Günümüzde küresel refaha yönelik en büyük tehditlerden biri, eşitsizlik. Dünya ekonomisinde son yıllarda ekonomik büyüme açısından önemli bir yol kat edilirken ne yazık ki gelir dağılımı giderek daha adaletsiz hale geldi.
Bu yüzden, ülkelerin ekonomi politikalarının büyüme ve istikrar kadar gelir dağılımı adaletine de odaklanması gerekiyor. Gelir dağılımının adaletli olması, sadece kişi başına düşen ortalama gelirin artması anlamına gelmiyor. Asıl önemli olan, toplam gelirin ülke nüfusunun küçük bir kesiminin elinde yoğunlaşması yerine tüm kesimlere adil olarak dağılması.
Gelir dağılımı eşitsizliği eğitim imkânlarına erişimden sağlık ve refahın dağılımına kadar pek çok konuda toplumu etkiliyor. OECD verileri itibariyle ülkeler arasında belirgin farklılıklar olmakla birlikte, eşitsizliğin yükseldiği görülüyor.
Gini katsayısı nedir?
Gelir dağılımı adaletini ölçmek için kullanılan yöntemlerden biri, Gini katsayısını hesaplamaktır. Bir ülkede yaratılan gelirin dağılımının eşit olup olmadığını ölçmek için kullanılan Gini katsayısı, 0 ile 1 değerleri arasında değişiyor. Bir toplumda gelir adaletli olarak paylaşılmışsa, Gini katsayısı azalıyor ve 0’a yaklaşıyor. Aksine gelir adaletsiz şekilde paylaşılmışsa, Gini katsayısı yükseliyor ve 1’e yaklaşıyor. Örneğin toplumdaki tüm geliri sadece bir kişi almışsa, Gini katsayısı 1’e eşit oluyor.
OECD istatistikleri
Geçtiğimiz günlerde, gelir dağılımı ve yoksulluk istatistiklerine göre OECD ülkeleri için Gini katsayıları hesaplanarak, söz konusu ülkeler Gini endeksine göre sıralandı. OECD’nin yayınlanan son gelir dağılımı ve yoksulluk istatistiklerinin yer aldığı aşağıdaki tablodan da görüldüğü üzere, gelir dağılımı adaletsizliğinin en yüksek olduğu ülkeler Şili, Meksika, Türkiye, ABD ve İsrail.
Buna karşılık, pek çok sosyo-ekonomik göstergede olduğu gibi, Danimarka, İsveç ve Norveç gibi İskandinav ülkeleri gelir dağılımı adaleti açısından da parmakla gösteriliyor. Başka bir ifadeyle, İskandinav ülkeleri Gini katsayısının sıfıra en yakın olduğu, dolayısıyla adaletsizliğin en az yaşandığı ülkeler.
Türkiye’de dağılım eşitsiz
Gelir dağılımı adaleti için yol haritası belli
2012 yılı itibariyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, MEB, SGK, Vakıflar Genel Müdürlüğü, YURTKUR ve belediyeler gibi kuruluşlar tarafından yapılan kamu sosyal yardım harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 1.40. Sosyal yardımlardan yararlanan 6.4 milyon kişi, 2.1 milyon hane var.
Kalkınma Bakanlığı’nca açıklanan 2014 yılı programında, yoksulluğun azaltılmasında ve gelir dağılımının iyileştirilmesinde düşük gelir gruplarına yönelik sosyal koruma harcamalarının önemi vurgulanmış ve aşağıdaki temel amaçlar ortaya konulmuştu:
- Yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında bulunan kesimlerin fırsatlara erişimlerinin kolaylaştırılması yoluyla ekonomik ve sosyal hayata katılımlarının artırılması ve yaşam kalitelerinin yükseltilmesi,
- Gelir dağılımının iyileştirilmesi,
- Yoksulluğun azaltılması.
Program hedefleri doğrultusunda, yoksulluğun bir kuşaktan diğerine aktarılmasının önüne geçilebilmesi için alt gelir gruplarına yönelik eğitim alanındaki sosyal yardımların GSYH içindeki payının artırılması, önemli sonuçlar yaratabilir. Umarım tüm dünyada eşitsizlik tablosu bir an önce değişir ve çocuklarımız zenginle yoksul arasındaki uçurumun kapandığı daha iyi bir dünyada yaşama şansına sahip olurlar.