BEYAZ Saray Şamdan, geçenlerde bir rapor yayınlayarak Clinton'u zor durumda bıraktı. Raporda Başkan'ın, Monika ile nerede, ne zaman ve nasıl seviştiği uzun uzun anlatılıyordu. Rapor o kadar açık saçıktı ki, birçok televizyon kanalı raporu haber bülteni yerine "Playboy gece kuşağında" yayınladı.
İşte raporun o saatlerde bile açıklanamayan tam metni.
26 Şubat
Clinton ve Monika Oval Ofis'te otururken sinemadan konu açıldı.
Clinton en beğendiği artistin tecavüzcü Coşkun olduğunu söyleyerek Monika'ya sokuldu. Monika lafı değiştirerek konuyu çizgi filmlere getirdiyse de, pişman oldu. Miki film muhabbeti iki saat daha sürdü. Odaya girmek isteyen Al Gore, kapının arkasına konan sandalye yüzünden kapıyı açmakta zorlandı, ama durumu kötüye yormadı.
30 Mart
Monika Levinski, Başkan Clinton'a borsanın yükselmesi ve inmesi olayının nasıl gerçekleştiğini sordu ve soracağına pişman oldu. Clinton o gün pantolon kemerini çözerek borsanın iniş ve çıkışlarını profilden ve grafik olarak Monika'ya gösterdi. Kapının arkasına konan masa yüzünden odaya girmekte zorlanan başkanın yardımcısı Al Gore, konuşmaları kapıdan dinledi ve Başkan'ın borsa bilgisine hayran kaldı.
4 Nisan
Oval Ofis'te tecavüzcü Coşkun'un bir filmini izlerken donanmanın Bağdat'ı bombaladığı haberini alan Clinton, kemerini çözerek, "Saddam Amerika'nın büyüklüğünü gördü. Sen de gör" dedi. Monika ise, "Ben Amerika'yı daha büyük, daha heybetli ve daha uçsuz bucaksız sanırdım" diye cevap verdi.
13 Nisan
Clinton, Monika'ya sağlık bütçesi ile ilgili notlar aldırırken birden olayı tatbiki olarak uygulama gereğini duydu. Monika ile doktorculuk oynadılar. Clinton jinekoloji uzmanı oldu, Monika da hasta. O gün Monika, Clinton'a ilk kez oral seks yaptı. Sağlık sorunlarının giderek nasıl büyüdüğüne şahit oldu.
Al Gore kapının arkasına dayanan çelik kasayı yerinden oynatmayı başaramadı ve kilitçi gelene kadar sağlık sorunları eski halini aldı.
15 Nisan
Clinton, Monika'ya birlikte saksofon çalmayı önerdi, ama odada sadece bir tek saksofon vardı. Buna rağmen başarılı bir performans sergilediler.
26 Mayıs
Ortadoğu barış sürecini konuşmak üzere Arafat'ın Beyaz Saray'ı ziyaret ettiği gün Clinton, Monika ile üç kez oral seks yaptı.
Ama buna rağmen görüşmeler sırasında izin isteyerek Oval Ofis'e geçti.
Bu sırada tam üç kez oral seks yaptılar ve Ortadoğu barış süreci kesintiye uğradı.
5 Haziran
Başkan Clinton'un oral seks istekleri bitmek tükenmek bilmiyordu. Erbakan'ın Beyaz Saray'ı ziyaret ettiği gün yine görüşmeler sırasında izin isteyip Oval Ofis'e geçti ve Monika ile tam dört kez oral seks yaptı.
İçeride neler olduğundan habersiz tam dört saat bekleyen Erbakan ise sıkılıp dışarı çıktığında gazetecilere, "Dört saat boyunca çok faydalı konularda sohbet ettik" dedi.
18 Haziran
Monika artık oral seks istemediğini, çünkü dişleri kapalıyken bile dilini dışarı çıkarabildiğini Clinton'a söylediğinde, Başkan kıyameti koparttı.
Eğer kendisini redderse her reddediliş için Bağdat'ı bombalayacağını söyledi.
O gece Bağdat dört kez bombalandı.
19 Haziran
Clinton ertesi gün de aynı şekilde Monika'yı tehdit edince Monika zor anlar yaşadı.
Ve sonunda tercihini Bağdat halkının sağlığı ve mutluluğu için kullandı.
Hafta boyunca Bağdat halkı rahat bir uyku çekti. Başkan Clinton da...
14 Temmuz
Kocasına Şükran Günü için hindi getiren Hillary Clinton, aniden kapıyı açıp odadaki manzarayı görünce hindiyi Başkan'ın kafasına attı. Hillary Clinton, Monika'ya ağzına geleni söyledi. Monika ise ağzı dolu olduğu için bu sözlere cevap veremedi.
Ertesi gün Monika işten atıldığı için Başkan'la tartıştı ve durumu basına açıklayacağını söyledi. Başkan'ın cevabı kısa ve netti: "Ağzınla kuş tutsan sana inanmazlar."
ESKİDEN salt Türkiye'de olurdu; artık dünyada da kimse rezaletler ve skandallar karşısında istifa etmeyi bilmiyor.
Oysa Japonya'da istifa mekanizması yoktur, ama adı bir rezilliğe karışan, derhal harakiri yapıp şerefi ile ölür. Şerefli katillerin ülkesinde ve dünyasında ise kimseyi yerinden oynatmak mümkün değil; ne istifa ediyorlar ne harakiri yapıyorlar. Örnek mi? Tonla:
Bill Clinton: Ağıza alınmayacak şeyler yaptı hala yerinde duruyor.
İzmirli acar polisler: Öküz altında buzağı ararken 5 küçük kızın hayatlarını ve devlete inançlarını zedelediklerinin farkında değiller mi? Bir dansın ve sarı kartonun arkasında bile PKK izi arayan bu paranoyakların hala polis teşkilatı içinde ne işi var?
Memduh Bayraktaroğlu: Daha önceki sahtekarlık dosyaları beni çok fazla ilgilendirmiyor, ama Tansu Çiller aleyhinde yazı yazan bir bayan gazeteciye "fahişe ve kadın satıcısı" diyecek kadar mesleğimizi ayaklar altına alan bu gazetenin baş yazarına istifa etmek veya harakiri yapmak yakışmaz mı?
Yavuz Ataç: Bravo Yavuz Bey'e. İstifasını vermiş, ama bana da bir kırmızı pasaport verseydi de öyle istifa etseydi keşke.
Swissair Genel Müdürü: Adını sanını bilmem, ama bu kadar büyük kazalardan sonra bir havayolu şirketi müdürünün istifası gerekir diye düşünüyorum. Birgen Air bile kazadan sonra kendini feshetmişti.
* Artık dans yok. Düğünlerde bile ortaya çıkıp dans edilmeyecek. Kolumuzdan tutup çekiştirenlere, "Biz anlamayız bu işlerden" denilecek.
* PKK'lı olmadığımızı ispat etmek için Cudi Dağı'na gidilecek ve çatışmalara bizzat katılınacak.
* Medya istediği için, "Polis amcaları hala seviyoruz" demeçleri verilecek.
* Dans ederek topladığımız bağışları kabul etmeyen Çocuk Esirgeme Kurumu'nun müdürü asla bağışlanmayacak.
* Gri giyinilecek, gri giyinilecek, gri giyinilecek, gri giyinilecek, gri giyinilecek.
Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr