İSMAİL ÖZCAN- Son günlerde kısa aralıklarla insanımızı derinden üzen katliam gibi trafik kazaları yaşandı. 20 Ağustosta Gaziantep ve Mardin’de yaşanan trafik kazalarında toplam 36, 22 Ağustosta Muğla’da meydana gelen kazada 5, 24 Ağustos’ta Marmaris’te turistleri taşıyan safari aracının devrilmesi sonucu 5, 25 Ağustos’ta TEM Otoyolunun İstanbul Esenler mevkiinde bir otomobilin ağaca çarpması sonucu yine 5 kişi hayatını kaybetti. Beş günün bilançosu 51 kayıptı. Aynı günlerde 1-2 kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazalarındaki kayıplar buna dâhil değildir. Ne yazık ki bu kazalar ilk olmadığı gibi son da olmayacaktır.
Mardin’de freni patlayan tırın büyük bir hızla kalabalığın üzerine dalması, insanların canhıraş feryatlarla kaçışması, tırın altında kalan 20 kişinin hayatını kaybetmesi olayı, TV’lerin haber bültenlerinde seyredenlerin gözünün önünden yıllarca gitmeyecek bir facia idi. Gaziantep’te otoyolda aşırı hız yüzünden devrilen bir yolcu otobüsünün daha önce yaşanmış bir trafik kazası dolayısıyla yol üzerinde bulunan sağlık ve emniyet görevlilerinden ve gazetecilerden oluşan bir kalabalığın üzerine bindirmesi sonucu 16 kişinin yaşamını yitirmesi de ayrı bir facia idi.
15-20 yıl öncesinde yaşanan trafik kazalarında en büyük pay yolların yetersizliğine, elverişsizliğine bağlanıyordu. İnsan ve araca bağlı kusurlar sıralamada daha sonra geliyordu. Ama bugün ülkemizde karayolları ağı gelişmiş ülke standartlarına çok yaklaşmış bulunmaktadır. Ülke genelinde il ve ilçeler arasındaki çok işlek yollar ya otoyol ya da duble yollara evrilmiştir. Geçmişte ölümlü trafik kazalarına en fazla tek şeritli yollardaki hatalı sollamalar sebep oluyordu. Günümüzde trafik yoğunluğu olan güzergahlarda tek şeritli yol hemen hemen kalmadı. Son yaşanan çok ölümlü kazalarda yol olumsuzluğunun rolü yoktur. İnsan kusuru baş etkendir. Nitekim Gaziantep’te 16 kişinin ölümüne sebep olan yolcu otobüsünün hızının 130 km. olduğu tespit edilmiştir. Mardin’de freni patlayan tırla kalabalığın üzerine dalan şoför kullandığı aracın freninin tutmadığını son ana kadar fark etmemiştir. Kusurlu görüldükleri için iki şoför de tutuklanmıştır.
Türkiye’nin önündeki önemli sorunlardan biri, trafik kazalarını kader olmaktan çıkarmaktır. Gelişmiş, ama yol durumu bizden daha elverişsiz ülkelerde bile bizdeki kadar ölümlü trafik kazası olmuyor. Çünkü oralarda sürücüler çok iyi eğitimden ve testlerden geçiriliyor ve hata yapanların da hiç gözünün yaşına bakılmıyor. İlk yapılacak işlerden biri insan unsurunu çok iyi eğitmektir. Sürücü belgelerinin daha sıkı koşullara bağlanarak verilmesidir. Sürücülerin akıl sağlıkları ve sorumluluk duyguları çok daha iyi denetlenmelidir. Bizim insanımız kendini kurallara uymaya zorlayacağına kuralları kendine uydurmaya çabalıyor. Karayolları araçlarının hızlarını denetleme aygıtı olan ve bu araçların kara kutusu sayılabilecek takografların ayarlarını bozarak kendilerini kurtarmaya kalkan şoförler ne yazık ki bu toplumdan çıkmaktadır. Her alanda olduğu gibi trafikte de insan unsurunu iyi eğitmedikçe başka önlemler istenen sonucu vermiyor. Bir zamanlar Karayolları Genel Müdürlüğünün “İçinizdeki trafik canavarını durdurun, o sizi durdurmadan!” sloganı çok yaygındı ve çok etkileyici bir slogandı. Ama onunla bile amaçlanan sonuç elde edilememişti.
Trafik kazalarını kader olmaktan çıkarmak mümkündür ve bunun için yapılacak en önemli şey insanımızın ilkelliğini, bilgisizliğini, bilinçsizliğini; trafikte hız, drift ve benzeri akrobasi düşkünlerinin magandalıklarını ortadan kaldırmaktır!
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024