Uluslararası Çalışma Örgütü’nün tahminlerine göre, küresel düzeyde yaklaşık 2 milyar kadar kayıt dışı çalışan var. Hem virüse karşı riskleri daha yüksek hem de alınan virüs önlemleri onları daha da yoksullaştırıyor.Kovid-19 salgınının işgücü piyasası üzerindeki etkilerini daha önceki yazılarımda kaleme almıştım. Salgın nedeniyle küresel düzeyde ne yazık ki hem milyonlarca iş kaybı hem de halihazırda zaten zorlu şartlar altında çalışan kesimlerin daha da dezavantajlı duruma düşmesi gibi riskler söz konusu. Bu anlamda, en fazla risk taşıyan gruplardan biri de kayıt dışı çalışanlar. Kovid-19 salgınında kayıt dışı çalışan ve düşük gelirli kişiler, bir yandan virüse maruz kalma açısından daha büyük risk taşırlarken, diğer taraftan bu grubun kırılganlığı ve karşı karşıya kaldığı yoksulluk da artacak.
2 milyar kişi
Türk – İş, Hak – İş ve TİSK’in başarıyla uygulanan kısa çalışmaya yönelik ortak talepleri var: Sürenin uzamasını, şartların esnemesini ve fark ücreti veren işverene teşvik istiyorlar
20 Nisan 2020 itibariyle 268 bin 717 işyerinde 3 milyon 44 bin 420 çalışan için kısa çalışma devrede. Kısa çalışmaya gidilen işyerlerinin yüzde 40’ı imalat sektöründe.
Başvuran işverenlerin yüzde 51’inin işyerlerinde 1 ila 3 kişi istihdam ediliyor. 10’dan az çalışanı bulunan işyerlerinin toplam kısa çalışmaya başvuran işyerleri içinde oranı yüzde 79.6. Yani kısa çalışmaya çok büyük ölçüde KOBİ’ler tarafından başvurulduğunu söylemek mümkün.
Diğer yandan sendikaların örgütlü olduğu kurumsal işyerlerinde de kısa çalışmaya gidilmiş durumda. Özellikle büyük üretim tesislerinde pek çok işçi kısa çalışma ödeneğinden faydalanıyor.
Sevindirici gelişme
Türk - İş, Hak - İş ve TİSK geçtiğimiz hafta içinde kısa çalışma uygulaması
Kanunlara göre işçiler haftada bir en az 24 saat dinlendirilmek zorunda. İşçi bu haktan kendi rızasıyla bile vazgeçemez. İşverenler de, “Ücretini fazla fazla veriyorum” diyerek işçisini hafta tatili vermeksizin sürekli çalıştıramaz. İş yoğunluğu gerekçesiyle de haftalık tatil ileri bir tarihe ertelenemez.
Çalışanların sağlığının korunması bakımından haftada en az yirmi dört saat dinlendirilmeleri gerekmektedir. Bu nedenle hafta tatili hakkı uluslararası düzenlemelerde olduğu gibi bizim hukukumuzda da korunmuştur. Hafta tatili çalışan için bir hak olduğu kadar, işçinin dinlenmesini sağladığından iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasında da önemli bir araçtır. İşçinin talebi veya onayı olması halinde dahi bu haktan vazgeçilememekte, işveren fazla ücret ödediğini belirterek yaptırımlardan kaçamamaktadır.
Pazar günü şart mı?
Hafta tatilinin devamlı şekilde aynı günde kullandırılması zorunlu olmadığı gibi pazar günü kullandırılması da kural olarak zorunlu değildir. İşveren işin gereğine göre hafta tatilinin
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verileri, yeni tip koronavirüs salgınının (Kovid - 19) gerek çalışanlar, gerekse işletmeler açısından önemli sonuçları olduğunu ortaya koyuyor.
Ancak ne yazık ki tek sorun bu değil. Pek çok ülkede normalleşme sürecinin hayata geçirilmesiyle işe dönen çalışanlar için yeterli koruma olmadıkça, salgında ikinci dalgadan endişe ediliyor.
Bu bakımdan, 4 - 10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftasını henüz geride bıraktığımız bu günlerde, küresel salgınla verilen mücadelede iş sağlığı ve güvenliğine daha fazla odaklanılması gerekiyor.
Dayanıklı mıyız?
ILO’ya göre, tüm işverenlerin çalışanlarının koronavirüse maruz kalma riskini asgariye indirmek için risk değerlendirmesi yapmaları son derece önemli. Gereken iş sağlığı ve güvenliği kriterlerinin çalışanlar işe dönmeden önce sağlanması gerekiyor.
ILO söz konusu kontrollerin yapılmaması durumunda, ülkelerin virüsün tekrar yayılması riskiyle karşı karşıya gelebilecekleri hususuna dikkat çekiyor.
Bug
Yazı dizimizin ilk üç gününde emekliliğe ilişkin akıllara takılan konulara açıklık getirmeye çalıştık. Yazı dizimizin son gününde koronavirüs salgını sürecinde kısa çalışma ya da nakdi ücret desteğinin emekliliğe etkisine ve bu süreçte emeklilik için yapılacak başvurulardaki önemli bir kolaylığa değineceğiz.
Ertelemeye gerek yok
Koronavirüs nedeniyle alınan tedbirler çerçevesinde 3 ay boyunca iş sözleşmelerinin işveren tarafından feshedilmesi mümkün değil. Ancak emekli olmak için istifa eden çalışanların işten çıkış işlemleri yapılabiliyor. Dolayısıyla emeklilik için prim gün sayısını doldurmuş kişiler bu süreçte emeklilik işlemlerini başlatabilirler.
Sağlık sorunları sebebiyle erken emeklilik mümkün. Yazı dizimizin bu bölümünde malulen emeklilik ve engelli hakkıyla emeklilik için şartları birlikte inceleyelim.
Emekliliğe ilişkin çokça sorulan sorulardan biri, sağlığını yitirenlerin erken emekli olup olamayacağı konusunda. Hastalanan, ameliyat olan ve rapor alıp işine devam edemeyenlerin aklında nasıl emekli olacakları sorusu vardır.
Sosyal güvenlik mevzuatımız kimlerin sağlık sorunları sebebiyle erken emekli olabileceklerini düzenlemiştir. Bu çerçevede, iki emeklilik kavramı öne çıkar. Bunlardan ilki ‘malulen emeklilik’, diğeri de ‘engelli hakkıyla emeklilik’ kavramıdır. Malulen emeklilik ile engelli emekliliği arasında bazı farklar vardır.
Yüzde 60 kayıp şartı
Malulen emekli olabilmek için gerekli ilk ve en önemli şart, çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğuna dair sağlık kurulu raporudur. Bu raporun alınabilmesi için kişilerin ilk olarak bulundukları il veya ilçedeki SGK merkezlerine başvurmaları ve yetkili hastanelere sevk edilmeleri gerekir.
Kişiler doğrudan
Bütün dünyada olduğu gibi, emekli olunca alacağımız aylık, çalışırken kazandığımız maaşla aynı olmuyor, emekli olunca hak ettiğimiz aylık miktarı azalıyor. Dizimizin ikinci bölümünde bugün, emekli aylığının nasıl hesaplandığını, işçi, memur ve Bağ-Kur emeklilerinin emekli aylığına etki eden unsurları açıklayacağız. Ayrıca, en çok merak edilen sorular arasında yer alan, “Emekli aylığı, çalıştıkça düşüyor mu, aylıktaki azalmayı engellemek mümkün mü” sorusuna yanıt arayacağız
Dünkü yazımızda emeklilik koşullarını, çalışanların emekli olmak için kaç yıl çalışmak zorunda olduklarını ve yaş şartını açıklamıştık. Bugün ise emekli aylıkları konusuna değineceğiz. Tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de emekli olunca alacağımız aylık çalışırken kazandığımız maaşla aynı olmuyor. Yani emekli olduğumuzda hak ettiğimiz aylık azalıyor. Ancak emekli aylığının daha da azalmasını engellemek mümkün. Bu detaylara girmeden önce emekli aylığı nasıl hesaplanıyor ona bakalım.
Yazı dizimizin ilk gününde emekli olma şartlarını inceliyoruz ve ‘ne zaman emekli olabilirim?’ sorusunun cevabı üzerinde duruyoruzÇalışmaya başlayan herkesin başlangıçta olmasa da sonradan en büyük isteği emekli olmaktır. Çalışma yaşamının ilk yıllarında pek önemsenmeyen emeklilik sonlara doğru en çok arzulanan ve ne zaman gerçekleşeceği merak edilen bir konudur.
Biz de koronavirüs nedeniyle kısa çalışmaya gidilen işyerlerinde çalışanlar ve nakdi ücret desteğinden yararlandırılmak için ücretsiz izne çıkartılanlar başta olmak üzere bütün çalışanlar için kimlerin hangi şartlarla emekli olacağını, emekli maaşının nasıl hesaplandığını ve nasıl artırılabileceğini ve Türkiye’deki emeklilerin genel durumunu bir yazı dizisi ile ele almak istedik.
Bu çerçevede yazı dizimizin ilk gününde emekli olma şartları ve ‘ne zaman emekli olabilirim?’ sorusunun cevabı üzerinde duracağız.
3 ŞARTI YERİNE GETİRMEK LAZIM
İşçi, memur ve kendi hesabına çalışan tüm kişiler için