Salgın başladığından beri risk grubundaki kişiler tanımlanırken hep hipertansiyon ve kalp hastaları bu grup içinde üst sıralarda sayıldı. Zaten kendi başına birçok komplikasyonlara sebep olan ve yakın takip gerektiren bu kronik hastalıklar bir de hepimizin korktuğu bu salgına karşı insanı daha hassas hale getiriyorsa, bu hastalar ne yapacağız diye haklı olarak kaygılanabilirler.
‘Anayasa’ya uyun
Öncelikle kaygıya gerek yok, Kovid-19’un herkese bulaşma ihtimali ne kadarsa size de aynıdır yani başkalarına bulaştığından daha yüksek ihtimalle size bulaşacak değil. Üstelik özellikle elinizi yüzünüze götürmeden önce sabunla yıkarsanız ya da su ve sabun bulamadığınız yerde kolonya ya da el dezenfektanı kullanırsanız, evde kalıp mecbur olmadıkça dışarı çıkmazsanız, çıktığınız zaman maske takarsanız, sosyal mesafeyi her zaman korursanız daha doğrusu Sağlık Bakanlığımızın önerdiği 14 kuralı Kovid-19 anayasası gibi uygulamaya dikkat ederseniz size bu virüsün bulaşma ihtimali de yok denecek kadar azalacaktır.
Damar sağlığı
Kalp-damar hastalığı ve hipertansiyona yakalanma oranı yaş ilerledikçe artar. Halk arasında damar kireçlenmesi olarak da bilinen ve bizim ateroskleroz diye adlandırdığımız damar tıkanıklığı genç yaşlardan itibaren gelişmeye başlasa da, ancak belirli bir zaman geçtikten sonra ve yaş ilerledikçe hastalık oluşturmaya başlar. Bu nedenle kalp-damar hastalığı ileri yaş hastalığıdır. Bu hastalığa ait risk faktörlerini sayarken ileri yaşta olmayı da sayarız. Aslında yaş konusunda istisnalar da olabilir. Zira yüzümüze, cildimize ne kadar bakıyor, krem sürüp nemlendiriyorsak, yememize içmemize, uykumuza dikkat edip sigara kullanmıyorsak cildimiz de o kadar genç görünecektir. İşte damarlarımızın da yaşı biyolojik yaşımıza göre böyle değişir. Damar sağlığımıza ne kadar dikkat edersek, sigara içmezsek kalp damarlarımız da o kadar genç görünecektir. Bunların aksini yaparsak da vaktinden evvel yaşlanacaktır. Hipertansiyon da benzer şekilde damar yaşlanmasıyla ilgilidir. Nasıl ki yaş ilerledikçe cildimizin elastikiyeti azalır ise damar duvarının da bu özelliği azalacak ve damar içindeki kanın yaptığı basınca karşı hipertansiyon ortaya çıkacaktır.
Yaşlandıkça bozulur
Yaş ilerledikçe vücudun yaşlanmasına bağlı olarak kalp ve damar sisteminin haricindeki diğer tüm organlar da yaşlanacak ve fonksiyonları ya bozulacak ya da yavaşlayacaktır. Bunların arasında bağışıklık sistemimiz de yer alır. Mikrobik hastalıklara karşı ileri yaştaki kimseleri kırılgan yapan en önemli sebep yaşlanma ile beraber bağışıklık sisteminin de bozulmasıdır. Bu nedenle Kovid-19 hipertansiyon ve kalp hastalarında ağır seyrediyor derken, daha çok kastedilen grup ileri yaştaki hastalar olacaktır.
İlacınızı bırakmayın
Kovid-19 salgını sırasında hipertansiyon hastalarının kafalarını karıştıran bir soru ortaya atıldı. Kovid-19 virüsü insan hücresine girmek için ACE2 yani anjiyotensin converting (dönüştürücü) enzim 2 adı verilen bir proteini kullanır. Hipertansiyon tedavisinde çok yaygın olarak kullanılan bir ilaç grubu da ACE inhibitörleri yani anjiyotensin konverting enzim inhibitörleri ve (ARB)’ler yani anjiyotensin reseptör blokerleridir. Buradan yola çıkarak bu tansiyon ilaçlarının virüse yakalanma ihtimalini artırdığı iddiası ortaya atılmıştır. Bu söylentilerin ardından American Heart Association, The American College of Cardiology, The Heart Failure Society of America, The European Society of Cardiology Council on Hypertension gibi Avrupa ve Amerika’daki kalp cemiyetleri ise resmi bir duyuru yapmak zorunda kaldılar. Böyle bir nedenden tansiyon hastalarının ilacını kesmeye ya da değiştirmeye gerek olmadığını, eldeki verilerin bilimsel bir karşılığı olmadığını ifade ettiler. Hatta bu arada bu iddiaların tam tersi olarak bu ilaçların akciğerlerde virüslere karşı faydalı olduğu konusunda da fikir yürütenler oldu. Şimdilik her iki fikre de bilimsel olarak şüpheyle yaklaşılıyor. Sonuçta hipertansiyon hastalarına da ilaçlarını değiştirmemeleri öneriliyor.
Kontrolü ihmal etmeyin
Gelelim hipertansiyon ve kalp hastalarımızın neler yapacağına. Bu zamanda insanlar korona kaparım korkusuyla evden dışarı çıkmaya korkuyor, hele hastanelerin önlerinden bile geçmeye çekiniyorlar. Bu çok makul ve anlaşılabilir bir durum ama nereye kadar olmalı? Sonuçta hipertansiyon da kalp-damar hastalığı da Kovid-19’dan belki daha korkutucu seyredebilen hastalıklar ve aynı zamanda düzenli takip ile kontrol gerektiren hastalıklardır. Bu nedenle birçok hastanede olduğu gibi benim çalıştığım hastanede de bu hastalara özel olan poliklinikler korunuyor yani hastalık bulaşma riski de başka bir ortamdan daha fazla değil, hatta daha iyi olduğu bile söylenebilir. Zira biz hastane çalışanları olarak yakın takipteyiz. Kovid-19 açısından tetkiklerimiz yapılıyor. Hastanedeki her yer birçok başka yere oranla daha sık dezenfekte ediliyor. Herkes koruyucu ekipmana sahip ve gelen hastaya mutlaka maske veriliyor. Bu nedenle hipertansiyon ve kalp hastalarımız eğer gerekiyorsa hastaneye gelmekten çekinmemeli, kontrol zamanlarına kadar da ilaçlarını aksatmamalıdır.