Filiz Aygündüz

Filiz Aygündüz

filiz.aygunduz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İlk kitabından bu yana takip ediyorum Melisa Kesmez’i. Vaktiyle Füruzan’ın, Leyla Erbil’in, Tomris Uyar’ın yeni kitapları çıktığında duyduğum heyecanı yaşıyorum onun yeni bir kitabı yayımlandığında. Sevdiğim yazarların yeni kitapları da diyebilirdim. Özellikle üç isim saydım. Çünkü her üçünün de öykülerinden aldığım tat var Kesmez’in öykülerinde. Leyla Erbil’in yazarken çapa attığı insan ruhu denizinin kokusu, yazdıklarında... Her zaman bana derin bir arkadaşlık sunan Füruzan karakterleriyle uzaktan akraba kahramanları. Tomris Uyar’ın raks eden Türkçesi’ni çağrıştıran bir ses tonuna sahip dili. Ama üçünden de farklı, kendine has. 

Haberin Devamı

Bu defa İletişim Yayınları’ndan çıkan “Çiçeklenmeler” adlı romanıyla bana yine aynı heyecanı yaşattı. Üç kıymetli yazarından bir daha yeni bir kitap okuyamayacak öksüz bir okur için büyük bir hediye bu. Yeni kitabında bu defa Türkan’la tanıştırıyor bizi Melisa Kesmez. Türkan küçük bir şehirde dünyaya geliyor. 11 yaşında annesini kaybediyor. Babası yeniden evleniyor. Üvey anne Türkan’ı istemeyince babası onu teyzesine evlatlık veriyor. Liseyi bitirdikten sonra çocukluk aşkı Orhan’la evleniyor. 

Şahahe bir yolculuk 

Biz Türkan’la 24 yıllık eşi Orhan’ı kaybedişinin 40’ı henüz yeni çıkmışken, koyu bir yasın ortasında tanışıyoruz. Kendini “Bütün yaşamımı durarak geçirdim. Bugüne kadar hiç yegane öznesi olduğum bir işe kalkışmadım” diyerek tanımlıyor Türkan. Hayatı boyunca hiç ‘görülmemiş’ bir kadın. Ne anne babası, ne teyzesi ne de kocası… Hiçbiri. O da sadece durmuş yanlarında. Tanıştığımızda da duruyor. Yaşadığı yasla ne yapacağını bilmiyor. Evin her köşesinde ağlıyor, geceleri uyuyamıyor. Yapması gerektiğine inandığı tek şey eşinden kalan sarı karavanı, yine eşinin vasiyeti üzerine satıp bir tatile çıkmak. Ölmeden önce “Bu tatili hak ettin” demiş Orhan. Fakat bunu yapacak gücü yok. Görümcesi Ayşe’nin yardımıyla işe koyuluyor Türkan. Karavanı satacak biri bulunuyor. Satıştan bir gece önce yine uykusuzluktan muzdarip evinin önündeki otoparka park edilmiş karavana iniyor Türkan. Ne oluyorsa oluyor, orada 40 gündür gelmeyen uyku onu koynuna alıyor. 

Haberin Devamı

Önce karavanıyla evinin önünde birkaç gün kalıyor Türkan. Sonra Ayşe’nin evinin bahçesinde. Ve son olarak Balıkesir Kuşkaya’da. Yegane bir özne olarak. Kesmez’in romanında biz de Türkan’la beraber şahane bir yolculuğa çıkıyoruz. 48 yıl durmuş bir kadının usul usul başlayıp hızlanan çiçeklenme serüvenine tanıklık ediyoruz. Ulaş’la ve Ali’yle tanışmasına. Ahşabı yontarken kendisini var etmesine. Görülmenin keyfini sürmesine. Mavi’yle kendi çocukluğunu temize çekmesine. Sonunda ‘bir yaz günü çıplak ayakla balkon yıkama” ferahlığına kavuşmasına. Tüm bu süreçte irili ufaklı çok sayıda deneyim yaşıyor Türkan. Kitabın başında kolumuza taktığı, hikâyesi boyunca sarmaya devam ettiği çileden bir top hayat çıkarıyor.

Son olarak… Melisa Kesmez çok iyi bir yazar. Eminim bugün hayatta olsalar Füruzan da, Leyla Erbil de, Tomris Uyar da bana şahitlik ederdi. “Çiçeklenmeler” ise hayata inandıran bir roman. İçinde bir kitaptan söz ediyor yazar. Orhan’ın ölmeden önce okumaya başlayıp yarım bıraktığı. Türkan’ın tomurcukları bu kitabın içinden patlıyor. O kadar merak ettim ki kitabı. Kim yazmıştır? Adı nedir? Bilmiyorum. Ama şu kadarını söyleyebilirim, eğer o bir Melisa Kesmez kitabı olsaydı, Orhan 24 yıl hem kendisini hem Türkan’ı hapsettiği evinden hayata bir pencere açabilirdi.

Haberin Devamı

İyi bir kitap okumanın tarifsiz mutluluğu, “Çiçeklenmeler”in içindeki rengârenk tarhlarda boy veriyor. Türkçenin rahiyası esiyor satır aralarında. Gerisi hayat.

İyi pazarlar.