Yaz ayları senenin en güzel zamanlarından sayılır. Günlük güneşli, aydınlık günleri, ılık ya da sıcak yaz akşamları izler. Teraslarda, balkonlarda açık havada keyifle zaman geçirme fırsatı olur. Günler de uzamıştır, daha bereketlidir. Havuza denize gidilip yaz tatili yapılır. Buraya kadar her şey güzel ama bir de bize bu keyfi özellikle de akşamları kulağımızın dibinde sinir bozucu sesiyle vızıldayarak gezen sivrisinekler zehir etmese. Yazın sıcaktan bunaldığımız için ya da temiz hava gelsin diye açtığımız pencereden güzel güzel esen hava ile birlikte içeriye girip hem vızıltısıyla sinir ederek hem de oramızı buramızı sokup ısırıp hatır hatır kaşındıran ve uykumuzu kaçıran bu yaratık sadece kanımızı emmekle de kalmıyor bir de bize hastalık da bulaştırıyor.
Çeşitleri var
Türkiye’de 62 farklı sivrisinek türü var. Özellikle Karadeniz ve Marmara bölgelerinde siyah beyaz çizgileriyle dikkat çeken sivrisinekler Latince isimleri Aedes albopictus (asya kaplan sivrisineği) ve Aedes aegypti (sarı humma sivrisineği) olan Güneydoğu Asya kökenli sivrisineklerden. Günümüzde dünyanın birçok bölgesinde görülen bu türler, Türkiye’de de artık görülüyor. Aedesler çok az miktarda suyun varlığında yani saksı altlarından yağmur suyu birikmiş kovuklara kadar her yerde çoğalabiliyor. Aedesler şehirlerdeki yaşam koşullarına uyum sağlamış olduklarından dolayı ‘şehir sivrisinekleri’ olarak da adlandırılıyor. Aedes albopictus chikungunya, dang humması ve dirofilariasis virüslerini, Aedes aegypti ise sarı humma, dang humması, chikungunya ve Zika virüslerini taşıyabilir. Sivrisineklerle bulaşan hastalıklar arasında en iyi bilinen sıtma hastalığı anofel cinsi sivrisineklerle taşınan plazmodium isimli parazitlerin yaptığı bir hastalıktır. Tekrarlayan titremeli ateş ile seyreden bu hastalıkta karaciğer, dalak büyür ve devamında da sarılık ve kansızlık gelişebilir. Solunum şikayetleri ile zatürre de gelişebilir. Vaktinde ve doğru bir şekilde tedavi edilmediğinde hastalık ölümle de sonuçlanabilir.
En çok bulunduğu alanlar
Çift kanatlılar takımından olan bu ufak sinek iyi bir uçucu değil ama rüzgar yardımıyla da uzaklara kadar gidebiliyor. Hatta çok katlı apartmanlara da bir güzel uçuyor, tırmanıyor. Ben şu ufacık üflesem yolunu değiştireceğim canlının annemin Ataköy’de oturduğu sekizinci kata kadar nasıl çıktığına hayret ederdim. Sayıları da nedense hatırı sayılır kadar fazla sanki ordu gibi dolaşıyorlar mübarekler. Birinden kurtuluyorsun öbürü çıkıyor. Sabaha kadar avcı gibi dolaşmak gerek. Bu bölgede sayılarının bu kadar fazla olması karşıda deniz, yakındaki malum dereden kaynaklanıyor. Bir de Ataköy’ün aslında en güzel özelliği olan yeşillik alan. Sivrisinekler; durgun sulara yumurtalarını bırakmak suretiyle ürüyorlar. Dolayısıyla deniz, havuz ya da durgun su birikintilerinde çok miktarda bulunuyorlar. Yeşillik alanlar da onların sevdiği yerler.
Neden kan emiyor?
Ergin yani yetişkin sivrisinekler çiçekli bitkilerin nektarlarıyla besleniyor. Ancak dişileri ayrıca kan emiyor çünkü yumurta geliştirebilmek için yüksek kaliteli proteine ihtiyaçları var. Hayvanlardan da daha çok memelilerden kan emme yönünde evrimleşmişler, çünkü en yüksek kaliteli protein memelilerde bulunuyor. Erkek sivrisinekler kan emmiyor.
Kimlere daha çok geliyor?
Karbondioksit salınımı sivrisinekleri de çekiyor. Solunum sırasında karbondioksit saldığımız için sivrisineklere de davetiye göndermiş oluyoruz. Dolayısıyla bu çekim salınan karbondioksit miktarıyla doğru orantılı olarak artıyor. Hamilelerde bu miktar fazla ayrıca spor yapanlarda da. Sporda salınan laktik asit de sivrisineklere cazip geliyor. Ayrıca ter ve idrar kokusu da sivrisinekleri çeken sebeplerden. Bu nedenle fırsat buldukça duş almak önemli. 0 kan grubunda olanları daha fazla ısırdığı bilimsel olarak kanıtlanmış. Ayrıca koyu renk giysiler de sivrisinekleri çekiyor.
Isırınca ne yapmalı?
Bu arada neden sivrisineğin ısırdığı yerin şişip kızarıp kaşınmasının sebebi de kanımızı bir güzel şapır şupur emerken cildimize bıraktığı tükürüğüne olan bağışıklık cevabımızdan geliyor. Yani aslında bir tür alerjik tepki. Bu nedenle sivrisinek kaşıntılarına antialerjik antihistaminik kremler iyi geliyor. Şişmeyi önleyen antienflamatuvar kremler de bir çözüm. Ama asıl önemlisi bazen hoyratça kaşıdığımız yerin yara olup mikrop kapmaması gerekiyor. Sivrisinek ısırırken mikrop bırakmamış bile olsa yara olan yerden başka mikrobun girip başımıza dert açması olasıdır. Bu nedenle ısırılan yeri önce sabunlu suyla yıkayıp gerekirse antiseptik, dezenfektan uygulamak yerinde olacaktır.
Korunmak için…
Sivrineklerin üremesine imkan sağlayan su birikintilerini ortadan kaldırmak, mekanik engel ile pencereye tül, cibinlik vs kullanmak bir ölçüye kadar çözüm olabilir. Açık renkli ve terletmeyen bol giysiler giymek sık duş almak da iyi bir çözümdür. İlaçlama yapmak sivrisinek kovucu sprey ilaçlar, odada bulundurulan elektrikli ilaçlar da bir çözüm olabilir. Bir de kimyasal içermeyen normal şartlarda bizim duyamayacağımız ultrasonik dalga yayan bileklikler de bir çözüm olabilir. Bir de sivrisineklerin sevmediği ama bize hoş gelebilecek kokular, uçucu yağlar kullanılabilir. Bunların arasında limon, lavanta, nane, fesleğen ve karanfili sayabiliriz.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024