Cumartesi akşamı Eskişehir’de çok güzel bir kalabalıkla birlikte OMM’daydık.
Odunpazarı Modern Müze’nin (OMM) 5. yılını kutlamak üzere.
Rana-Erol-İdil Tabanca ev sahipliğindeki davetin en iyi yanı İstanbul sosyal hayatındaki tanıdık yüzler kadar Berlin ve Londra’dan yaratıcı bir kitleyi de bir araya getirmesiydi.
Gece, önce Tasigo otelde kokteylle başladı.
Ayşen-Hüsnü Özyeğin, Firuzhan Kanatlı, Ali Sabancı, Ümit-Cem Boyner, Melis-Hakan Börteçene, Hamdi Akın, Cem Hakko, Ergun Özen gibi iş dünyasının önde gelen isimleri de katıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da davete katılanlar arasındaydı.
Daha sonra Japon mimar Kengo Kuma imzalı müzeye geçildi, ‘Ehlikeyif’ sergisinin açılışı için.
“DETAYLARIN ÖNE ÇIKMASINI INSTAGRAM’A BORÇLUYUZ”
Kengo Kuma ile müze açılmadan önce, ortak arkadaşlarımız sayesinde Tokyo’da yaptığım röportajda “Eskişehir, Japonya’nın dağlık bölgelerini andırıyor, küçük köprüler ve bina tasarımları da çok benziyor. Bu benzerlik ve mimari beni etkiledi” diye anlatmıştı, Eskişehir eski Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in projeyi kendisine ilk anlattığındaki hislerini.
Hatta “Ayasofya ve Mimar Sinan’ın eserlerinden çok şey öğrendim, özellikle doğal ışığı kullanmak açısından. Çok inovatifler, doğal ışık konusunda çok ipucu aldım bu eserlerden” diye de eklemişti.
Kengo Kuma şöyle devam etmişti: “Kabul etmek lazım, Instagram mimariyi tamamen değiştirdi. Eskiden mimarlık dergilerine göre tasarım yapılırdı, eskiden formlar üzerine kuruluydu mimari, şimdi ise değişim zamanı, detayların güzelliği öne çıkıyor, çünkü detaylar daha iyi fotoğraf veriyor. Detayların öne çıkmasını ve tabii doğal malzemelerin yükselişini Instagram’a borçluyuz.”
GÜNCELİ YAKALIYOR
Aslında ‘Ehlikeyif’ sergisini gezerken de ne kadar Instagram’a uygun olduğunu göruyorsunuz.
Sergide yer alan her tasarımda detaylar öne çıkıyor, her biri ayrı Instagram karesi.
Eserler arasında benim favorim nisan ayında hayatını kaybeden İtalyan mimar ve tasarımcı Gaetano Pesce imzalı “Pratt chair”adlı sandalye.
20 Temmuz 2025’e kadar devam edecek serginin küratörü İdil Tabanca ‘Ehlikeyif’ başlığına yakışır bir seçkiyi OMM’da bir araya getirmiş.
Ayrıca OMM’un kalıcı koleksiyonuna katılan Japon sanatçı Tanabe Chikuunsai IV’ün, bambu sanatıyla yaptığı ağaç formundaki yerleştirmesi de görülmeli.
OMM’un en etkileyici yanı ise Eskişehir’i bir sanat destinasyonu hâline getirmesi kadar aynı zamanda günceli yakalaması.
Özel bir müze olmanın avantajını kullanarak, birçok müzenin aksine, sadece alışılmış büyük isimlere gitmek yerine daha günceli yakalamayı başarıyor.
Bunda eminim, İdil Tabanca’nın rolü büyük.
Uzun zamandır İstanbul sosyal hayatında görmediğimiz yaratıcı bir kitle ile Eskişehir’de iş dünyasının buluşması da aslında sanılanın aksine iş dünyasının da yeniliklere açık olduğunu gösteriyor.
OMM’u ve Eskişehir’i hâlâ görmediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz.
Sırf OMM’u gezmek için bile Eskişehir’e bir an önce gidilir!