listeye bakın, adınızın İngilizce'de ne anlama geldiğini öğrenin.
AHMET: (Ahh Meat) Ne güzel et bu böyle anlamında kullanılıyor. Marketlerde kimse kimseyle konuşmadığı için daha çok kasaplarda duyabileceğiniz bir ses bu.
AYNUR: (I Nur) Ben nurluyum anlamına geliyor. Thatcher kullandığı zaman komik oluyor.
AYTEN: (I Ten) Onuncu ay demek. İngilizler bebek doğduktan sonraki aya Ayten diyorlar.
BANU: (Be nü) Çıplak ol, free ol anlamında kullanılıyor ama şimdiki kraliçe Elizabeth Banu olsa ne olur yani?..
BERNA: Bern'de oturan İngiliz vatandaşı anlamına geliyor.
BÜLENT: (Bül end) Bülün sonu anlamına geliyor. Ama İngilizce Bül ne demek henüz öğrenemedim. Araştırmacı gazeteci Sadettin Teksoy bizim için araştıracak, söz verdi...
CANKAT: (Can cut) Kesici, kesebilen, kesebilmeye muktedir olan demek. Bu arada "can"ı bize günlük hayatta hiç kullanılmayan "muktedir olmak" diye öğreten eğitim sisteminin içine şeyetmeye muktedir olmak isterdim.
CEM: (Jam) İngilizce reçel demek.
CEMİL: (Jam İll) Hasta ve bozuk reçel anlamına geliyor.
DEMET: (The Meat) Dövülmüş ve kekiklenmiş keçi eti anlamına geliyor.
DERYA: (There Ya) İngilizce - Almanca karışık bir cümle Derya. "Var ya" anlamına geliyor. Bir anlamı daha var ama genel yayın yönetmenimizin ismi de Derya olduğu için bu konuda daha fazla yorum yapmak istemiyorum.
ELİF: (A Life) Hayat bu demek... Fransızların "C'est la vie" kalıbı gibi "Vur dibine gitsin" anlamına da geliyor aynı zamanda...
ESİN: (A sin) Bir günah demek. Cümle içinde kullanalım. "Bir günah gibi özledim seni..." (Ajda hanım)
FATMA: (Fat Me) "Benim şişmanım" anlamına geliyor. Cümle içinde kullanalım: Vay şişmanım şişmanım. Şişman sevdim pişmanım...
FİKRET: (Fuck Red) Şu anda gazeteyi okuyanlar arasında çocukların da olabileceğini düşünerek bunun tam tercümesini yapamıyorum. Ama adet günlerinde sevişen çiftler için kullanıldığını söyleyebilirim. Adetin ne olduğunu da siz çocuklarınıza anlatın. İşinize gelmiyorsa "gelenek görenek" filan deyip geçiştirin.
MAHSUN: (My Sun) Güneşim demek.
GÜVEN: (Given) Verici demek... Sana güveniyorum derken aslında ne kadar menfaat peşinde olduğumuzun en güzel belirtisidir.
HALUK: (Hall U.K.) İngiltere yani United Kingdom sebze ve meyve hali anlamına geliyor. İngiliz pazarcılarının çocuklarına severek taktıkları bir isim bu.
HAY DEAR: (Hi Dear) Merhaba güzel insan anlamına geliyor.
KANDEMİR: (Can dimmer) Ayarlı ve dengeli ışık demek.
KARTAL: (Car Tool) 13 - 15 anahtar, kriko, diferensiyel kayışı gibi otomobil araçlarına verilen bir isimdir.
KEMAL: (Camel) Deve anlamına gelir. Ama hiç deve görmemiş İngiltere'de devenin neden özel bir ismi var hala anlayabilmiş değilim. Tamam atalarımız mandayı görmüş, manda demiş ama kanguruyu görmemiş ki bir "Sarıkız", "Ceylangözlü" gibi özel bir isim taksın.
NADİR: (No dear) Hayır dostum anlamına gelen bir kelime...
OLGUN: (All gun) Bütünüyle ve gerçek silah demek.
RIFAT: (Re fat) Yeniden şişman demek... Yani perhizden sonra yeniden yemek yiyip kilo alanlar için kullanılıyor.
SEYRAN: (Say Run) Bana koş de anlamına gelen gaza getirme cümlesi. İskoçyalılar vergi dairesine gitmeden önce diğer arkadaşlarına böyle seslenir: "Say run"...
TAYFUN: Komik tay.
TOLGAY: (Toll Gay) Homoseksüel araçları demek. Artık neyse o araçlar bilmiyorum.
UFUK: (Uuu Fuck) Güzel sevişme anlamında kullanılıyor.
YAZARIN OKURLARINA NOTU: Bu aralar gereksiz harcamalardan kaçının. Para biriktirin. 15 kasımda TÜYAP Kitap Fuarı'nda imza günüm olacak. Yeni kitabım "Üç yanlış bir doğruyu getirir"i imzalayacağım ve RTÜK'ü protesto etmek için 10 dakikalık açlık grevi yapacağım (Herkes öyle yapıyor).