İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu Ankara’da basın kuruluşlarının temsilcileriyle ilk kez bir araya geldi. Katılımın yüksekliği dikkat çekiciydi. Geçtiğimiz günlerde Anadolu Yayıncılar Federasyonu CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ağırladığında uzun bir aranın ardından nadiren aynı toplantıda yan yana gelen basın kuruluşlarının temsilcileri buluşmuştu. Bu da onun bir benzeri ama daha geniş katılımlısı oldu. Yaklaşık 50 civarında kuruluşun temsilcisi katıldı. İmamoğlu söze toplantının düzenleneceği duyulur duyulmaz yapılan “Ankara’ya ısınıyor” yorumuna atıfla başladı ve “Böyle bir durum yok. 5 yaşından beri geliyorum Ankara’ya. Anıtkabir’de dua edince huzur buluyorum” dedi. Onun için Ankara’ya ısınma amacı taşımıyor olabilir ama Ankara gazetecilerinin bildiğim kadarıyla çoğu için İmamoğlu’nu bizzat değerlendirme deneyimi ilkti. Bir Ankara tartısı işledi tabi ki.
İmamoğlu sunum yaptığı ilk bölümde her iki şapkasıyla da konuştu. Ancak soru cevap bölümünde yöneltilen sorular ağırlıklı olarak İBB şapkasına ve CHP kimliğine yönelik oldu. “Bugün itibarıyla bu seçimi kazanacak bir iktidar önümüzde yoktur. Bu seçimi kaybedersek bir tek muhalefet olarak biz kaybederiz. Kendi hatalarımızla, eksiklerimizle, uyuşmazlığımızla ya da hazırlıksız olmamızla kaybederiz” sözü, gazetecilerin en çok dikkatini çeken ve açmasını istedikleri cümleleriydi.
İstanbul Barosu Başkanı seçilen İbrahim Kaboğlu’nun Anayasa’nın ilk dört maddesi konusunda yaptığı “Değişmez maddelere olumlu anlamda dokunulabilir” sözlerine tepki gösterirken Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın “AY m.4 çok net hocam. AYM iki defa bu konuda karar verdi ve 4. madde ilk 3 maddeyi koruduğu için kendisi de değiştirilemez dedi. Size göre olumlu olması durumu değiştirmiyor” tepkisinden geri kalmadı. İmamoğlu, “Bu dört maddenin Türkiye’mizde mevzu edilecek bir pozisyonu ve durumu yoktur. Bu çok net. Bu bağlamda yapılan açıklamayı çok talihsiz bir başlangıç açıklaması olarak görüyorum Sayın Kaboğlu adına. Tabii ki avukatları temsil ediyor, baronun bir tercihi var, ona bir şey diyemem. Ama talihsiz bir açıklamadır. Kötü bir başlangıç yapmıştır, üzüldüm şahsı adına” dedi.
FETÖ lideri Gülen’in ölümünü “Allah bildiği gibi yapsın isterim. Başka bir önemi yok benim için. Bu ülkeye çok büyük bir travma yaşatılmıştır” sözleriyle değerlendiren İmamoğlu, başka örgütlerin üreme ve türeme kapasitesi olduğuna vurgu yaptı. İBB Başkanı “Ben yeni tehditleri daha çok önemserim” dedi. Hakkında İstinaf’ta devam eden dava konusunda “ciddi bir yargısal tacize uğradığımı düşünüyorum” ifadesini kullanan İmamoğlu “yargıçlara güvenmek istiyorum. Ve istinafın da bu işi artık sonlandırarak gündemden çıkarmasını istiyorum “ diye konuştu. İmamoğlu’na buradan yola çıkarak hakkındaki davaya karşı yakın çevresinin CHP Genel Başkanı olması önerisi getirdiğine dair yorumları sordum. İBB Başkanı, “Ben öyle bir fırsatçı insan değilim, öyle bir gündemin parçası olmam. Ama bir süreç gelişir, oluşur ya da dönemimin sonu olur, başka bir vesile olur. Oluşana kadar istanbula hizmet etmeyi çok önemli buluyorum ve başarılı olmayı istiyorum. Öyle bir gündemim yok” diye cevap verdi.
“Cumhurbaşkanı adayı mısınız?” sorusuna önce “ne hikmetse o soruyu duymuyorum” diye başlasa da asıl sonra söylediği cümleler cevap niteliğindeydi. İmamoğlu “her gün yazılan, çizilen bir pozisyona evrildi. Bu gerçekten bizi yoran bir süreç. Biz zaten yola çıkmış durumdayız” dedi. Ama CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Yavaş ile birlikte ikisi için kullandığı “forvet” benzetmesine mesafesini de kayıtlara “sempatik bir eleştiri” tanımıyla geçirdi. “Bu işin sağ açığı, sol açığı olmaz. Yol arkadaşlığı müessesi benim için önemlidir. Bunu ben genel başkanımla da paylaştım, paylaşmadığım bir duygu değil” ifadesini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis açılışındaki el uzatmasıyla başlayan ve kimilerine göre yeni bir süreç başlangıcı olan gelişmeler için ise “bu bir seçim stratejisi ise, masaya pazarlık unsuru olarak getirilecekse valla hiç getirmesinler. Zarar verirler yarın iyi bir dönemin oluşmasına. Pazarlık değil, samimi konuşulma meselesi bu. Samimiyeti de inşa etmenin yöntemleri var” dedi