Fazilet Şenol

Fazilet Şenol

fazilet.senol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gökyüzüne sadece bakmadılar. Onu okudular, anladılar, anlam yüklediler. Çünkü eski Türkler için gök, yalnızca bir atmosfer değil; Tanrı'nın evi, zamanın dili ve geleceğin aynasıydı.

Bugün burç yorumu deyip geçilen astrolojinin, aslında binlerce yıl öncesine dayanan derin bir dünya görüşü olduğunu anlatıyor Prof. Dr. Salih Yılmaz. Üstelik bu sistemin temel taşlarını koyanlar arasında Türklerin olduğu görüşü hiç de yabana atılacak gibi değil. Hatta Rus araştırmacı Sofi Tram Semen, ilk astrolojik sistemin Türklerce kurulduğunu öne sürüyor.

Haberin Devamı

Gökte olup biten her hareket, Eski Türkler için Tanrı'nın bir mesajıydı. Onlara göre hayat bir döngüydü; geçmişte yaşanan bir olay, belli aralıklarla yeniden yaşanırdı. Bu anlayış, '12 Hayvanlı Türk Takvimi' ve '12 yıllık döngü' gibi sistemlerin temelini oluşturdu. Her yılın kendine özgü özellikleri vardı ve bu özellikler insanların kaderlerini, hatta devletlerin geleceğini etkileyebilirdi. Prof. Dr. Salih Yılmaz da Eski Türkler arasında burçların yorumlanması ve astroloji ilminin doğuşunun Kök Tengri inancı ile yakından bağlantılı olduğunu ifade etti.

Astrolojinin doğuşunda şamanların ve kamların rolü büyüktü. Onlar Tanrı ile iletişim kurmak, doğanın mesajlarını anlamak ve toplumu yönlendirmek için yıldızlara kulak veriyorlardı. Zaten 'On iki burç, on iki ay, on iki dolunay' gibi yapılarla şekillenen bu sistem, göğü anlamaya çalışan bir halkın kadim bilgisiydi.

Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lugât’it-Türk adlı eserinde bile yılların uğur taşıdığına, bazı yılların savaş, bazılarının bolluk getireceğine inanıldığı anlatılır. Irk Bitig gibi metinlerde ise yıldızlarla ilgili fallar yer alır. Kemik falı, köpük falı, kuş davranışlarıyla yapılan kehanetler… Türkler, yalnızca yıldızlara değil; tüm doğaya bir kâhin gibi bakıyordu.

Türkler Kutup Yıldızı’nı 'Altın Kazık' olarak adlandırıyordu. Onlara göre bu yıldız, göğün direğiydi. Gökyüzünü yeryüzüne bağlayan kutsal bir mihraptı. Ve tabii ki kaderin rotasını da o çiziyordu.

Türkler için burçlar yalnızca karakter çözümlemesi değil, bir zamanlama aracıydı. Evlilik kararlarından göç zamanına, savaş günlerinden tarım takvimine kadar birçok şeyi bu yıldız takvimine göre belirlediler. Çünkü geleceği merak eden her halk gibi Türkler de Tanrı’nın mesajını gökyüzünde aradı.