Yeşilay 5 Mart 1920’de İstanbul’da “Hilal-i Ahdar” adıyla kurulmuş, bu nedenle de 1 - 7 Mart tarihleri ülkemizde Yeşilay haftası olarak kutlanıyor. Ahdar Osmanlıcada yeşil anlamına geldiğinden “Hilal-i Ahdar” ismi daha sonra “Yeşil Hilal” ve “Yeşilay” olarak değiştirilmiş olup 1934 yılında da Bakanlar Kurulu kararıyla Yeşilay’a “kamuya yararlı dernek statüsü” verilmiş. Kuruluşundan günümüze bağımlılık türleri arttıkça Yeşilay’ın da tüzüğünde çalışma alanları çeşitlenmiş, alkolden sonra sigara, uyuşturucu madde, kumar ve yakın tarihte teknoloji bağımlılığı Yeşilay’ın mücadele alanına dahil olmuş.
Alkol bağımlılığı
Başlarda keyif için ya da “sosyalleşme” maksadıyla başlayan alışkanlık zamanla bağımlılığa dönüşebilir. Kişi alkol almadığı zaman yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Sürekli her fırsatta alkol alır. Gittikçe aldığı miktarı artırır. Artık alkole bağımlı hale gelmiştir. Alkol vücutta pek çok organda tahribat yapar kalıcı hasar bırakır. Karaciğerde yağlanma ve ileri vakalarda siroza sebep olur. Pankreasın fonksiyonunu bozar pankreatit yapar. Beyinin işlevini bozar. Hafızayı zayıflatır. Dikkat kaybı olur. Erken bunamaya sebep olabilir. Mide şikayetlerine sebep olur ülser ve gastrit başlar. Reflü hastalığına ve belirtilerinin artmasına sebep olur. Ayrıca alkol kullanımı başlangıçta sosyalleşme bahanesiyle başlasa bile ileride sosyal çevre ile hatta aile içi anlaşmazlıkların artışına sebep olur. Şiddet olaylarını tetikleyebilir. Alkollü iken araba kullanımı trafik kazalarına sebep olur. Dünyada alkol kullanan 2 milyar kişinin 76 milyon kadarı alkol bağımlısıdır. Yılda 1 milyon 800 bin kişi bu nedenle hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde ilk tüketim yaşı 11’e kadar inmiştir. İlk kullanım yaşı düştükçe ileriki yaşlarda bağımlı olma riski de artmaktadır.
Bağımlılık korkutucu olmalı
Bağımlılığın her çeşidi insan için değişik derecelerde ama mutlaka olumsuz sonuçlar doğurur. Bu durum davranış bozukluğu ile seyreden psikiyatrik bir hastalıktır. İyileşmesi mümkün olan bu hastalık hem doktor için hem de hasta için hatta hasta yakınları için hep birlikte hareket etmeyi gerektiren son derecede zorlu bir süreci gerektirir. Bağımlılık beyinde bir takım biyokimyasal, hormonal değişikliklere yol açar. Sonuçta da bir tür beyin hastalığı yaratır. Bu hastalığın oluşmasında değişik etkenler rol oynar. Çevresel etkenler, eğitim, aile, arkadaşlar bağımlılığın gelişmesinde değişen derecelerde rol oynar. İçinde bulunulan psikolojik durum, yaşanan olumsuz olaylar, hayatındaki bir takım boşlukları doldurma isteği insanı farklı bağımlılıklara doğru itebilir. Başlarda masum gibi görünen alışkanlıklar bir bakarsınız ki vazgeçilemeyen bir bağımlılığa dönüşebilir.
Tütün bağımlılığı
Bir kardiyolog olarak üzerinde hassasiyetle durduğum bir konudur. Maalesef ülkemizde tütün bağımlılığı, sigara, nargile, pipo, puro kullanımı oldukça yaygın olup elektronik sigara kullanımıyla birlikte bu alışkanlık daha da artarak gittikçe daha küçük yaşlara kadar iner. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü aynı zamanda kardiyolog olan Prof. Dr. Cevdet Erdöl’ün 2008 yılında Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı iken sürdürdüğü çalışmalar sayesinde çıkarılan “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesi” ile ilgili yasa sonrasında Türkiye’nin bu yarası büyük oranda hafifledi. Cumhurbaşkanımızın tütünle mücadele çalışmalarına verdiği sağlam destek, Yeşilay’ın ve Sağlık Bakanlığımızın kayda değer çalışmaları sayesinde koruyucu sağlıkta çok önemli olan bu konu hakkında toplumun bilinçlenmesi büyük değer taşır. Tütün kullanımı sadece kalp damar ve akciğer sağlığını tehdit etmekle kalmaz, kanser gelişiminde ve mide hastalıklarında da olumsuz derecede rol oynar. Bu derece tehlikeli bir bağımlılıktan kurtulmak için hiçbir zaman geç değildir. Sigarayı bıraktıktan 2 saat sonra nikotin vücudunuzu terk etmeye başlar, 6 saat sonra kalp atış hızı ve kan basıncı düşmeye başlar, 12 saat sonra sigara dumanından kaynaklanan zehirli karbonmonoksit kan dolaşımınızdan temizlenir ve ciğerlerinizin daha iyi çalışmasını sağlar, 2 gün sonra tat ve koku duyularınız keskinleşir. 2-12 hafta içinde kan dolaşımı iyileşir, bu da yürüme, koşma gibi fiziksel aktiviteleri kolaylaştırır, 3-9 hafta sonra öksürme, nefes darlığı, hırıltı gibi problemler azalır ve akciğerleriniz güçlenir. 5 yıl içinde kalp krizi riski yarı yarıya azalır. 10 yıl sonra akciğer kanseri riski yarıya inerken kalp krizi riski hiç sigara içmemiş bir kişinin riskiyle aynı orana düşer.
Teknoloji bağımlılığı
Hayatı kolaylaştırıcı özellikleri nedeniyle teknolojinin pek çok alanda sayısız faydaları vardır. Tıptaki kullanımı biz doktorların işini kolaylaştırır, tanı ve tedavideki başarıyı artırmada faydası büyüktür. Ancak özellikle çocuklarda ve gençlerde daha yaygın olarak görülen bağımlılık hali bu sefer fayda yerine zarar vermeye başlar. Gözlerde yanma, bozulma, beden duruşunda bozulma, sosyalleşmede gerileme, uykusuzluk, obezite gibi pek çok sorunu da beraberinde getirebilir.
Ayrıca kumar ve madde bağımlılıkları da hem kişi hem de toplum için ciddi bir sorun teşkil eder. Zararın neresinden dönülse kardır misali bu bağımlılıklardan vazgeçmek için umudunuzu kırmamalı ve bu konuda Yeşilay’ın yardımlarından faydalanmalısınız.