Bülent Akarcalı - bulent@bulentakarcali.com
Bir ihtilaf halinde ne kadar haklı olduğunuza inanırsanız inanın, muhatabınızı anlamaya çalışmanız gerekir. Anlamak kabullenmek değildir.
Yunanistan’ın Türkiye’ye olan tavrını inceleyip anlamaya çalışırken, sivil ve askeri Yunan bürokrasisinin, basınının, akademik dünyasının ve kilisesinin, gerçek ile gerçek dışını birbirinden ayıramadıklarını fark ettim. Bu tanımın adı şizofrenidir ve zihinsel bozukluktan kaynaklanır. Şizofren hayalinde oluşturduğu gerçek dışı dünyada yaşar ve gerçek dünyada yaşayanları düşman görür. Örneğin:
Hava sahası ihlalleri iddiaları
1930’larda, yani Türkiye’ye çok yakın dost göründükleri bir dönemde, kraliyet kararnamesiyle hava sahalarını 10 mile çıkartıyorlar. Ama bunu 40 yıl sonra 1970’lerde resmen açıklıyorlar. Adaların kara suları ise 6 mil. Dünyanın, benzer ada ve adacıkların olduğu her yerde ise hava sahası = kara suları. Türkiye 10 mili tanımadığı için sürekli ihlal iddialarında bulunuyor.
Gerçek dünyada hava sahası 6 mildir. Ama gerçek dışında yaşayan Yunanistan için 10 mildir. Yakın akrabaları ABD ve AB de hastayı üzmemek için bu duruma göz yumuyorlar.
Lozan Antlaşması
Adalarda askeri yapılanma olamayacağı açıkça belirlenmesine rağmen silahlandırdıkları adalar için başbakanları, “Türkiye’nin, Lozan’ı ihlal ettiğini, antlaşmanın revize edilemeyeceğini” savunarak, “Lozan Antlaşması neredeyse bir asırdır geçerli ve asırlar boyu geçerli olmaya devam edecektir. Tarihin ve coğrafyanın, meşruiyetin ve uluslararası istikrarın gerektirdiği budur” diyor. Var olan ve mantıken inkar edilmesi mümkün olmayan bir gerçeği reddedip kendi sanal gerçeğinde yaşayanın ruh haline siyasi şizofreni tanımı koymayıp da ne yaparsınız?
İşin kötüsü bu ruh haline katlanmaktan başka çaremiz olmadığıdır. Zira şizofreninin kesin tedavisi yoktur ve tedavinin yaşam boyu sürdürülmesi gerekmektedir
KKTC, Arnavutluk-Kosova-Karadağ-Kuzey Makedonya
Bu beş ülke Yunanistan’ın doğrudan saldırı hedefindedir. Açık saldırı 1974’de Kıbrıs devletine karşı yapılmış, diğerlerine ise siyasi ve diplomatik yollardan her türlü baskı, yıldırma ve taciz uygulanmıştır. Boyuna bosuna bakmadan, tarihte ufak kent yönetimleri dahil hiçbir devlet kurmamış, kuramamış ve olmayan bir mirası varmış sayıp (Şizofrenin temel tezahürü halüsinasyon görme) her yerde hak iddia etme hastalığıyla Makedonya adının kullanılmaması için Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve NATO üyeliğinde Makedonya’yı sürüm sürüm süründürmüştür
Arnavutluk’la müşterek deniz üssü
Yarın ne yapacağı belli olmayan tedavisi de mümkün görünmeyen bu şizofrenik hastaya karşı, Türkiye’nin başta Arnavutluk olmak üzere bu beş ülke ile askeri işbirliği ve savunma anlaşması imzalayıp, Arnavutluk’un Adriyatik kıyısında, Yunan sınırına en yakın yere müşterek kara ve deniz üssü kurmayı düşünmemizde yarar vardır.
Kimsenin buna karşı çıkma hakkı ve yetkisi de olamaz. Örnek Yunanistan ile savunma işbirliği anlaşması imzalayıp, burnumuzun dibine deniz üssü kuran ABD’dir.
Osmanlı ve Roma başkenti İstanbul
Fenerbahçe maçından önce Kıbrıs Grek kesiminin şizofrenik basını Yunanistan’ın başkenti İstanbul diye başlık atmış. Bir önceki yazımda belirttiğim gibi İstanbul Roma’dır ve Roma başkentidir. Yunanistan ise bu başkente bağlı bir eyalettir. Zamanı geldiğinde buradan gönderilecek bir vali tarafından yönetilir. Aynen Kanada ve Avustralya’nın Londra’dan gönderilen bir vali tarafından yönetildiği gibi. Tarihlerini ve hadlerini bilmeyenlere, bilmediklerini öğretmek biz Türklere has bir niteliktir.
Konumuzla ilgisi yok ama gündemi kaçırmamak için yazıyorum. Finlandiya Başbakanı Hanım NATO üyeliklerini bir an önce tanımamız çağrısında bulundu. Çok ciddi önerim şudur: Önce, yanına diğer hanım İsveç Başbakanı’nı da alıp gelsinler ve Diyarbakır’da 3 yıldır çocuklarını PKK’dan geri almak için nöbet tutan anneleri ziyaret etsinler. Türk halkına gösterecekleri asgari saygının ifadesi budur.
Not: Güney Kıbrıs’takilere Rum deyip de paye vermeyelim. Onlar Grektir, hiçbir zaman Romalı olmadılar.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024