Asya Varbanova /BM Kadın Birimi Türkiye Direktörü - Bugün Dünya Kadınlar Günü. Her yıl olduğu gibi bu yıl da kadınların yüzyıllardır süren eşitlik ve adalet mücadelesi sonucu zor kazandıkları haklarını kutluyoruz. Bugün aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin tüm toplumlarda hala yaygın olduğunu bize hatırlatıyor. Bu eşitsizlikleri ortadan kaldırmak mümkün ancak çabalarımızı hızlandırmamız gerekiyor. Bu hızla gidersek, küresel olarak ancak 100 yıl sonra toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşabileceğiz.
Günümüzde dünya pandemi, savaş ve çatışma gibi birçok kriz ile mücadele ederken küresel iklim krizi yaşamlarımızı her zaman olduğundan daha fazla etkilemeye başladı. Orman yangınları, seller ve su baskınları, kuraklık gibi doğal afetler yıkıcı gücüyle karşımıza çıkıyor, sıklıkları ve yoğunlukları artıyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) birkaç gün önce yayınladığı son raporu, iklim değişikliğinin etkilerinin tahmin edilenden daha büyük olduğu, doğada ve toplumda ciddi bozulmalara yol açtığı ve çok daha hızlı harekete geçilmesi konusunda bizi uyarıyor.
Eşit katılım kritik önemde
İklim krizi hepimizi etkiliyor ancak bu kriz toplumsal cinsiyetten bağımsız değil. Kadınlar ve kız çocukları, özellikle savunmasız ve dezavantajlı olanlar, ekonomik, sosyal ve kültürel nedenlerden dolayı daha fazla etkileniyor. Kadınlar, dünyadaki yoksulların çoğunluğunu oluşturuyor ve iklim değişikliği tarafından tehdit edilen doğal kaynaklardan geçimlerini sağlıyor. Kadınların tüm dünyada toprak, kredi, tarımsal girdiler, teknoloji, eğitim ve hizmetler gibi iklim değişikliğiyle mücadelelerini güçlendirecek kaynaklara erkeklere göre daha az erişimleri var. Ayrıca iklim, çevre ve afet riskinin azaltılmasıyla ilgili karar alma süreçlerinde de yeterince temsil edilmiyorlar.
Kadınların iklimle ilgili kararlara eşit katılımları etkili iklim eylemi için kritik öneme sahip. 2019’da yapılan bir araştırmaya göre, kadınların ulusal parlamentolarda daha fazla temsil edilmesi daha katı iklim değişikliği politikalarının benimsenmesine ve bu da daha düşük emisyonlara yol açıyor. Yerel düzeyde, kadınların doğal kaynak yönetimine katılımı, kaynakların daha iyi korunması ve yönetimi ile ilişkilendiriliyor.
Sürdürülebilir gelecek
Bu yıl Dünya Kadınlar Gününü, daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için dünyanın dört bir yanında iklim değişikliğiyle mücadelede liderlik eden kadın ve kız çocuklarını takdir ederek kutluyoruz. “Sürdürülebilir Yarınlar İçin Bugünden Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” teması altında, bugün bir kez daha eşit ve adil bir geleceğe ulaşmak için toplumsal cinsiyete duyarlı iklim eyleminin önemini vurguluyoruz. Bu kapsamda 66’ıncısı düzenlenecek olan Kadının Statüsü Komisyonu da iklim krizi ve afet riskiyle mücadelede toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının güçlenmesini merkezine alıyor.
Türkiye iklim kriziyle mücadelede önemli bir adım atarak Paris Anlaşmasını onayladı. Türkiye’de iklim adaletini savunan, güçlü lider ve değişim yaratıcıları olan birçok kadın ve kız çocuğu var. Kadın çiftçiler, üreticiler ve kooperatifler giderek daha fazla sürdürülebilir uygulamalar benimsiyor.
Kadın grupları ve sivil toplum kuruluşları, toplum ihtiyaçları ve öncelikleri hakkında derin bilgiye sahipler ve iklim değişikliği ile mücadelede ve afet riskini azaltmada kilit rol oynuyorlar. Türkiye, Paris Anlaşması’nın uygulanmasına yönelik ulusal mevzuatını ve politikalarını geliştirirken, kadınların bakış açılarını bütünleştirmek, liderliklerini ve karar alma süreçlerine eşit katılımını sağlamak, bu politikaları daha etkin hale getirecek ve kimseyi geride bırakmadan herkese fayda sağlayacaktır.
#BenKadınım
Sürdürülebilir yarınlar için bilgi ve bilgeliğe sahip olanların seslerini duymaya ihtiyacımız var ve dünyanın her alanında ve her köşesinde ilerleme kaydetmek için çalışan kadınlardan ve kızlardan ilham almalıyız. Bu çerçevede Birleşmiş Milletler Kadın Birimi olarak iyi niyet elçisi olduğunu duyurduğumuz ünlü oyuncu Demet Evgar ile birlikte #BenKadınım kampanyasını başlattık. Bu kampanya ile kadınları ve kız çocuklarını hikayelerini paylaşmaya davet ediyoruz. Amacımız, kadınların sözlerinden örülmüş bir dayanışma çemberi oluşturmak. #BenKadınım hashtag’i ile Türkiye’nin dört bir yanından kadınlar kendileri hakkında ne istediklerini, taleplerini, haklarını, hayallerini, farklı deneyimlerini ve çözümlerini anlatacaklar.
Sözüm var diyebilmeliyiz
Demet Evgar ile kadınların seslerini duyurmak, gerçek hayat hikayelerini görünür kılmak, daha kapsayıcı, adil ve eşitlikçi bir geleceğe bir adım daha yaklaşmak için iş birliği yapacağız. Bugün özellikle #BenKadınım, iklim kriziyle mücadelede sözüm var” diyebilmeliyiz.