5’inci yılında yurt dışına açılıyor

Türkiye’nin 4 farklı noktasında Çeşme, Bodrum, İstanbul ve Erzurum Palandöken’de şubeleri olan Momo, şimdi de 2 yeni projesiyle gündemde. Biri Emirgan’da, diğeri ise İtalya’da.

Geçen hafta sonu Çeşme’de Momo’nun yaratıcısı Burak Beşer ile bir araya geldik. Burak Beşer, yeme-içme sektöründe son zamanların en çok dikkat çeken ismi. Sadece Dalyan Çeşme, Bebeköy İstanbul, Yalıkavak Bodrum ve Erzurum Palandöken ile 4 farklı noktada karşımıza çıkmasıyla değil, aynı zamanda eğlence hayatının en sosyal figürlerinden oluşan dev bir kadro kurmasıyla da adından çok söz ettiriyor. 

Bir yandan sanki büyük bir arkadaş grubu kendi aralarında eğleniyorlar gibi, bir yandan da işler tıkır tıkır işliyor. Mutfaktan sosyal medyaya her konuda detaylara dikkat ediyor çünkü. Bir bakıyorsunuz su kolilerini taşıyor, bir bakıyorsunuz misafirlerine kendi elleriyle servis yapıyor. 2 bin kişilik bir Kenan Doğulu ya da Valeron performansından sonra ertesi gün hiç yorulmamış gibi güne erkenden müthiş bir enerjiyle başlayabiliyor. 

Çeşme’den Türkiye’ye 

Henüz 36 yaşında Burak Beşer, 7 yıl önce tamamen tesadüfen girmiş bu işe. Bir arkadaşından Çeşme’de devraldığı 12 kişilik shot-barıyla başlamış, sonra Hacımemiş’te bir restoran ve daha sonra ise Momo Dalyan ortaya çıkmış 2018’de. Genelde eğlence sektöründeki markalar, İstanbul’dan çıkıp güneye gidiyor. Momo ise Çeşme’den çıkıp Türkiye’ye dağılmayı tercih etmiş. Momo Dalyan, deniziyle, şezlonguyla öne çıkan bir beach club değil aslında. Tam tersine plajın ortasında dev bir bar var. Yeme-içme konusunda iddialılar, o yüzden de restoran bölümü de alıştığımız beach clublardan daha farklı. 

Tankut Karakurt’un müzik direktörlüğünü üstlendiği mekânın mutfağı şef Mert Şeran’a emanet. Menüde mevsimsel, taze ve yerel ürünler öne çıkıyor. Çiğ deniz ürünleri, glütensiz seçenekleri de olan makarna ve pizzaların yanı sıra bu yılın en büyük yeniliği menüye sushi eklenmesi olmuş. Yemekler arasında White Guy&Black Truffle Pizza, Calamarata&Burrata Spaghetti ve Foccacia di Recco, Tuna tartar ve parmesanlı tıraşlanmış çiğ enginar favorilerden. 

Plajdan çalışma 

Pazar günleri de açık büfe yapıyorlar. Mekânın girişinde ise konsept butiklerin karşısında Han Spaces ile bir co-working alanı yaratılmış. İçeri girerken her ne kadar değerini anlamamış olsam da sonra Los Angeles-Symi-Çeşme hattındaki Zoom toplantısı için bu alanı da kullanmak durumunda kalıyorum. Müzikten ve kalabalıktan etkilenmeden çalışabilmek de burada ayrı bir lüks oluyor. Evden çalışmanın artmasıyla plajdan da çalışmanın artacağı düşüncesi doğru çıkıyor işte. 

Burak Beşer’in yakından ilgilendiği bir diğer konu da sürdürülebilir lüks. İstiridye mantarı, kuzukulağı, reyhan, nane, domates, zeytin, sakız, incir ve narenciye gibi birçok meyve-sebze yetiştirdikleri bir bahçesi var. Beşer, “Bir mekânı en çok yabancılaştıran unsur, bir yere gittikleri zaman o yerin bitki örtüsüne uymamak. Bizim peyzajımıza bakın; ayda sadece bir sulama gerektiren bu çevrede gördüğünüz bitkilerden oluşan bir peyzaj çalışmamız var. Bahçemizde bir tane bitkimiz var santolina diye, Asteraceae (papatyagiller) türünden olan bu bitkiyi demliyoruz, ondan kokteyl yapıyoruz. Yukarıda sakız ağaçlarımız var, onlardan sakız topluyoruz, zeytin ağacımızdan zeytinlerimizi topluyoruz. Atıklarımızı ise kompos yapıyoruz.” diye anlatıyor. 

Hem mutfak atıklarını yeniden kullanıma kazandıran, topraktaki çeşitliliği ve verimliliği artıran hem de farklı kimyasal maddelerin toprağa ve suya karışmasını önleyen kompost için ekolojik tasarımcı Melike Kavran ile çalışıyor. 

Umalım bu çevreci yaklaşım başka mekânlara da örnek olsun. 

Sırada Emirgan ve İtalya var

Burak Beşer’in şimdi sırada 2 büyük yeni projesi var. Biri, Momo yurt dışına açılıyor. Evet, Dubai’den teklif var, Miami düşündüğü yerler arasında. Ama ilk imzalanan İtalya’da ünlü kayak merkezi Cervinia’da bir apres-ski (kayak sonrası) restoranı oluyor. Cervinia, Toblerone çikolatalarının da ambleminde yer alan dağ. Diğeri ise Emirgan’da 4 dönüm yeşillikler içinde yeni bir lifestyle konsepti. Yeme-içmenin yanına konaklamanın da eklenebileceği daha kapsamlı bir proje bu. 2024’ün ilk yarısına yetişmesi planlanıyor.

Momo ismi nereden geliyor?

Michael Ende’nin “MOMO” kitabı, “yetişkinlere hikâyeler” tadında zamanı değerli kılmayı ve her anın tadını çıkarmayı anlatıyor. Bu kitabı okurken yaptığı iş bir anlamda misafirlerin zamanını değerli kılmalarını sağlamak ve güzel vakit geçirmelerine yardımcı olmak olduğu için mekâna MOMO ismini veriyor Burak Beşer. Hatta ilk sene bütün yemek misafirlerine bu kitabı hediye ediyor. “Türkiye’de kitap bitti ve yayınevi değiştirdi. İkinci yılımızda en çok okunanlar listesindeydi ve üçüncü senemizde okullarda okutulmaya başlandı” diye söz ediyor.