Gani Müjde

Gani Müjde

-

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       İNANIN şimdiden uykularım kaçıyor.
Gecenin bir vakti "Amanın yoksa 2000 yılına mı girdik?" diye kan ter içinde uyanıyorum.
Her zil çalışında "Millenium mu geldi acaba?" diye hop oturup hop kalkıyorum.
En ciddi toplantılarda bile konsantrasyon bozukluğu çekiyorum.
Allah uzun ömürler versin yeni patronum Yalçın Doğan Bey Milliyet'in yeni çizgisini anlatıyor ben "2000 yılına Naomi Hanım'la Moskova'da mı girsek yoksa Nil Nehri'ndeki gemi turlarına mı katılsak" diye kara kara düşünüyorum.
Gene yeni patronlarımızdan (Allah uzun ömürler versin) Umur Talu da "Helal olsun yiğidime. Bak nasıl da kendini paralıyor gazetemiz için" deyip sakalını sıvazlıyor.
* * *
SİZ deyin üç gün, ben diyeyim iki gün sonra 1998 yılını bitirip 1999 yılına giriyoruz. Ama insanı 20. yüzyılın sonunda doğduğuna doğacağına pişman eden asıl tantana bir yıl sonra başlayacak...
Babanızla ananıza kızmanız için tam 365 gün vaktiniz var.
Çünkü 2000 yılına nasıl gireyim, nerde gireyim, kiminle gireyim stresi Apo'nun İtalya kapısına dayandığı gibi gelip kapınıza dayanacak.
* * *
TELEVİZYON karşısında pijamaları çekip, mandalina kabuklarını soyup, çekirdek çıtlatarak 2000 yılına girmeyi aklınızdan bile geçirmeyin.
3000 yılına kadar "sosyeteye" madara olursunuz benden söylemesi.
Torunlarınızın torunlarına diğer arkadaşları "Bunun dedesi var ya bunun dedesi, 2000 yılına pijamasıyla televizyon seyredip horlarken girmiş. Ho ho ho" diye makara yaparlar.
Çocuk aylarca okuluna giremez.
Çünkü 2000 yılını farklı, heyecanlı, neşeli kutlamak gibi bir görev yükledi medya bize.
2000 yılına girerken hiçbir şey sıradan olamaz diyor işin uzmanları.
Kamer Genç'in ceketleri gibi renkli olmalı...
* * *
2000 yılına girileceği gece dünyadaki bütün oteller zaten 5 yıl öncesinden dolmuştu.
Tur rezervasyonları da öyle.
2000 yılına illaki gurbet ellerde girilecek.
Hatta söylemesi ayıp ben bile bir vakit Paris - New York arasını Concorde adlı hızlı uçakla uçup iki şehirde üst üste 2000 yılı kutlamayı hayal eden salaklar arasına katıldığımı itiraf edeyim.
* * *
TANTANANIN nedenini tam olarak kavrayabilsem aslında onu da yaparım ama vallahi neden bu kadar eğlenmek ve kendimizi paralamak zorundayız anlamış değilim.
Neymiş 1000 yılda bir olan hadiseymiş...
Kardeşim ona bakarsan benim zeytinyağlı biber dolma diye bir sebze olmadığını, pirinçlerin ve fıstıkların içine sonradan konduğunu öğrenmem de 1000 yılda bir olan bir hadise.
Keza sigarası biten Erşan Başbuğ Ağabey'in dilenciden bir sigara istemesi de aynı şekilde... (Dilencinin gözyaşları içinde "Abi ilk defa biri benden bişey istedi, al paket senin olsun" dediğini de hatırlatayım bu arada)
Biz hadi gelin bunu çılgınca kutlayalım diyor muyuz?
* * *
SİZ siz olun tahriklere kapılmayın.
Gerekirse sosyeteye "madara olmayı" göze alarak 2000 yılını televizyon karşısında mandalina yiyerek karşılayın.
O anda yanınızda insan millenium krizine girip terketmemişse sizi gerçekten seviyordur.
Onunla mutlu olun.
Gerisi Millenium'dan aşşa Kasımpaşa... (Yazarın notu: Gerçekten de öyle. Millenium adlı diskotekten sola sapınca Kasımpaşa'ya iniliyor.)

FAZİLET'e karşı olmadığımızın altı çizilecek. Recai Kutan'dan makas alınacak, hava yumuşatılacak.
Hükümeti kuramazsam görev Cumhurbaşkanlığı'na iade edilecek. Karşılığında bir adet devlet sanatçılığı nişanı istenecek.
Her partiden bir bakan alınacak. Dikkat DSP ile ANAP ayrı ayrı partilermiş. Onlardan da birer bakan alınacak.
Seçim değil icraat hükümeti olunacak. Hiç olmazsa bir - iki yol asfaltlanacak.


Daha üç gün var ama ben gene de Tüm Milliyet okurlarının yeni yılını kutluyorum. D & R kitap satış listelerinde beni Denizli, Tekirdağ ve Kastamonu'dan ilk ona sokan okurlarımın yeni yılını da ayrıca kutluyorum. Yeni yılda tüm yurttaki D & R kitapçılarında söyleşi ve imza günü planlıyor yetkililer. Umarım yeni yılınız gibi keyifli geçer.



Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr