İş Kanunu 15 yaşını doldurmuş gençlerin çalıştırılmasına belirli şartlarla izin vermekte. Çocuk ve genç işçilerin çalıştırılması sıkı şartlara bağlı ve sadece hafif işlerde çalışabilirler.
İş Kanunu 18 yaşın altındaki çocuk ve genç işçilerin çalıştırılmasına belirli şartlarla izin vermiştir. Gençlerin eğitimleri ile birlikte meslekte deneyim kazanmaları veya meslek sahibi olmaları amacıyla getirilen bu düzenlemeler dikkatli uygulanmalı.
Ne var ki bugün çocuk işçiliği ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. Özellikle çocukların korunması gerekmektedir. Bu nedenle çocuk ve genç işçilerin çalıştırılması sıkı şartlara bağlı. İş Kanunu 15 yaşını doldurmuş gençlerin çalıştırılmasına belirli şartlarla izin vermekte.
Hafif iş nedir?
15 yaşını doldurmamış çocukların ise kural olarak çalıştırılması yasak. Bununla birlikte, 14 yaşını doldurmuş ve zorunlu ilköğretim çağını tamamlamış çocukların bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin de okula devamına engel
Önümüzdeki günlerde Meclis gündemine gelmesi beklenen torba yasa teklifinde, 50’nin altında işçi çalıştıran işyerleri için yeni bir teşvik düzenlemesi yer alıyor. Bu teşvikin özellikle salgın sonrası toparlanma sürecinde istihdam artışına olumlu etki yapması bekleniyor
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine önümüzdeki günlerde gelmesi beklenen torba yasa teklifinde yeni bir teşvik var. 50’nin altında işçi çalıştıran işyerlerine yönelik teşvik özellikle salgından sonraki toparlanma sürecinde işverenlerin istihdam artışı sağlamalarına yardımcı olabilecek nitelikte.
Yeni teşvik 2021 yılı mart ayında 50 ve altında işçi çalıştırılan işyerlerini kapsıyor. Mart ayında SGK’ya verdikleri muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde istihdam ettiği işçi sayısı 50 ve altında olan işyerleri yeni teşvikten faydalanabilecek. Dolayısıyla yeni teşvik daha çok küçük ve orta ölçekli işyerlerine yönelik bir teşvik. TUİK verilerine göre Kasım 2021 itibarıyla Türkiye’deki istihdamın
İşverenler tam kapanmada salgınla mücadelenin etkinliğini daha artırmak üzere Ramazan Bayramı tatilini uzatabilir. Bugünden itibaren 2.5 gün ek tatil yoğunluğu çok azaltır. ‘Telafi çalışması’ tam da bu durum için. Gelin inceleyelim....
29 Nisan’da başlayan ve 17 Mayıs’ta sona erecek olan tam kapanma süreci, Ramazan Bayramı’nı da kapsıyor.
Bu dönemde, tam kapanmadan muaf olan bazı işyerlerinde fiziksel mesafeyi azaltmak ve tam kapanma sürecinin koronavirüs salgını ile mücadeledeki etkinliğini artırmak üzere Ramazan Bayramı tatili işveren tarafından uzatılabilir.
12 Mayıs Çarşamba arife günü başlayan ve 15 Mayıs Cumartesi günü sona eren Ramazan Bayramı’nın öncesindeki pazartesi gününden itibaren 2.5 günün tatil edilmesiyle işyerlerindeki yoğunluğun azaltılması ve böylece virüsün yayılma hızının daha da kesilmesi mümkün olabilir. Tatil sürelerini birleştirebilmek için çeşitli yollar bulunuyor.
Nasıl olacak?
İş Kanunu’nda düzenlenen “telafi çalışması”
Salgında artan vaka ve hasta sayıları nedeniyle 29 Nisan Perşembe günü akşamından 17 Mayıs’a kadar 17 gün sürecek tam kapanma dönemi başladı. Kapanma döneminin çalışanlarca nasıl geçirileceği sorusu gündeme geldi. İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgede sokağa çıkma yasağı uygulaması kapsamına dahil edilmeyen işkolları sayıldı. Bu işkollarında çalışanların muafiyet belgeleri ile işe gidebilecekleri belirtildi. İlgili işkollarında çalışmayan işçilerin ise durumlarının ne olacağı sorusu gündeme geldi. Daha önceden gelen işverenin ücretsiz izne gönderme hakkı veya kısa çalışma uygulaması gibi yöntemler halen varlığını sürdürmekle birlikte, işverenlerin bu dönem için işçilere yıllık ücretli izin kullandırma talepleri oluşmaya başladı. Yazı dizimizde bugün kapanma döneminde işçilere yıllık izin kullandırılıp kullandırılamayacağını, kullandırılabilirse ne şekilde kullandırılabileceğini değerlendireceğiz.
Evde çalışanların durumu
İşyeri kapanmakla birlikte evde çalışma imkanı bulunanlar
Tam kapanma döneminde, çalışma belgesi olanlar çalışmaya devam edecek. Sokağa çıkma yasağına tabi olanlar mümkünse uzaktan çalışmaya geçecek. Uzaktan çalışmaya uygun olmayan işler için kısa çalışma ve nakdi ücret desteği devreye girecek. Nakdi ücret desteğinin sağlanması için ise 4 şartın mutlaka yerine getirilmesi gerekiyor.
17 günlük tam kapanma süresince çalışma hayatındaki muafiyetler belirlendi. Çalışma belgesi alınabilen sektörlerde çalışanlar kapanma döneminde çalışmaya devam edebilecek. Muafiyet kapsamında olmayıp sokağa çıkma yasağına tabi olan işyeri ve kişiler için ise ilk tercih uzaktan çalışma. Ancak uzaktan çalışmaya uygun olmayan işler için kısa çalışma ve nakdi ücret desteği devrede. Dün kısa çalışmanın kapanma döneminde nasıl uygulanabileceğini anlatmıştım. Bugün ise ücretsiz izin ve nakdi ücret desteğinin kapanma süresince hangi şartlar dahilinde ve kimler için uygulanabileceğini açıklayacağım.
Ücretsiz izin kapsamı
İş
Bu yazı dizimizde çalışma izin belgesinden fesih yasağına tam kapanma döneminde çalışma hayatını ve çalışanların haklarını ele alacağız.
Salgında artan vaka ve hasta sayıları nedeniyle 29 Nisan akşamından 17 Mayıs tarihine kadar 17 gün sürecek tam kapanma dönemine geçildi.
Söz konusu dönemde sokağa çıkma yasağı uygulaması kapsamına dahil edilmeyen belirli işkolları bulunuyor. İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgeye göre bu işkollarında çalışanlar, e-Devlet üzerinden alacakları çalışma izin belgesi ile tam kapanmadan muaf tutulacak. Tam kapanma döneminde uzaktan çalışma şartlarının uygun olmadığı işyerleri ise kapalı olacak. Bu yazı dizimizde tam kapanma döneminde çalışma hayatını ve çalışanların haklarını ele almaya çalışacağım.
1-) Muaf tutulan hariç tam kapanma geçerli
Geçtiğimiz perşembe günü başlayan ve 17 gün sürecek olan tam kapanma süreci, İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgede belirtilen işkolları haricindeki tüm işyerlerini kapsıyor.
Genelgede sokağa çıkma
İşçi ve işverenin iş sözleşmesinden doğan borçlarına aykırı davranmaları halinde bazı cezai şartlar öngörülür. En sık cezai şarta bağlanan yükümlülük, fesih hakkının sınırlanmasıdır. Sözleşmeyi belirlenen süreden önce fesheden taraf, karşı tarafa cezai şart ödemek zorunda.
İşveren ve işçiler birbirlerine mevzuatta olmayan birtakım ek yükümlülükler getirmek veya var olan yükümlülüklerin ihlal edilmesini engellemek amacıyla cezai şartla bağlama yoluna gidebilmektedirler.
Cezai şart, Borçlar Kanunu’na göre bir kişinin borcunu hiç veya gereği gibi ifa etmemiş olması halinde alacaklıya karşı teminat niteliğinde bir edimi yerine getireceği taahhüdünde bulunmasıdır.
Mevzuatta bulunmayan yükümlülükler için sözleşme ile öncelikle bir borç tanımlanmakta, sonra bunun ihlali cezai şarta bağlanmaktadır. Cezai şarta bağlanan yükümlülükler çeşitlilik arz edebiliyor. Cezai şartın karşımıza çıktığı başlıca durum fesih hakkını sınırlandıran cezai şartla bağlantılı
İsteğe bağlı sigortalılık yaptıranlar emeklilik koşullarının daha zor olması nedeniyle azaldı. Ancak memurlar yani 4/c’li sigortalılar için önemli bir istisna var. Belirli süre memurluk yapanlar, isteğe bağlı iştirakçi olarak kendi primini ödeyip emekli sandığı mensubu olarak emekli olabiliyor. İşte detaylar...
1 Ekim 2008 sonrası sosyal güvenlik sisteminde çok önemli değişiklikler yaşandı. Bunlardan biri de isteğe bağlı sigortalılıktaydı. Buna göre bu tarihten önce kişi isterse SSK’lı, isterse Bağ-Kur’lu isterse Emekli Sandığı’na tabi olarak isteğe bağlı sigortalı oluyordu. Fakat sosyal güvenlik reformu sonrası isteğe bağlı sigortalılar 4/b’li yani Bağ-Kur’lu olarak değerlendiriliyor.
Bağ-Kur’lu olarak değerlendirilme ve emeklilik koşullarının daha zor olması nedeniyle, isteğe bağlı sigortalılık yaptıranlar azaldı. Cebinden prim ödeyerek sigortalı olan kişilerin emeklilik için 9.000 gün prim ödemesi zorunluluğu ve emekli olacakları zaman bağlanacak aylığın görece sigortalı (SSK) ve memurlara göre düşük olması bu azalmanın temel nedeni.
Şartl