Diş dolgusu bitirildiğinde diş hekiminin renkli bir parça kâğıt ısırtıp dişlerinizi birbirine vurmanızı isteyerek dolgunuzun yüksekliğini kontrol etmesine rağmen dolguda yükseklik kalabilir. Genelde hastasına da yükseklik olup olmadığını sorsa da uyuşukluğun etkisiyle hasta da var olan yüksekliği anlamayabilir. Uyuşukluk geçip bir şeyler yemeye başladığımızda önce dolgulu dişimizin temas edip diğerlerinin kapanmamasından ya da dolgulu dişimizin temasından sonra ağzımızın kayarak kapanmasından yüksekliği hissederiz. Zaten yükseklik dişin erken temasıyla tüm çenenin yükünü taşımasına sebep olacak ve çok hassasiyet oluşturacaktır. Bu hassasiyet zaman içinde ağrıya dönüşür. Sebebi fazla basınç yüzünden kök ucunda ödem oluşması ve ödemin basınç ağrısı yapmasıdır. Ağrının geçmesi için mutlaka yüksekliğin alınması gerekir. Yükseklik hissediyorsanız diş hekimine kontrole gidip birkaç dakika sürecek işlemle yüksekliği aldırmalısınız. Dolgudaki yüksekliğe alışamazsınız ve sonu genelde büyük ağrılar olur. Yükseklik alındıktan sonra ağrı devam ediyorsa ve kalp atımı şeklindeyse başka bir problem olabilir, diş hekiminize gitmekten çekinmeyin.
Gülüş estetiği uygulamaları, gülüşün estetik, ağzın ise sağlık, fonksiyonunu iyileştirmek ve özgüven kazanmak için son zamanlarda çokça tercih edilmektedir. Bu uygulamaların maliyetlerinin yüksek olması sebebiyle herkes ömür boyu dayanmasını ister ancak estetik diş hekimliği uygulamaları sonsuza dek ağız içinde dayanmazlar. Her şey gibi zaman onları da eskitir. Ömürleri kullanılan malzemeye ve diş hekiminin becerilerine bağlı olsa da ağız sağlığınıza ne kadar iyi baktığınızla da direkt ilgilidir. Estetik diş hekimliği uygulamalarının daha uzun hizmet verebilmeleri için düzenli ağız bakımına özen göstermeli ve diş hekimi kontrollerine gitmelisiniz. Bu uygulamalar zaman içinde her şey gibi eskiyebilir veya ışıltılarını kaybedebilirler. Yaptırdığınız gülüş estetiğinin ömrünü artırmak için size düşen bazı görevler vardır. Bunlardan en önemlisi dişleri düzenli fırçalamaktır. Dişleri fırçalarken aşındırıcı diş macunlarıyla sert fırçalama yaparsanız porselenlerinizin yüzeyleri çizilir ve parlaklığını kaybeder. Bir diğeri diş ipi ve ağız gargarası kullanmaktır. Diş ipi kullanımı dişlerin aralarında kalan artıkların ve bakteri plaklarının temizlenmesi için mutlak gereklidir. Bu sayede estetik dolgular ya da lamine porselenlerle dişler arasında çürük oluşması engellenmiş olur. Diş ipi kullanımı herhangi bir diş hekimliği uygulaması yaptırmamış kişiler için de önemlidir. Şöyle düşünmek doğrudur: Dişimizin yanağa bakan, çiğneyen, damağa bakan ve komşu dişlere bakan olmak üzere beş yüzeyi vardır. Biz fırçayla bu beş yüzeyden iki tanesini yani komşu dişlere bakan yüzeyleri ancak diş ipiyle temizleriz. Diş ipi kullanmayanlarda dişlerin aralarından çürümelerinin sebebi de budur. Diş ipi kullanımı özellikle porselen lamine veya kompozit lamine yaptırmış kişilerde diş eti sağlığının korunması açısından daha önemlidir. Ağız gargaraları kullanırken de bilinmesi gerekenler vardır. Mesela klorheksidin gargaraların uzun süreli ve düzenli kullanımlarında yapılan kompozitler, doğal dişler hatta dilde bile sarı renklenmeler görülebilir. Ayrıca dil papillerinin uzamasına sebep olabilir. Alkollü gargaralar da porselen laminalar ve dişler arasındaki yapıştırıcılar gibi kullanılan malzemelerin çözünmesine sebep olarak yapılan dişlerin uyumlarını bozabilir. Hastalara düşen bir diğer görev de pipo içmek, şişe kapaklarını açmak gibi dişlere aşırı kuvvet verecek kötü alışkanlıklardan kaçınmaktır. Ayrıca geceleri diş sıkmak ya da diş gıcırdatmak gibi alışkanlıklarımız varsa önlemlerini almamız gerekir. Diş hekimi tarafından yapıldıysa mutlaka gece plağı kullanılmalı veya botoks uygulaması yaptırılmalıdır. Diş hekimi kontrollerine düzenli gider ve ağız bakımını düzenli uygularsanız kaliteli yapılmış estetik porselen uygulamalarınızı on yıl ve üzeri sürede kullanmanız mümkündür.
DİJİTAL İMPLANT CERRAHİSİ NEDİR?
Teknoloji alanındaki gelişmeler, diş hekimliği alanında mevcut tedavi yöntemlerinin yenilenmesinde yardımcı olmaktadır. Bu gelişmelerden biri “rehberli implant” uygulamalarıdır. 3 boyutlu görüntüleme ve baskı yöntemlerinin gelişmesiyle ortaya çıkan bu yöntem hekimin bilgisi ve tecrübesiyle özellikle zor vakalarda fayda sağlar. Hekim hastadan alınan üç boyutlu tomografiyi analiz eder ve bu sayede implant yapılacak bölgeler en doğru şekilde tespit edilir. Kullanılan teknolojik cihazlar ve yazılımlar aynı zamanda tedaviye başlanmadan önce implantların son konumu ve bitim protezlerinin de tasarlanmasına imkân sağlamaktadır. Tüm bu tasarlamalardan sonra hastaya uygulanacak implantın yönüne rehberlik eden bir plak hazırlanır ve bu plağın yardımıyla implant uygulanır. Operasyon sırasında dikiş atılmaması ve implantların yapılacak dişlere göre konumlandırılması avantajdır. En büyük dezavantajı ise maliyetidir.